LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
YIL 1980.Türkiye askeri darbeyle tanışmış.
Süleyman Demirel, Zincirbozan yolcusu.
Bu bir sürgündür.
Demirel, elinde karayolları haritası, yolculuk güzergáhını incelemektedir.
Çevresindekiler, "Oldukça uzak" dediğini duyarlar.
O devam eder:
"İktidara geldiğimde ilk işim Çanakkale’ye havaalanı yapmak olacak!"
Oradaki herkes şaşırır.
Zincirbozan’a sürgüne gönderilen Demirel için, esasen bu belirsizliktir.
Bir meçhuldür.
Ancak o çok yakınındaki bu belirsizlikleri hiç umursamaz bile.
Geleceği düşünmektedir.
Uzak da olsa geleceği...
Çevresindekilerin şaşkınlığı arasında konuşmasını sürdürür.
"Siyaset, iddia işidir.
İddianız olacak, inancınız olacak.
Sürgünden döneceğim, mücadele edeceğim ve yeniden başbakan olacağım.
Çanakkale’ye de havaalanı yapacağım."
* * *
Sonrasını biliyoruz.
Bu bir kuru inat değil.
Ayrıntıları hesaplanmış bir kararlılık.
Günümüz siyasileri, bu örneği, kuru inatlarına gerekçe görmemeli.
Elbette iddianız, inancınız ve kararlılığınız olacak.
Ancak bu, aklın önüne geçen bir hırsa hiçbir zaman dönüşmeyecek.
Yoksa bırakın iktidara ulaşmayı, evin yolunu bulamazsınız!
* * *
Bu yazdıklarımı bana hatırlatan kim oldu biliyor musunuz?
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül.
Daha doğrusu Yargıtay’ın onun hakkında verdiği karar.
Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Sarıgül’ün CHP’den ihracına zemin hazırlayacak bir karar verdi.
Hukuki süreç devam ediyor.
Ortada CHP’nin "çok tartışılan" ve "daha çok tartışılacak" bir kararı var.
Ondan sonra ise Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bir başka kararı.
Yargıtay’ın bu kararından sonra, yerel mahkeme davayı bir kez daha görüşecek.
Kararında ısrar ederse, sonrasında konu Yargıtay Genel Kurulu’na gelecek.
Ben işin hukuki tarafından bakmıyorum.
Yargıtay’ın bu kararı verdiği gün, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Koç Üniversitesi’nde gençlerle buluşacaktı.
Önceden duyurulmuş bir konferansı vardı.
Böylesi bir karar, programını hiç etkilemedi.
O gün Sarıgül, hiçbir şey olmamışçasına gitti ve konuştu.
İddiasından, inancından hiç ama hiç uzaklaşmamıştı.
Özellikle vurguladı ki, "Bir sonraki seçimde yüzde 70’in altına düşersem, siyasetten çekilirim!"
Bunlar Türkiye’de, siyaset dünyamızda kolay duyulacak sözler değil.
Sözünü ettiğim dizi konferansların sadece adı bile aslında o kadar çok şey anlatıyor ki...
Örneğin, konferansın adının, "Geleceğin Liderleri" olduğunu söylesem...
Başka söze gerek kalır mı?
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları