Yarı finali garantileyen kızlarımız için Hollanda maçı bir yerde sıralama, bir yerde de rakibimizi belirleme karşılaşmasından öte hiçbir özellik taşımıyordu.
Sultanlarımız, bir gün sonra oynayacakları maçın konsantrasyonuna erken başladıkları her hallerinden belliydi. Fiziksel güçleri maçta, beyinleri oynadıkları bu maçtan sonra başlayacak olan Polonya-Azerbaycan müsabakasındaydı. Rakip Almanya mı, yoksa Polonya mı olacaktı? İşte böylesine bir ortamda oynanan maçtan fazla bir şey beklemek de iyimserlik olurdu. Grupta tek galibiyet bile alamamış Hollanda, maça başlarken bir taktik kurnazlığı yaptı. En iyi üç kızını kenara oturtup, yedeklerini oyuna sürerek bizim kızlarımızı gevşetme yoluna gitti. Bu bir tuzaktı. Ama kenar yönetimimiz bu tuzağı aldığı önlemlerle etkisiz kılmasını bildi.
4 numaradan zorladılar
Yarı final oynamayı garantilemiş olan takımımızın ikinci sette bloğu düştü. Manşetten, pasör Bahar'a pozitif toplar gelmez oldu. Hollanda, smaç servisleri Natalia'nın üzerine yığarak hücum gücümüzü kırdı. Bu turnuvadaki ilk ve tek setini böylesine bir atmosferde koparan Hollanda, sürekli olarak 4 numaradan hücum arayışları içerisine girdi.
Maçın üçüncü seti diğer setlerden pek farklı olmadı. Natalia köşe hücumlarında bilhassa Bahar'ın yüksek toplarından sayılar buldu. Bu turnuvada amacı kalmamış Hollanda için Milli Takımımız'dan aldığı tek set yeterli olacak ki, üçüncü sette maçı rölantide götürdüler. Bir takım için şayet bir sonraki maç önem taşıyorsa o an için yaptığı karşılaşma bir formaliteden öteye geçemez. Yarı finali düşünen Filenin Sultanları, Hollanda karşısında kendilerini fazla forse etmek istemediler.
Maçın son setinde de oyunu koparma bölümlerinde Neslihan'ın arka hücumlarından gelen sayıları vardı. Reşat Yazıcıoğulları bu bölümde asları dinlendirip genç Gözde ve Sinem'i oyuna alıp, onları da kazanma yoluna gitti. Sultanlar namağlup bir üst tura çıkarken, Atina'nın hesaplarını yapmaya başladı.