Paylaş
Dolayısıyla, 1971 yılında Barcelona’da doğmuş olan Carme Chacon’un Yarbay Tejero’nun kalkıştığı ilk darbe girişiminde 7 yaşında olması gerekiyor. İspanyolcayı öğrenmeye başladığı yıl olmalı.
İspanyolcayı (yani Castillan’ı) muhtemelen Barcelona’da ilkokulda öğrenmiş olduğunu sanıyorum. Zira, Carme Chacon Piqueras, bir Katalan ve Katalunya’nın merkezinde Barcelona’da ve onun çocukluğunun geçtiği çevresinde Katalanca’dan başka bir dil konuşulmadığı için küçük Carme, belki o zaman da bugünkü gibi çağrıldığı haliyle “La Chaky”; sadece Katalanca konuşuyordu.
Konuyu dağıtmayalım. Nerede kalmıştık? Tejero’nun Operacion Galaxia’sında. Darbe planının adının böyle olmasının sebebi, darbeye katılacak subayların toplandığı kafetaryanın adının Galaxia olmasından ötürü imiş. Şimdi adı değişmiş, Madrid’e gidenler belki biliyordur; Van Gogh Café olmuş. Oradaki toplantılara katılanlardan, bir piyade komutanı ile polis görevlisi, girişimi ihbar edince darbe hesapları suya düşmüş.
Bizdeki “Sarıkız” ya da “Ayışığı” darbe planları benzeri bir durum. Gerçi, bizde bunların ortaya çıkması, içinde yer alanların ihbarıyla olmadı. Bu işlerin içindeki eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in bilgisayarındaki günlüklerin dışarıya sızdırılması sonucu oldu.
Gerçi, “Darbe Günlükleri” adı verilen tüm o bilgileri sadece Nokta dergisi yayınladı ve yayınlamasının arkasından kapanması yetmiyormuş gibi, Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş hakkında “iftira davası” bile açıldı ama sonuçta Emniyet, teknik inceleme sonunda eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın “Benim değil” dediği bilgisayarın ona ait olduğunu kanıtladı.
Dolayısıyla, içindeki bilgiler yani “darbe planları”, bir başka deyimle “Sarıkız” ve “Ayışığı” da, soruşturma konusu olacak şekilde doğrulanmış sayıldı.
Bu planlarda değişik düzeylerde dönemin kuvvet komutanlarının ama en başta Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un rol aldığı ortaya çıkıyor. Bugünlerin Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı; her “ulusalcı” mitingde boy gösteriyor.
Gerçekliği doğrulanan belgelerden, 2003 ve 2004’teki darbe girişimlerinin, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün aldığı tavır ile önlendiğini de öğreniyoruz. O gün bugündür, kimi kesimlerde Hilmi Özkök’ün adının niçinbir “kişilik katli” kampanyasının hedefi yapıldığını da anlayabiliyoruz.
*** *** ***
Yine konuyu dağıttım, farkındayım. Yarbay Tejero’yu tarihe geçiren olay Operacion Galaxia değil; parlamento baskını. Tejero’nun 200 silahlı ile birlikte Cortes’e girip, 350 milletvekilini ve tüm hükümeti rehin aldığı ve ortalığa ateş açtığı o 23 Şubat 1981 günü.
İspanya, “demokrasiye geçiş” sürecinde ve AB üyeliği doğrultusunda iken, karşılaştığı askeri darbe girişimi. Son oldu. Bir daha olmadı.
Tejero, 1932 doğumlu. O yıl 50’sine dayanmış yani. Şimdi 76’yı buldu. Carme Chakon ise o olay sırasında 10 yaşında; hala Barcelona’da küçük bir kız çocuğu.Bu işlerden habersiz.
Carme, belki de televizyonda Madrid’deki silahlı parlamento baskını gerçekleştiği sırada, parlamento binasının karşısına yığılan “faşist siviller”in biz de “sivil toplum” diye karıştırılan görüntüler- faşist marşı Cara Al Sol’u (Yüzünü Güneşe Dön) söylediklerini izlemişti. Bilmiyorum.
Bilinen, o askeri darbe girişiminin Madrid’deki Parlamento Baskını ile sınırlı kalmadığı. Çünkü, Madrid’in yanısıra Valencia şehrinde ve bölgesinde Korgeneral Jaime Milans del Bosch, Madrid’de iktidar boşluğu gerekçesiyle “olağanüstü hal” ilan etmiş ve askeri yönetime geçmişti.Tejero, General Bosch ile telefon temasındaydı.
İspanya’da aşırı sağ, o sıralarda sürekli olarak “demokratik yollardan seçilmiş hükümet”in devrilmesini ve “askeri yönetim”e geçilmesini istiyordu.
