İZMİRLİLER, kıyısında yaşadıkları denizle maalesef bir süredir çok kısıtlı iletişim içinde.
Şehirleşme ve körfezdeki kirliliğin yarattığı bu üzücü durumun, Büyükşehir Belediyesi’nin projesi ile değiştirilmesi planlanıyor. İzmir kıyı şeridi yeniden yapılandırılarak halkın daha etkin kullanımına sunulmak isteniyor. Yapılandırma sözü beni her zaman rahatsız etmiştir. Öncelikle içinde “yapı” olması nedeni ile bunun hangi ölçülerde “yapılacağı” aklımda soru işaretleri yaratır. Maalesef yapı konusunda ülkemizde özellikle kamusal alanlarda bir türlü çalışamayan bir zincir var. Öncelikle mimari tasarım bakımından birçok noktada uygulaması zor veya olanak dışı projeler uygulamaya çalışılıyor. Bu projeleri uygulama aşaması ise “Devlet İhale Kanunu” gibi katı ve sadece fiyat odaklı bir seçme sistemi ile gerçekleşiyor. En iyisini, en güzelini en ucuza yaptırmak zorundayız. Yoksa bu uygulamayı sağlayan yetkililer, yetkiyi kötüye kullanmaktan başlayarak, devleti zarara uğratmaya kadar giden; zimmet, hapis ve onur kırıcı uygulamalar ve cezalarla karşı karşıya kalıyor. İşi alan müteahhit ise zaten kırdığı fiyatın acısını nereden çıkaracağım çabası içinde; işi en ucuza üretmenin en zekice yollarını arıyor. İnşaat aşamasında çalışan personelin niteliğinden tutun da, kullanılan malzemelere kadar herşeyde hedef en ucuzu yakalamak. Nihai uygulamada bütünsel bir estetikten veya bir düzenden söz etmek neredeyse imkansız hale geliyor. Ayrıca düşük kaliteli malzeme nedeniyle de yapılanlar çok çabuk eskiyerek bozuluyor. Eskilerin bir sözü var. “Ucuz etin yahnisi yavan olur” misali, maalesef ortaya çıkan işin standardı ve kalitesi de buna paralel “yavan” oluyor.. Bu uygulamalara bir de lüzumsuz yapılaşmalar eklenince; ortaya çirkin, bazen düpedüz rezillik aşamasına varan sonuçlar çıkıyor. Hakkımızdan fazlasını istemeye alışık bir millet olarak üretilen mekanlarda ilk yapılan uygulama; kullanım alanlarını büyütmek veya inşaat alanını genişletmek oluyor. İzmir’in birçok yerinde yapılan birkaç kilometre yol yenilemesinde bile ne kadar sıkıntı yaşandığını görüyoruz. Şimdi önümüze gelen proje; 40 kilometrelik kıyı şeridinin yenilenmesi. Maalesef yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı, İzmir’in denizle bütünleşmesini sağlayacak bu projenin tamamlanma aşamalarında da büyük zorluklar yaşanacağını tahmin ediyorum.