Paylaş
İZMİR’in bulvarları büyük yangından sonra yıkıma uğrayan şehrin daha iyi nefes alması için geniş geniş düşünülmüş. Özellikle deniz kenarından içlere doğru uzayan bu ana arterlerin kaldırımları ve kısmen altyapısı; İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yenileniyor...
Bu kapsamda, belki de şehrimizin en prestijli bulvarlarından biri olan Gazi Osmanpaşa Bulvarı da yenileme çalışmalarından nasibini alıyor. Aslında bu bulvar Konak Meydanı’ndan sonra İzmir’in kalbinin attığı cadde. Beş yıldızlı otellerin, konferans ve toplantı merkezlerinin bulunduğu bu caddedeki kaldırımların bir kısmı daha geçtiğimiz yıllarda yapılmıştı. Özellikle birkaç sene önce hizmete açılan Swiss Otel Grand Efes, Gürel Rezidans ve yıllardır çevresini özenle koruyan Hilton Oteli önündeki kaldırımlar hem kendine özgü, hem de çevreleri ile bir bütünlük içinde yer almaktaydı.
Şimdi bu yapıların önündeki kaldırımlar yenileme çalışmaları bünyesinde yeniden kırılarak, farklı bir konsept altında değiştiriliyor. Tabii bu kaldırımların sadece belediyeye ait olan bölümlerinde çalışma yapılmakta, otellerin bünyesinde kalan bölümlerde ise mevcut yapı duruyor.
Böylece ortaya garip bir görüntü yumağı da çıkmış oluyor...
İki farklı uygulamanın yanyana olduğu bir prestij caddesi... Nedense güzelleştirmek adına çirkinleştirdiğimizin farkına varamıyoruz... Para harcayıp estetik bir güzellik kazandıralım derken; karmaşık bir bütünlük yaratmaya çalışıyoruz.
Ağaçlar da eskiyor mu?
Bu çalışmalar sırasında en büyük darbe tabii yine ağaçlara... Eskidiği düşünülen ağaçlar da, kaldırımlar ile birlikte yenileme çalışmaları bünyesinde yok edilip; yenisi için yer açılıyor. Son on-onbeş sene içinde dikilmiş, yeni yeni büyüme imkanı yakalamış bu yeşil örtü bir darbe ile ortadan kaldırılıveriyor. Dikildiği yerde, zaten olmayan toprak içinde sadece yağmur suları ile beslenmek zorunda kalarak varlığını sürdürmeye çalışan bitkiler; araçların ve binaların yarattığı hava kirliliğine meydan okurcasına yıllardır bir yaşam savaşı vermekte. Bu savaş maalesef bir kepçenin tek darbesi ile son buluyor. Büyük ağaçlar ise budama çalışmaları kapsamında kelleştirilerek; estetikten uzak bir biçimde ortada bırakılıyor.
Yetkililer yerine kesinlikle yenilerinin dikileceği konusunda hemfikir. Fakat dikilen bu ağaçların yaşamlarını sürdürüp sürdüremeyeceğini bilen yok...
Bazen yeşili sevmediğimizi ve ‘Yeşil İzmir’ için yeterince uğraş vermediğimizi hissediyorum...
Katlı otoparklar için takip sistemi gerekli
Bölgedeki bu çalışmalar bünyesinde daha önce belediyenin otopark alanı olarak kullandığı birçok yerin de, kaldırıma dönüştürüldüğü görülüyor. Betonla kaplanarak genişletilen bu kaldırımlar sınırlı sayıda da olsa; var olan kısa süreli araç park etme imkanını ortadan kaldırıyor. Toplu taşıma ile bölgeye ulaşılması bir alternatif olarak görülebilinir ama; otomobilin varlığının gerçek olduğu, kullanımının ise çok yaygın olduğu şehrimizde park alanı alternatifini düşünmek de önemli.
En azından bu bölgede sayıları hızla artan katlı otoparkları bir takip sistem altında toplayarak boş park alanlarını belirten elektronik levhalar ile sürücüleri yönlendirmek; yer aramak için dolaşan araçların yarattığı trafiği ortadan kaldırmak için en ideal çözüm olabilir.
Birçok Avrupa ülkesinde görülen bu uygulama araç sahiplerini katlı otoparkları kullanmaya da özendirecektir. Yol kenarlarında mevcut alanların da, kısa süreli parklarda kullanılması için ayrıca tedbir alınması; hem belediyenin gelirini, hem işlevselliği artıracaktır.
Paylaş