Paylaş
BU tuzak, bildiğimiz tuzaklara benzemiyor. Bunun adı ‘orta gelir tuzağı’... Gelişmekte olan ekonomilerin gelişmiş olmak için harcadıkları çabalarının bir noktasında içine düştükleri kısır döngüye verilen isim bu. Bilindiği üzere gelişmişlik bir ülkenin kişi başına düşen gelir ile belgeleniyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kişi başına düşen milli geliri 10-11 bin dolar arasında oynuyor. Hedef bunu 20 bin doların üstüne çıkarmak. Ama bu yükselişte çok ciddi bir tuzak var. Ekonomiler 15-17 bin dolar arasında sıkışıp kaldıkları zaman orta gelir tuzağına düşmüş olarak değerlendiriliyor. Çünkü bu noktada duraklayan veya buraya demir atan ülkeler gerekli sıçramayı bir türlü yapamıyor. Türkiye istatistiksel olarak büyümesini sürdürüyor olarak gözükse de bugün yaratılan büyüme ülkemizin bu sıçramayı yapmasına yeterli değil. Diğer bir değişle yüzde 4-4.5 yıllık büyüme hızı Türkiye’yi çok ileri götüremiyor. Peki, bunu aşmak ve daha fazla büyümek için ne yapılmalı? Aslında tek bir kelime yeterli: ‘Reformlar’...
Türkiye’nin reformlara ihtiyacı var. Anayasa ve hukuk reformu, eğitim reformu, iş barışı reformu, partiler kanunu ve seçim reformu ilk adımda sayabileceğim reformlar. Bu değişimin doğru yapılması halinde Türkiye’nin ihtiyacı olan büyümeye direkt katkı yapacağı biliniyor. Bu reformlar önümüzdeki yıllarda ihtiyacımız olan yüzde 6 ve üstü büyümenin temelini oluşturacak.
Fakat AKP iktidarı maalesef reformların üstüne bu sene için bir perde örterek birçok kesime göre 2015 seçimlerinden sonra açmak üzere rafa kaldırdı. Diğer bir değişle ülkenin çok değerli iki, hatta üç yılını boşa harcamaya karar verdi. 2000’li yıllarda Kemal Derviş tarafından yapılan ve mevcut iktidar tarafından sıkı bir disiplinle uygulanan reformlar nedeniyle ortaya çıkan tablonun devamı şimdilik başka bahara kaldı diyebiliriz. Zaten devletin içinde bu kadar çete, gizli güç, alternatif yapılanma falan varken bu işlere zaman ayırılabilineceğini de zannetmiyorum.
Konaklama için ‘özel fiyat’
BİRKAÇ gün önce, İzmir’de yapılan fuarlar süresince konaklama fiyatlarının çok yüksek olmasından yakınıldı. Fuarlar ve kongreler süresince konaklama tesislerinden özel indirim uygulanması istendi. Yıllarca yurtdışında katıldığım fuarlar süresince otellere ‘özel fiyat’ ödemek zorunda kalmış bir kişi olarak ben de İzmir’de fuarlar ve kongreler süresince ‘özel fiyat’ uygulanmasından yanayım. Ama özel fiyatlar aşağı değil, yukarı eğilimli olmalı. Zira dünyanın herhangi bir yerinde yapılan tüm fuarlar süresince hiçbir şehir fiyatını aşağı indirmiyor. Tam tersi, yüzde 100’e kadar varan fiyat artışları ile fuar katılımcılarını ağırlıyor. Yani şehir para kazanıyor. İzmir’de son yıllarda konaklama tesisleri hızlı bir artış trendinde. Bunda fuarcılığın payı oldukça yüksek. ‘Yeni Fuar Merkezi’ ile bu talebin çok daha artacağı da ortada. Konaklamada ‘özel fiyat’ dönemi için İzmir altyapısını hazırladı diyebiliriz.
Tramvay güzergahı
İZMİR Tramvayı görücüye çıktı. Güzergahla ilgili son değişikliklerden sonra tekrar düğmeye basıldı. Şair Eşref Bulvarı’ndaki dut ağaçları kurtuldu. Tramvayın Üçkuyular-Göztepe-Konak arasındaki güzergahının sahil kesimi yerine Mithatpaşa’dan gitmesi kente yapacağı ticari katkı bakımından daha verimli olabilir. Bu saatte bu yazılır mı diyeceksiniz? Ama bunu daha önce de dile getirmiştim. Özellikle son yıllarda büyüyen bir açıkhava çarşısı görünümü kazanan bu cadde üzerinde yapılacak düzenlemelerle kısıtlı araç trafiği ve yaygın araç park alanları yaratılabilinir. Tramvayın yolu araçlarla paylaştığı bir sistem çarşıdaki ticari hareketliliğe daha fazla katkı sağlayacaktır. Hazırlaması kolay değil ama işlerinin uzmanı şehir plancıları ve mimarlar için alternatif üretmek çok zor olmasa gerek. İzmir için çok önemli ve kalıcı bir yatırım tramvay. Bu nedenle güzergah üzerinde yapılacak çalışmalar için biraz daha sabrımız olmalı.
Paylaş