Paylaş
* İlk barikat Cihangir’de Mona’nın önündeydi, “Geçmek yasak” diyen polise, “Ne yani ekmek almaya da mı gitmeyelim” diyerek aştım ilk barikatı...
* Firuzağa Meydanı’nda sadece polisler vardı orta yerde de bir TOMA...
* “1 Mayıs’ta çocukla beraber Cihangir’de ne yapacaksınız” diye soranlara “1 Mayıs’ta en sakin bizim oralar olur” diyordum günlerdir, inandıramıyordum...
* Aynen dediğim gibi oldu bütün sokak girişleri barikatlarla kapatılmıştı. Tıpkı geçen sene olduğu gibi... Kuş uçamadı bizim oralarda...
* Cihangir Otto’nun olduğu merdivenlerin başını bile barikatla kapatmıştı polis. Belli ki oranın çıkmaz sokak olduğu bilinmiyordu.
* 1 Mayıs mağduru turistler yollarda telef oldu. Ellerinde bavullarla otellerine ulaşmaya çalışanlar da otellerinden çıkış yapanlar da barikatları aşmak için polislere dil döktüler ama nafile...
* Bomboş Sıraselviler’de ağır bavullarını güç bela çekerek Taksim’e otellerine doğru giden dört turist kıza otellerini tarif ettim, “Welcome to İstanbul” dedim. Gülüştük...
* Otellerini bulmaya çalışan bir Arap turist ailesinin haline gerçekten acıdım. Bütün barikatları aşmayı denediler başaramadılar. Polisler oradan oraya gönderip manyak etti aileyi! 1 Mayıs’ta İstanbul’da turist olmak akıl kârı değil...
* Sıraselviler’in girişindeki ikinci barikatı aşmak için mesleğimi kullanmak zorunda kaldım, yoksa imkansızdı. Sarı basın kartımı gösterip geçtim. O sırada kolunda serum iğnesi bulunan “Ve hastaneye tetkike gidiyorum” diyen kadını resmen geçirmediler güvenlik noktasından...
* Nihayet Taksim’e vardım... Ben Taksim’i hiç bu kadar demir perdeyle çevrildiğini görmemiştim. Boydan boya, yüzlerce metre ve iç içe iki-üç kademe olmak üzere her taraf demir bariyer doluydu...
* O sırada Gümüşsuyu tarafından Hak-İş üyesi 100 kişilik bir grup sloganlar atarak ve tabii izinli olarak meydana girdi. Barikatlar tek tek açıldı, Kazancı Yokuşu’na kadar geldiler arkalarından barikatlar kapandı. Daha sonra Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bıraktılar. Tiyatro gibiydi, komikti... İzinli gösteri de bu kadar oluyor işte...
* Etrafta tek bir aracın olmadığını söylemem gerek yok herhalde... Bırakın onu arabamızı çıkarıp bir yere gitmemiz bile mümkün değildi...
* Dün biz Taksim ve civarında yaşayanlar yarı açık cezaevinde gibiydik...
Dengesizim!
İstanbul’un en güzel sahnelerinden biri Galatasaray’daki Garaj İstanbul’dur...
Buranın havası da, sahnesi de, kalabalığı da güzel...
Geçen akşam bu kez Su Soley’i dinledim bu kez Garaj İstanbul’da...
Dengesizim şarkısıyla bildiğim ve tarzını beğendiğim bir isimdi Su Soley.
Ama ilk kez canlı izleme fırsatını buldum...
Çok iyi bir ses...
Yabancı şarkıları da, Türkçe şarkıları da çok iyi seslendiriyor.
Seyircisini eğlendiriyor.
“Dengesizim” şarkısı dışında çok daha eğlenceli şarkılarını keşfettim.
Eurovision’a katılıyor olsak Su Soley gözüm kapalı benim önereceğim isim olurdu.
Kadın yazılımcılar
Geçenlerde Turkcell’in Geleceği Yazanlar projesinden bahsetmiştim, uygulama yazanların önünü açan bir projeydi bu...
Benzer bir çalışmayı Yapı Kredi de yapıyor; FikriMobil adıyla...
Geçen gün Yapı Kredi’nin Genel Müdür Yardımcıları Yakup Doğan ve Cahit Erdoğan’la birlikte yazılım sorumlusu Murat Polat’la bir araya geldik.
FikriMobil projesini anlattılar. Sadece bankacılıkla ilgili uygulamaları değil, her türlü uygulamayı destekleyen bir organizasyonmuş bu. 200’e yakın aday katılmış, aralarında çok ilginç uygulama fikirleri olan varmış.
Daha da güzeli başvuranların yarıya yakını kadınmış ve kadınlardan çok daha ilginç uygulama önerileri geliyormuş.
2013’te mobil uygulamalara harcanan para 68 milyar dolar.
2016’da 143 milyar dolar olması bekleniyor. Dünyanın en büyük pazarlarından biri oldu mobil uygulamalar. Ancak ne yazık ki Türkiye bu oyunda yok. Bu yüzden Yapı Kredi, Turkcell gibi büyük markaların mobil uygulama işini teşvik etmesi çok önemli. Umarım bunu destekleyen firma sayısı daha artar.
Yalanın bu kadarı
Takvim yalan yanlış haberlerine bir yenisini ekledi dün...
Ömür Gedik’i Altın Kelebek Ödülleri’nde üç dalda aday göstermişiz...
Bunu iddia ediyor gazete!
Yarım sayfa, “Bir Ömür’sünüz” başlığını atmışlar ve Ömür’ün “En İyi Kadın Şarkıcı”, “En İyi Klip” ve “Yılın şarkısı” kategorilerinde Altın Kelebek’e aday olduğunu yazmışlar.
Bununla da yetinmemişler sosyal medyada bunun alay konusu olduğunu yazmışlar.
Bazı ünlü isimlerin twitlerini örnek göstermişler.
Ben böyle bir gazetecilik görmedim.
Bu uydurma haberi yapmadan Altın Kelebek’in oylama sayfasına girseler, “aday gösterme” diye bir şey olmadığını görecekler.
Değil Ömür Gedik, hiçbir dalda hiç kimse aday olarak gösterilmiş değil...
Herkes istediğine oy vermekte özgür Altın Kelebek’te...
Biz ön eleme yapıp her kategoride 3-5 ismi aday göstermiyoruz.
İsteyen istediği kategoride istediğine oy veriyor.
Mesela ben şimdi Altın Kelebek’in oylama sayfasına girip, ‘En İyi Komedi Dizisi’ dalında Takvim’e, ‘En İyi Fantezi Müzik Erkek Solist’ dalında da Ergün Diler’e oy kullanacağım...
Paylaş