CEBİNDE TC pasaportu, yüreği ay yıldız aşkı ile dolu iki yıllık evlilik cezasını çekerken, aklı hep ‘babaocağının’ değil, ‘koca’ ülkesinin milli takım formasındaydı.
Lioubov Chachkova Kılıç, İtalya’da Bergamo takımını şampiyonluğa taşırken hep Rusların kıskacındaydı. Sürekli arayıp, bol yemli oltalar atıyorlardı..
‘Rus milli takımının sana ihtiyacı var.Olimpiyatlarda eski formanı giy, ne dilersen dile...’
Ama o, her defasında delikanlılık yaptı. ‘Artık ben Türk oldum. Diğerleri gibi ‘naylon’ değil ‘aşk evliliği’ yaptım. Beni unutun.Başka Chachkova’lar yetiştirin’ diye en Baba’larına kafa tuttu. Umudu kesen Ruslar bu kez onun ‘sporcu damarına’ girdi. ‘Unutma..Olimpiyat her sporcunun rüyasıdır.Sen o rüyayı görmek istemez misin ?’
Bununla da yetinmediler, politik baskılara başladılar. Adına iki yıldır milyon dolarlık turnuvalar düzenlenen Boris Yeltsin’i bile devreye soktular. Daha fazla dayanamadı..
Suçlu kim ?
Şimdi gelelim madalyonun öbür yüzüne... Lıoubov ve eşi Aytaç ile sık sık telefonla konuşuyorduk. Her defasında, ‘Beni Türk Milli Takımı için istiyorlar mı, istemiyorlar mı.İstiyorlarsa ellerini çabuk tutsunlar’ diye ilgili yerlere mesaj yolluyordu.
Ama nafile...
Bizim başkan Prof.Hüsnü Can, ‘Daha zamanı var.Hele bir cezası bitsin’ diye diye elimizden bu altın kızımızı uçuruverdik. Hem de milli takıma bir daha dönmemek üzere...
Şimdi suçlu kim? Tüm baskılara rağmen son ana kadar direnip Türkiye’den umudunu kesince direnci kırılan gelinimiz Lıoubov mu?, Yoksa ‘Bu kızı Ruslar elimizden kapacak’ uyarılarına rağmen gerekli önlemleri almayan, son bir ay içinde günde üç, dört kez arayan Ruslara karşı, Lioubov’a bir kez olsun ‘Alo’ demeyen Türkiye Voleybol Federasyonu mu?
Evet olimpiyat seçmesini son maçta kaybeden milli takımımız tarihi bir fırsat yakalamıştı. Dünyanın bir numaralı smaçörü ile büyük başarılara imza atacakken, bir değeri elimizden kaçıran sorumlular, bu tarihi hatayı kamuoyuna nasıl anlatacaklar. Merak konusu...