Paylaş
Bu yazı yayımlandığı vakit, Amerikan Temsilciler Meclisi’ndeki oylamanın da sonucu belli olmuş olacak. Senato oylamasında olduğu gibi, Temsilciler Meclisi, 700 milyar dolarlık, makyajı düzeltilmiş “kurtarma paketi”ne “evet” derse, bir nebze nefes alma fırsatı doğacak.
Ya Pazartesi günü yaptığı gibi “paket”i reddederse?
“Kriz”, Türkiye’ye etkilemez denemeyecek boyutlara kısa vadede ulaşıp, tüm gezegenimizi ve bizi, hepimizi sallayacak. Nasıl çıkarız, kim çıkartır, neye çıkarız Allah kerim.
“Plan”ın Temsilciler Meclisi’nden dönmesi halinde, 1929 Büyük Depresyonu’na en yakın noktaya ulaşacağız.
O dönemi yaşamış bir ekonomi tarihçisi ve mali danışman olan Peter L.Bernstein, haftasonu New York Times’ın Pazar ilavesinin ekonomi bölümünde “What’s Free About Free Enterprise?” (Hür Teşebbüsün Nesi Hür?) başlıklı yazısında Büyük Depresyon yıllarına denk gelen çocuk anılarını yansıtırken, “sökük elbiseleri içinde traşsız,soğuğa karşı korunmak için ayakkabılarının delik tabanlarına kağıt tıkıştıran” insan manzaralarından söz ediyordu.
Wall Street’i barındıran New York’un Manhattan’ında böyle manzaralar gözünüzün önüne geliyor mu?
Manhattan öyle olursa, dünyanın zaten büyük bölümü “traşsız, sökük elbiseli, ayakkabılarının delik tabanlarına kağıt tıkıştırılmış” koca bir bölümü ne hale gelir?
*** *** ***
Amerikan kapitalizmininkalbinde “mali kriz” patlak verince, dünyanın büyük bölümünde anlaşılır nedenlerden ötürü “oh olsun” duygusu yaygınlaşır. Nitekim, “mali kriz” hızını artttırmakta olduğu sırada Brezilya Cumhurbaşkanı (halkçı-Sol kökenli) Luiz İgnacio Lula de Silva, kısaca Lula, kendisine mali kriz sorulduğunda “Ne krizi?” demiş, “Onu gidin Bush’a sorun.”
Aynı Lula, Temsilciler Meclisi Pazartesi günü 700 milyar dolarlık kurtarma paketini reddedince Brezilya halkına haftalık radyo konuşmasında Brezilya’nn yaygınlaşan mali olumsuzluklara “bağışık olmadığını” söylemiş ve “Amerika gibi bir ülkede bir resesyoncu kriz tüm ülkelere sorunlar çıkarır” demiş.
Sıkı Amerikan karşıtı Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, şiddetli kasırga, tayfun ve tufan deneyimi olan Amerika kıtasının bir insanı olarak Amerika’daki mali krizi tanımlamak için, “yüz kasırga gücünde” sözcüklerini kullanıyor.
Arjantin’in bayan cumhurbaşkanı Cristina Fernandez de Kirchner ise Buenos Aires’ten kafasını kaldırıp New York’a (ve Washington’a) baktığında gördüğünü şöyle ilginç biçimde dile getiriyor: “Bir ara hepimize gayret edip ulaşmamız gereken bir Mekke olarak gösterilen Birinci Dünya bir köpük gibi patlıyor...”
Bu sözleri alıntılayan New York Times, patlayanın bir “köpükten öte” olduğunun altını çizmek amacıyla, “Ama” diye yazıyor “mali kriz Wall Street’in çok ötesinde patladı.”
*** *** ***
New York Times demişken, geldiğimiz noktada Amerikan basınının bu konulardaki en yetkin kalemi Paul Krugman’ın “Uçurumun Kenarı” (Edge of Abyss) başlıklı yazısını önemle altını çizerek okudum.
Paul Krugman, üç hafta önce Amerikan ekonomisinin durumunun iyi olmamakla birlikte bir felaket halinde olmadığının, mali sistem gergin bir durumda bulunmakla birlikte bir çöküş noktasında sayılamayacağının tartışılabileceğini belirtiyor. Ancak, “o üç hafta önceydi” diyor. Lehman Brothers’ın batmasının Henry Paulson (Amerikan yönetimi) tarafından kendi haline bırakılmasının yol açtığı takdir hatalarıyla şimdi son derece berbat bir noktaya varıldı.
Ne kadar berbat?
Paul Krugman şöyle yazıyor: “Normalde serinkanlı insanlar, durumu kıyamet günü gibi çağrıştırıyorlar... Ve, bizi uçurumun kenarından uzaklaştırması gerekenler öğle yemeğine çıkmışlar...”
Bu sözler, Amerikan yönetimine ağır bir eleştiri.
Bu durumda, Temsilciler Meclisi’nden çıkabilecek “kurtarma paketi” de “nihai çözüm” olmayacak.
Zaten, Paul Krugman, bu konuda şöyle yazıyor:
“Planın önerdiği hiçbir mazereti olamayacak kadar zayıf. Mali sistem bir yıldan fazla bir süredir ciddi bir gerilim içindeydi ve piyasaların çökmeye başlaması halinde dikkatle düşünülmüş kurtarma planlarının hazır olması gerekirdi. Böyle planların bulunmadığı apaçık. Paulson planı alelacele ve karmaşa içinde hazırlandı. Hazine yetkilileri hala planın nasıl işleyeceğine ilişkin bir açıklama getiremiyorlar, çünkü kendileri de ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Buna rağmen, planın geçmesini umarım çünkü aksi halde piyasalarda daha da büyük panik yaşayacağız. Ama, planın yapacağının azamisi, krize gerçek bir çözüm bulmak için zaman kazandırmasıdır.”
Avrupalı liderler durumun ciddiyetinde dün bir araya geldiler.
Bizimkilerin “büyüklere masallar” kabilinden bizleri oyalamasına hoşgörü gösterilmemeli.
Temsilciler Meclisi “kurtarma paketi”ne “evet” dese bile...
Paylaş