3.5 ay yaz tatili çok uzun

Tam 14 hafta, 3.5 ay yaz tatili var önümüzde... Olacak şey değil!
Ben yıllardır Türk eğitim sistemindeki bu uzun yaz tatillerine itiraz ederim. Şimdi biri 2’nci sınıfa geçmiş, biri anaokuluna giden iki küçük çocuk sahibiyim ve bu uzun tatilin ne kadar gereksiz olduğunu daha da iyi anlamış durumdayım.
Ne yapacak çocuklar 3.5 ay boyunca?
Denize gittik, pikniğe gittik diyelim... Anneanneye, babaanneye gittik...
İmkanın varsa yurtdışına da gittin... Yine de bitmez bu tatil.
Daha da önemlisi çocuklar bu kadar uzun yaz tatilinde derslerden, okul disiplininden tamamen kopuyor...
Okula başladıklarında adaptasyon süreci çok zor oluyor. Oysa bu 3.5 ay (15 gün sömestrle birlikte 4 ay) tatil, eğitim yılının tamamına yayılmalı...
◊ 2 ay yaz tatili... (Temmuz-Ağustos)
◊ 15 gün sonbahar... (Kasım başı)
◊ 1 ay kış tatili... (Ocak)
◊ 15 gün ilkbahar tatili (Nisan ortası) şeklinde...
3.5 ay yaz, 15 gün sömestr tatili yapmak yerine parçalara bölerek tatili tüm yıla yaymanın şu faydaları olacak:
1- Çocuklar okuldan sıkılmayacak, konsantrasyonları bozulmayacak...
2- Yaz tatilinde okulu ve dersleri unutmayacaklar...
3- Karda kışta okula daha az gidecekler (okullar ısıtma masrafından da kurtulacak)...
Türkiye pek çok konuda aynı kurallarla yönetilmeyecek kadar büyük bir ülke...
Doğusuyla batısı arasında dağlar kadar fark var...
Doğuda karda kışta köy okullarında çocukların çile çekmesi mi daha doğru, yoksa 1 ay kış tatili yapmaları mı?
En azından bu kış tatilinin uzaması meselesi doğudaki okullar için mutlaka gündeme alınmalı...

Dünya kupası notları

◊ Ben Messi değil, hep Ronaldo’cuydum. Messi dün gece Hırvatistan karşısında ne yaptı henüz bilmiyoruz ama Ronaldo iki maçta 4 golle 4 puan kazandırdı takımına. Hız keseceğini sanmam...

◊ Tunus’un teknik direktörü Nabil Maaloul’un bizim Yılmaz Vural’dan farkı yok gibi... İngiltere maçında siyah tişört üzeri siyah yeleği ve hareketleriyle “Aha da Yılmaz Hoca” dedirtti bize...

◊ İspanya, İrlanda karşısında zorlansa da (1-0 yendiler) hâlâ benim turnuvadaki en büyük favorilerimden biri..

◊ Suudi Arabistan, Rusya’dan 5, Uruguay’dan 1 gol yiyerek turnuvaya veda etti. Son maçlarında yine veda eden Mısır karşısına çıkacaklar.

Bakın turnuvada her maçı izleyen ben bile bu formalite maçını izlemem...

Yıldız’ın albümü haksız rekabet yaratıyor

Yıldız Tilbe albümünde 39 sanatçı yer alıyor...

Bu kadar çok sanatçı olursa tartışmanın çıkması da kaçınılmazdı zaten.

İşte Murat Dalkılıç, “Neden benim seslendirdiğim Sevdanın Tadı şarkısı hiçbir haberde, en çok dinlenenler listesinde geçmiyor” diye isyan ediyor...

“Müzik platformlarında en çok dinlenen ilk 5 şarkı arasında olmasına rağmen görmezden geliniyor” diyor Murat...

Haklı... Çünkü bu tür proje albümlerde ne yazık ki kimin yapımcısı güçlüyse, onun borusu ötüyor daha çok...

Mesela 39 sanatçının yer aldığı albümde iki şarkıya klip çekildi:

Biri Aleyna Tilki’nin seslendirdiği Yalnız Çiçek’e...

Diğeri Gülşen’in söylediği Delikanlım’a...

Neden sadece Aleyna ve Gülşen’e klip çekiliyor, diğerlerinin başı kel mi?

Aleyna’yla Gülşen bu albümde söyledi de, Sibel Can’lar, İrem’ler, Demet’ler, Hande’ler söylemedi mi?

Kendi imkanlarıyla çekmiş olsalar bile bu diğer sanatçılar için haksız bir rekabet ortamı yaratıyor...

Murat Dalkılıç gibi eminim albümde yer alan pek çok sanatçının kafasından “Keşke bu albümde yer almasaydım” düşüncesi geçiyordur...

Bu tür haksız rekabet yaratan durumlar, bundan sonra yapılacak diğer proje albümlerin önünde de en büyük engel...

Ya hiç kimseye klip çekme izni vermeyin ya da herkese klip çekin...

Haberlerde bazı sanatçıları öne çıkarırsanız, diğerlerine haksızlık olur.

Bundan sonraki proje albümlerde de şarkı söyleyecek sanatçı bulamazsınız.

Bağımlıysan vermezsin

Yurtdışındaki konserlerin girişlerinde cep telefonlarının açılmayan bir kılıfa konduğunu, video ve fotoğraf çekilmemesi için yapılan bu uygulamanın hızla yayıldığını yazmıştım...

Ömür Gedik “Bizde işlemez o yöntem” dedi... “Kimi telefonunu vermez, kimi çantasına saklar, kimi de tartışma çıkarır” diye yazdı...

Birincisi şu; kimse telefonunuza el koymuyor kapı girişinde. Açılamayan özel kılıfa koyup size iade ediyorlar.

Konser boyunca telefonunuz özel kılıfında duruyor, yanınızda ama kullanamıyorsunuz. Çıkarken de kılıfı yine yetkililer açıyor...

Ömür gibi sahneye çıkan bir şarkıcı bile buna itiraz ediyorsa düşünün artık telefon bağımlılığında geldiğimiz noktayı.

Vallahi ben kimsenin cep telefonu kullanamadığı bir etkinliği bayıla bayıla izlerim...

Eskiden olduğu gibi, konserin tadına vara vara...

Ama Ömür gibi telefon bağımlısıysan istemezsin tabii...