1000 oyum olsa 1’ini vermem Aziz Yıldırım’a...

Mehmet Ali Aydınlar mı, Aziz Yıldırım mı?

Haberin Devamı

Bir futbolsever olarak tartışmasız Aydınlar diyorum...
Fenerbahçe’nin yeni başkanının Mehmet Ali Aydınlar olmasını gönülden istiyorum...
- Yıldırım’ın despot yönetimini...
- Astığım astık kestiğim kestik tavrını...
- Fotoğrafını çeken gazetecilere bile küfürler etmesini...
- Şike davalarında haklı ya da haksız oluşunu...
- Fenerbahçe Başkanlığı’nı ömür boyu sürecek bir kimlikmiş gibi görmesini...
- Başkanlığı döneminde yaptığı iyi-kötü şeyleri...
Hepsini bir kenara koydum...
Benim için tek bir kriter var:
Aydınlar’ın geçen ay yaptığı basın toplantısında, kaybettiği oğluyla ilgili soruya yanıt verirken gözyaşlarını tutamaması üzerine...
Aziz Yıldırım, “Aydınlar’ın gözyaşı dökmesine hiç üzülmedim. Hiç etkilenmedim. Niye üzülecekmişim ki...
Üzülecek bir durum yok çünkü numara yapıyor.
Alenen evlat acısı üzerinden sömürü yapıyor. Biz yemiyoruz bu numaraları.
Bir sahne kurulmuş ve sahnenin bir parçası ağlaması, gözyaşı dökmesi.
Madem evladının acısını yaşıyor içinde, o zaman gitsin evinde otursun.
Niye dolanıyor meydanlarda” dedi ya... (Sevilay Yükselir, Sabah, 24 Ekim 2013)
Evlat acısı yaşayan bir babaya, bir baba olarak bu katı tutumu sergiledi ya...
Evladını toprağa vermiş bir babaya bu nobran tutumu gösterdi ya...
Yere batsın futbol, şampiyonluklar, başkanlık!
Sırf bu yüzden 1000 oyum olsa 1’ini vermem Aziz Yıldırım’a...

Haberin Devamı

Çifte kutlama...

Doğum günümü her sene havai fişekler eşliğinde kutluyorum.
Bir şişe şarabımı açıp, Cumhuriyet kutlamalarını en iyi görecek yere konuşlanıyorum.
Önceki gece de öyle oldu.
Benim için en önemli değişiklik bu kez yanımda 26 aylık kızımın da olmasıydı.
Onun deyimiyle...
Işıklar yağmur oldu...
Havada çiçek açtı...
Puf diye ağaca benzedi...
Çok eğlendik...
Ben iktidarın iyi yaptığı şeylere körü körüne kötü diyen biri değilim...
Kadir Topbaş, Cumhuriyet kutlamalarını yıllardır çok iyi organize ediyor...
Bu yıl Marmaray da eklendi bu heyecana...
Çok önemli, alkışlanacak bir proje.
En kısa sürede Avrupa’dan Asya’ya geçip bu deneyimi yaşayacağım...

İade-i itibar!

Ahmet Kaya’nın faturası iki isme kesildi bu ülkede:
Biri Serdar Ortaç...
Diğeri Ertuğrul Özkök...
Serdar Ortaç’a Cumhuriyet konserinde yine tepki gösterildi, sahneye çatal bıçak fırlatıldı...
Cumhurbaşkanı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü bu yıl Ahmet Kaya’ya verince yine gözler Ertuğrul Özkök’e döndü...
Serdar Ortaç bu konuyla ilgili defalarca özür diledi...
Ertuğrul Özkök, defalarca “Bugün olsa o manşeti atmazdım” dedi...
Ama yok...
Durup durup fatura kesiliyor...
Ne özür kabul ediliyor ne pişmanlık...
İşte buyrun, devran döndü devlet en üst düzeyde iade-i itibar verdi Ahmet Kaya’ya...
Umarım Ahmet Kaya olayında bundan sonra bir barışa vesile olur bu ödül...
Bana bile geçmişte yazdığım birkaç Ahmet Kaya yazısından dolayı tepki gösterildi.
Kusura bakmayın da biz rüzgar döndükten sonra Ahmet Kaya’ya sahip çıkanlardan değiliz...
Magazin dünyası çatal bıçak fırlattığında da...
Hürriyet o talihsiz manşeti attığında da...
Herkes tarafından taşlandığında da Ahmet Kaya’cıydık...
Bugün de Ahmet Kaya’cıyız...
80’lerin ikinci yarısında Ağlama Bebeğim’i, Acılar’a Tutunmak’ı çıkardığında daha lise öğrencileri olarak sokaklarda Ahmet Kaya türküleri söyleyenlerdendik...
Bizim nezdimizde Ahmet Kaya hiç itibar kaybetmedi ki, iade-i itibarı alkışlayalım...

Yazarın Tüm Yazıları