Paylaş
DEVLET Demir Yolları 3. Bölge Müdürlüğü’nün ev sahipliği yaptığı Alsancak Garı, her köşesinde ayrı bir tarih hazinesi saklayan yapılar zincirinden oluşuyor. Bir süre önce Alsancak Stadı yakınında yıkılan depo duvarları ile ilgili yazmıştım. DDY 3. Bölge Müdürü Selim Koçbay, yıkılan duvarlar ve uygulamaya koydukları proje ile ilgili bilgi vermek istediğini belirtince, kendisini bu tarihi mekanda ziyaret ettim. Alsancak Garı’nın idari binalarının her köşesi inşaatı döneminde özenle hazırlanmış. 150 yıl önce yapılan uygulamalar bugün bile görenleri hayrete düşürecek nitelikte. Ama bu detayların günümüze kadar orijinal şekilde korununabilmiş olması da çok büyük bir başarı. İki oda arasına oturtulmuş çini sobalar, sonsuz vidalarla açılan vasisdaslar ve kaldırdığın veya indirdiğin noktada duran sürgülü pencereler. Bugün bu uygulamaları yeniden yapmaya çalışmak bile çok zor diyebileceğimiz detaylar.
Selim Bey, yıktıkları depo ve mescit duvarının 1950-60’lı yıllarda yapılan tuğla ve briket bölümlerden oluştuğunu, orijinal taş duvar bölümlerinin ise korunduğunu belirtirken, bu proje için Anıtlar Kurulu ve diğer tüm yetkili mercilerden hem onay, hem de görüş alarak yapıldığını anlattı. Burasının bir bölümünün mescit olarak kullanılmakta olduğunu belirtirken, ayrıca geri kalan depo alanın da sanatsal aktiviteler için planlandığını söyledi.
Farklı bir proje
Eğer buraya yolunuz düşerse ortaya çıkan çatı detaylarının kum püskürtme ile temizlenerek orijinal şekline getirilmekte olduğunu görebilirsiniz. Bu çalışmalar, İzmir için çok ayrıcalıklı bir mekan hazırlamakta olduğunun da müjdesi.
Diğer bir proje kapsamında DDY 3. Bölge Müdürlüğü sınırları içindeki mevcut 25 tarihi istasyon, gar ve depo binası da yenileniyor. Bu projenin en önemli ayağı, bazı eski depo ve istasyon binalarının restore edilerek sanat ve kültür aktiviteleri için yerel belediyeler ile ortak kullanıma açılmaları. Böylece küçük yerleşim birimlerinde farklı aktivitelere ev sahipliği yapacak binaların oluşması sağlandığı gibi, aynı zamanda demiryolları tarihimizin küçük hazineleri de kurtarılmış oluyor. Bu açılım kamunun malını, kamu ile paylaşmanın en güzel örneği değil mi?
Paylaş