Paylaş
İzmir kruvaziyer turizmi sayesinde yabancıların uğrak yeri haline geldi. Adnan Menderes Havalimanı ağırlıklı olarak Kuşadası, Çeşme ve civarındaki turistik tesislerde konaklamaya gelen yabancı turistin giriş kapısı olması nedeniyle şehrimize turizm açısından katkısı çok yüksek değil. Ancak Alsancak Limanı turistin İzmir’e doğrudan ulaştığı nokta. Gelenlerin hemen tamamı yabancı olmasına rağmen; limandan çıktıktan sonra turisler için tek yabancı dilde hazırlanmış yönlendirme işareti yok. Turistlere ellerinde harita şehri keşfederken; maalesef nereye gittiğini, nerede bulunduğunu veya nereye gitmesi gerektiğini gösterecek işaretler veya bilgi noktaları da bulunmuyor. Ören yerlerini gösteren kahverengi tabelalarda bile herşey Türkçe... Zaten kısıtlı süre geçirmek için geldikleri bu şehirde; harcayacakları zamandan maksimum faydalanmalarını sağlama yönünde katkımız yok denecek kadar az.
Bu sezon yaklaşık 600 bin turist denizyolu ile şehrimize gelecek. İzmir’de organize şekilde bu turistleri dolaştırmak için bir tek üstü açık şehir turu otobüsleri var. Bunun dışındaki farklı aktiviteler için fazla bir alternatif sunamıyoruz. Bisiklet, doğa yürüyüşü, golf, deniz-plaj gibi olanaklarımızı bir türlü devreye sokamıyoruz.
İzmir Ticaret Odası’nın girişimleri ile yoktan var edilen bu sektörden maalesef şehrimiz alması gereken geliri elde edemiyor... Bu konudaki girişimler için yerel yönetimlerin de katkı koyması gerekli.
Limandaki karşılama indirme ve bindirme koşullarının da, ne kadar yeterli olduğu ortada. Bu şartların özelleştirme ile değişeceği sık sık vurgulanıyor ama özelleştirme hala askıda... Alsancak Limanı’nın yanındaki demiryollarına ait arazide yapılması planlanan bir AVM ile turistten elde edilen geliri artırma yönünde bir girişim oldu. Fakat böyle noktasal bir yapılaşmanın da şehre yapacağı katkı sorgulanmakta.
Kemeraltı, Kadifekale ve Agora gibi şehrin tarihi yerleri ve alışveriş noktalarına turistlerin ulaştırılması konusunda zayıf kalıyoruz.
Yeni yatırımlar ile kongreler ve fuarlar bakımından daaha etkin bir konuma geliyoruz. Yabancıların şehirde konaklaması bakımından da yeni bir yaklaşım içine girdik. Birçok yeni otel ardı arkasına devreye giriyor. Günlük turist ile konaklamalı turist olgusunu birleştirerek yeni bir sinerji yaratılması mümkün. Bu sezonu kaçırdık. En azından gelecek sene için İzmir’i turiste ve turizme dönük bir şehir yapmak için gerekli işbirliğini ve girişimleri gündeme getirmemiz lazım. Tabii bir de EXPO 2020 adaylığımızı unutmamalıyız. Çünkü bu tür yapılaşmaların sonuçları ancak birkaç senede elde edilebilir. İzmir’i biraz geçmişi ve tarihi ile bütünleştirerek yüzü turizme dönük bir şehir haline getirme zamanı geldi...
Çeşme’de bayram bereketi..
Çeşme bayramda kelimenin tam manası ile yükünü aldı. Dağ, taş insan ve araba dolarken, sahil bandı zaman zaman Kemaraltı’ndaki kalabalıkları anımsattı. Trafikte ise tam bir karmaşa yaşanırken, bazı kavşaklarda kuyruklar kilometrelerce uzadı. Konaklama yerleri yüzde yüz doluluk oranlarına ulaştı; restoran ve lokantalarda oturacak yer bulma güçlüğü bile yaşandı. Otel sahipleri memnun, restoranlar memnun, satıcılar memnun, ama ben vergi dairesini merak ediyorum. Acaba bayramın bereketi Çeşme Vergi Dairesi’ne de uğradı mı?
Paylaş