Eskiden satır satır okurdum, sonra sıkı takip etmeyi bırakmıştım ama bir süredir yeniden gazetelerin 3’üncü sayfalarının tiryakisi oldum...
Saatler süren, tavsayan, giderek Meksika pembe dizilerini aratmaz hale gelen dizilerin, ayakları yere basmayan senaryolarına inat taş gibi gerçek hikayeler çıkıyor buralardan.
Bir solukta okuyup, bitiriyorum haberleri.
Bununla da yetinmeyip deli gibi etrafıma anlatıyorum sonra, biraz soslayarak...
Dünkü hikaye de çok çarpıcıydı.
Okumayanlar için özetleyeyim; Kadın kendisini terk eden sevgilisini öldürtmek istiyor, tuttuğu kiralık katil tesadüfen öldürülecek adamın arkadaşı çıkıyor.
Hem arkadaşını öldürmek istemeyen hem de parayı geri vermek istemeyen tetikçi ne yapsın, arkadaşını kırmızı boyayla boyuyor, işte öldürdüm diyerek fotoğrafı kadına gönderiyor.
Kadın bir gün sonra öldü sandığı sevgilisini çarşıda görünce şok!
Soluğu doğru poliste alıyor...
Üçünü de gözaltına alıyor polis.
Kadın "Ben sevgilimi seviyorum kokutmak için yaptım" deyince de serbest bırakılıyorlar.
Mutlu son!
Şimdi üçlünün ilişkisi nasıldır, beraber oturup çay içerler mi, sohbet ederler mi bilemiyoruz...
3’üncü sayfalarda haftada en az iki tane böyle müthiş olay çıkıyor, senaryosunu yazsan inandıramazsın.
Ama işte gerçek!
En çok rating alan dizilerden de heyecanlı...
Bunları okudukça bizim senaryo yazarlarının hayal güçlerinin kalıplara sıkışmış ve ne kadar sınırlı olduğunu görüyoruz...
Nihat oynayamazsa sorumlusu Fener’dir
Nihat Kahveci, "3 yıllık anlaşmam daha var Türkiye’ye dönmek istemiyorum" diyor Fener almak için ısrar ediyor...
Nihat, "Daha yurtdışında oynayacağım" diyor, Fenerbahçe zorla Türkiye’ye getirmeye çalışıyor.
8 milyon euro veren Fener biraz yukarı çıkar, 15 milyon isteyen Villareal aşağı iner de ortada buluşurlarsa, Nihat istemeye istemeye Türkiye’ye gelecek.
Çünkü bu pazarlıkta alan razı-satan razıysa Nihat’ın hukuksal olarak söz hakkı yok.
Zorla güzellik olmaz!
Fenerbahçe zorla getirdiği, aklı Avrupa’da kalmış Nihat’tan verim alabilir mi?
Alamaz!
Bu transfer ne Fener’e ne Nihat’a yarar.
Bu arada Fenerli yöneticiler en büyük darbeyi milli takıma vuruyorlar. Yarın akşam çok önemli Portekiz maçına çıkacak Nihat’ın aklı ister istemez bu transferde olacak.
İyi oyun çıkaramazsa da en büyük sorumlusu Fenerli yöneticiler olacak.
Tarihte bugün...
Erol Köse, jüri üyeliği yaptığı programın canlı yayınında şarkıcı Gülşen’e aşkını itiraf etti (5 Haziran 2006).
Var mısın Yok musun’un Halit Ergenç’in sunduğu versiyonu Büyük Teklif adıyla ekrana gelmeye başladı (5 Haziran 2006).
İbrahim Tatlıses, Şanlıurfa bağımsız adaylığından vazgeçip Genç Parti’den İstanbul milletvekili adayı olduğunu açıkladı (5 Haziran 2007).
Restoranlarda pos makinelerinin kablosuz olacağı ve artık masada kredi kartıyla hesap ödenebileceği açıklandı (5 Haziran 2006).
Milli Takım İnönü’de Yunanistan’la 0-0 berabere kaldı, 2006 Dünya Kupası’na katılmamız hayal oldu (5 Haziran 2005).
Başbakan Turgut Özal’ın eşi Semra Hanım’ın teknede güneşlenirken mayolu fotoğrafları çekildi (5 Haziran 1987).
İngiltere’den demeç veren Colin Kazım, "Kartal’a gelirim, Beşiktaş’ta seve seve oynarım" dedi (5 Haziran 2007).
Cem Uzan’ın "Mazot 1 lira olacak" ilanları gazetelerde yayınlanıyordu (5 Haziran 2007).
30 yıl devlet müteahhitliği yapan Mustafa Naci Ekşioğlu, yap-satçı belediyeleri suçlayıp "Ciddi bir depremde İstanbul yerle bir olabilir" uyarısında bulundu (5 Haziran 1987).