İspanya tarihinin o dönemi bugünkü Türkiye’ye hiç benzemiyor. Türkiye’de, İspanya’nın o dönemindeki benzeri dürtülere sahip olanlar kendilerini “solcu, sosyal demokrat, ilerici, Atatürkçü, Kemalist” gibi sıfatlarla tanımlıyorlar. İspanya’dakiler düpedüz “faşist” idi ve bunun böyle olduğunu ilan ediyorlardı.
1981'deki o askeri darbe, başta Kral Juan Carlos, kuvvet komutanlarının tümüyle İspanyol Genelkurmayı’nın ve parlamentodaki tüm siyaset partilerinin sıkı durması ve direnmesi sonucu, komik bir tiyatro oyununa benzeyerek, çöktü. İspanya, 1930’lardaki uzun ve kanlı iç savaşta yeterince acı çekmiş ve trajedi yaşamış olmalıydı. Bir yenisine daha takati yoktu.
Tejero’ya ne mi oldu?
Tutuklandı. 15 yıl hapse mahkum oldu. 1996’da tahliye olduktan sonraki 12 yıl içinde pek ortalıkta görünmedi. Bir küçük taşra gazetesine muhalif yazılar göndermese, yaşadığından kimsenin haberi olmayacak.
Bu arada, Carme Chakon büyüdü.
*** *** ***
Katalunyalı küçük kız, o kadar büyüdü ki, Barcelona Üniversitesi’nde hukuk okudu, İngiltere’de Manchester’deki Victoria Üniversitesi’nde de hukuk ile uğraştı. Kanada’da yüksek lisans çalışmalarının ardından, ülkesine döndü; Barcelona Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı ve Girona Üniversitesi’nde anayasa hukuku dersleri verdi.
Genç yaşta siyasete de merak sarmış olmalı ki, 18 yaşından beri İspanya Sosyalist Partisi üyesi. Hatta, AGİT Gözlemcisi olarak 1996’da Bosna-Hersek’te, 1997’de Arnavutluk’ta bulunmuş.
1996’daki seçim gecesinde Saraybosna’da görmüş müydüm onu? Belki de görmüştüm.
Görmüşsem de, 2000 yılında Sosyalist Parti’den Barcelona Milletvekili seçileceğini öngöremezdim. Üç yıl içinde Parti Sözcüsü olabileceğini. Biz Türkiye’de 27 Nisan e-muhtırası ile 22 Temmuz seçimi arasındaki geçitte yol almaya çalışırken, onun 6 Temmuz’da İspanya Konut Bakanı olduğundan da haberimiz olmadı.
Birkaç gündür hepimiz biliyoruz onu. Carme Chacon, Türk Başbakanı Tayyip Erdoğan ile birlikte “Medeniyetler İttifakı” adlı BM patentli projenin eş başkanlığını yapan Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından İspanya Savunma Bakanlığı’na getirildi.
Oldukça genç ve bir Sosyalist olmasının yanısıra güçlü bir “etnik kimlik” sahibi, yani bir Katalan ve üstüne üstlük altı aylık hamile Carme Chacon. 2007 Aralık ayında bizim bir İspanyol meslektaşımız, gazeteci Michel Barroso ile evlenmiş olduğunu ve üç ay sonra çocuk sahibi olacağını da öğrendik.
Yemin töreninde arkasında Genelkurmay Başkanı General Felix Sanz Roldan, yanında, görevi devraldığı Jose Antonio Alonso, devir-teslim töreninde karnı burnunda yürürken gördük Carme Chacon’u ve ardından bu kadar bilgiyi öğreniverdik.
Genelkurmay Başkanı General Roldan, genç, hamile bir Katalan sosyalistinin Savunma Bakanı koltuğuna oturmasını ve onun ardından yürümeyi içine sindirmiş midir bilemiyorum. Ama bizde Cumhurbaşkanı yemin törenini boykot edenlerin davranışından farklı bir davranış ortaya koyduğunu Savunma Bakanı Bayan Carme Chacon Piqueras’ın, şeref kıtasını arkasında yürüyerek denetlediği yemin törenine katılması sayesinde biliyorum. Şayet, içine sindirmediyse de, “darbe planları”na bulaşmayacağını da adım gibi biliyorum.
İspanya’nın geçmişinin, dünyanın bir çok köşesinde, başta Güney Amerika kıtası “şanlı” diye niteleyebileceği askeri zaferlerle dolu, büyük bir imparatorluk mirasçısı olduğunu da biliyorum.
İspanya, bugün AB’nin en önemli üyelerinden biri; hem de AB’de Türkiye’ye en çok arka çıkan bir ülke.
Dahası; mükemmel işleyen, kıskançlık-hayranlık karışımı bir gıpta duygusuyla izlenmesi gereken bir demokrasi.
Carme Chakon, üç ay sonra doğum izni almak üzere, İspanya’da Savunma Bakanı oldu.
Şanslı kızmış. 1971’de Katalunya’da doğmuş; İspanya’da büyümüş...
Paylaş