Paylaş
Sapphire, Kiler grubunun Büyükdere Caddesi’nde Sabancı Kuleleri’nin tam karşısına diktiği Türkiye ve Avrupa’nın en büyük gökdeleni.
Yapımı halen devam eden ve 2009 sonuna doğru tamamlanacak gökdelen 56 katlı ve 263 metre, çık çık bitmiyor.
Aynı gün Nahit Kiler’le tanıştım, AKP milletvekili Vahit Kiler (milletvekilliğinden sonra işlerle çok ilgilenemiyormuş) ve küçük kardeş Ümit Kiler’le grubun başında olan isim.
“Hadi” dedi, “Size seyir katını göstereyim”...
Sapphire’in 56’ıncı katı, yani 263’üncü metresi herkese açık bir seyir katı olacak.
Rezidansların olduğu bölümden ayrı yerde bulunan iki asansör isteyen herkesi Avrupa’nın bu en yüksek noktasına çıkaracak ve İstanbul’u seyrettirecek.
Tıpkı New York’taki Empire State binası gibi.
Empire State’e kapalı havalarda çıktığınızda altınızdan bulutlar geçer, Sapphire’de de benzer manzaralar oluyormuş.
Bugün Empire State’e çıkmak 20 dolar, Sapphire’e tırmanmak ise 7-8 dolar olacak, yani 10-12 lira.
“Burada mutlaka iyi bir restoran olmalı” dedim.
Uluslararası görüşmeleri sürüyormuş, çok ünlü ve iddialı bir restoranı Sapphire’in tepesine getirecekler.
“Seneye yılbaşı akşamı yemeği için şimdiden rezervasyon yaptırıyorum” dedim.
Peki 263 metre yüksekten nasıl gözüküyür İstanbul?
Şu kadarını söyleyeyim Sabancı ve İş Kuleleri bile oyuncak gibi kalıyor, Kanyon ne kadar küçükmüş, boğaz sakin bir dere gibi tepelerin arasından akıyor, arabalar minnacık, insanlar nokta gibi...
Kaldı ki bizim çıktığımız gün hava karlı ve görüş mesafesi düşüktü.
Hava açık olduğunda Uludağ’a kadar görmek mümkünmüş.
“Bu olabilir mi” dedik.
Anadolu yakasının arkasında 10 gün önce kar yağmış başka hangi tepe olabilir dediler...
“Bu manzarayla sadece yerli değil yabancı turisti de hiç gelmedikleri bir yere Büyükdere Caddesi’ne çekeceğiz” diyor Nahit Bey.
Böyle bir manzarada oturmanın bedeli ise 1 milyon 200 bin dolardan başlıyor.
Ev alanlar arasında Hülya Avşar da var.
Böyle bir serveti olmayan biz faniler içinse neyse ki restoranı ve seyir tepesi olacak Sapphire’in.
Dergilerin gücü
Kriz Türk dergiciliğini fena vurdu, haftalık dergilerin aylık olması gibi tatsız haberler geliyor sektörden.
Oysa dergilerin ne kadar etkili bir reklam mecrası olduğunu vereceğim örnek çok iyi anlatıyor.
Sapphire’deki dairelerin satışı için reklama yüklenmediklerini söyleyen Nahit Kiler, yurtiçinde bazı dergilere yurtdışında ise Robb Report’un (bizde de yayınlanan lüks tüketim dergisi) sadece bir sayısına reklam verdiklerini belirtti.
Robb Report’tan sadece dört geri dönüş almışlar.
Ama bunlardan bir tanesine, Avrupalı bir müşteriye 1,5 milyon dolarlık daire satmışlar.Yani reklamı doğru mecraya verirseniz, 12’den vurursunuz.
Kaç oğlum kaç
Vatandaşla trafik polisi arasındaki komik diyaloglar internette en çok güldüğüm şeyler arasında.
İşte bunlardan biri:
Kırmızı ışıkta yaya olarak karşıdan karşıya geçen bir genci polis ceza yazmak için durduruyor.
Çocuk da, “Herkes geçti, onları niye çevirmiyorsun da beni çeviriyorsun” diye duruma itiraz ediyor.
Tartışma sürerken millet başlarına toplanıyor falan.
Bu sırada polis ceza yazmak için ekip otosuna doğru giderken yaşlı bir teyze çocuğa bağırıyor; “Kaç oğlum kaç g.tünde plaka mı var!”
Paylaş