Paylaş
Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay, İzmir’den milletvekili adayı olduğundan beri yıllardır bir türlü el sürülmeyen hatta raflarda bekleyen-bekletilen projeler birbiri arkasına gündeme geldi.
Şimdiye kadar İzmir’in bir ‘turizm destinasyonu’ olması ile ilgili yapılmış en büyük ve belki de en kapsamlı proje; kruvaziyer turizmi için ayakbastı ücretlerinin İzmir Ticaret Odası tarafından ödenmesi oldu. Bu destek İzmir’i Doğu Akdeniz’de hakikaten önemli kruvaziyer limanlarından biri haline getirirken, rakamsal ve oransal olarak da bir gelişimin yanı sıra büyük bir sıçramayı da beraberinde getirdi.
Bu yıl 600 bin kruvaziyer yolcusu İzmir’de bir gün geçirecek. Hedef; İzmir’i geceleme yapılan, yolculuğun başlangıç noktası haline getirmek.
Son günlerde merak ettiğim, İTO tarafından ödenen ayakbastı paralarının artık verilmemesi durumunda karşımıza nasıl bir tablo çıkacağı.
Acaba İTO’nun bu gayreti arabanın tekerleğini döndüren ilk itici güç misali ayakbastı parası verilmese de yoluna devam eder mi?
Gemiler yine de gelir mi?
Yoksa hemen yarın tüm seferler iptal edilerek İzmir kruvaziyer destinasyonu olmaktan çıkarılır mı?
Veya seneye düşüş mü yaşanır?
İzmir’in alternatifi hangi şehirler olabilir?
Nereye gidersen git ayakbastı parası alınacağını gözönünde bulundurursak, artık bu desteği çekme zamanı acaba geldi mi?
Turizmde ikinci en büyük hamle İzmir’in 2020 EXPO adaylığı. Kazanılması halinde İzmir için önemli turizm fırsatı doğabilir.
Bu fırsatı İzmir’in iyi değerlendirmesi kente ivme kazandıracaktır. Tabii yeni engeller ortaya çıkmaz ise...
Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay geçen gün İzmir’in Antalya’ya göre farklı bir yapı içinde geliştirileceğini ve kitle turizmi yerine daha elit, daha nitelikli ve tabii daha zengin turistin İzmir’e çekilmesi için çalışmalar yapacaklarını söyledi.
‘Bugüne kadar aklınız neredeydi?’ demek geçiyor içimdem. İzmir’in yatak kapasitesi Türkiye toplamının sadece yüzde 4’ü. Yüzde 4’lük kapasite ile bir turizm destinasyonu olabilmenin imkanı yok. Ancak günlük gelip geçilen bir liman olunulabilinir.
Yapılacak diyebilirsiniz...
Nereye? Nasıl?
Zira nereye el atılsa ya SİT’e takılıyor ya da imar engeli çıkıyor. Ellerinde sermayeleri turizm yatırım için tahsis bekleyen firmalarımız var. Daha da acısı arazisini almış, projelerini çizmiş yüksek gelir sınıfı turizm tesisi yatırımı için bekleyen yabancı sermaye var.
İzmir’de deniz-güneş ikilisine kültür-tarih ekleyerek katma değerli turizm hamlesini yaratmak işten bile değil.
Yıllardır dile getirilen müzeler, şehrin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması ve eski tarihi bölgelerin canlandırılması projelerinin bir an önce ele alınması gerekiyor.
Bu şehrin üzerinde inanın ölü toprağı yok. İşadamlarımız yatırımdan kaçmıyor. Ama malesef yatırım yapmak isteyenlerin önüne engel üstüne engel çıkartılıyor. Bu ortamda yatırımcının caymaması mucize... Böyle bir ortamda hâlâ büyük gayretler ile turizm yatırımı peşinde koşanlara şapka çıkartmak lazım...
Paylaş