PaylaÅŸ
Fetullah Gülen meselesi epeydir ikinci plana düşmüş durumda. Washington cephesinde ise Türkiye’ye bakışı belirleyen birinci konu Türkiye’de tutuklu bulunan Amerikan vatandaÅŸları ve Amerikan konsolosluk personeli.Â
Â
‘Suriye ve Irak dışındaki her ÅŸey’ komitesi Â
Ä°liÅŸkilerdeki mevcut düğümü çözmek için kurulan ortak çalışma komitelerinin ilk toplantısı gelecek hafta Washington’da. Ankara’ya göre ilk iki komite Suriye ve Irak dosyalarını çalışacak, üçüncü komite ise FETÖ ile mücadele komitesi olarak iÅŸleyecek. Washington’a göre ise o üçüncü komite ‘Suriye ve Irak dışındaki her ÅŸey’ komitesi. Bu ÅŸu demek; Ankara üçüncü komitenin görüşmelerinde Gülen’in iadesine ve ABD’deki Gülen okullarına yönelik tedbir beklentisine ağırlık verecek, Amerikan tarafı ise tutuklu Amerikalıların serbest bırakılması ve Rus yapımı S-400füzelerinden vazgeçilmesi beklentilerine.Â
Â
Trump yönetimi YPG nedeniyle zaten kopma noktasına gelen iliÅŸkileri daha da germemek adına hem tutuklu Amerikalılara hem de S-400’lere verilecek sert tepkiyi ötelemek istese bile manevra alanı kısıtlı. Rusya ile iliÅŸkisini sarsmak istemeyen Trump bayılmasa da S-400’ler nedeniyle Türk savunma sanayiini vurabilecek yaptırımların da önünü açan ‘Amerika'nın Hasımlarına Yaptırımla Karşılık Vermesi’ (CAATSA) yasasını geçen yıl AÄŸustos ayında imzaladı. Amerikan kurumlarının bu kapsamlı yasanın uygulanmasıyla ilgili bir yol haritası hazırlamakta zorlanması sadece Türkiye’ye biraz zaman kazandırıyor o kadar.Â
Â
Bataryalar gidene kadar iş bitmiş sayılmaz
Bu arada enteresan bir biçimde Pentagon’daki yetkililer Ankara’nın geçen aralık sonunda Rusya ile imzalandığını açıkladığı S-400 anlaÅŸmasının henüz tam olarak nihayetlendirilmediÄŸi konusunda ısrarlı. Washington ‘Bataryalar Türk topraklarına yerleÅŸtirilene kadar her ÅŸey bitmiÅŸ deÄŸil’ demeye devam ediyor. Sundukları yeni Patriot teklifiyle Ankara’yı bu karardan döndürebilecekleri iddiasındalar. Bu Ankara’ya belli ölçüde pazarlık kozu verebilir ancak ‘Hem S-400 gelsin, hem Patriot’ yaklaşımı devam ederse yaptırım kaçınılmaz olur. Ä°ÅŸler bu noktaya ABD Kongresi’nin 1974’teki silah ambargosuna benzer radikal bir yoruma yönelmesini engelleyebilecek güçte bir yönetim yok malum Beyaz Saray’da.Â
Â
Trump yönetimi CAATSA’yı nasıl uygulayacağına karar verene kadarKongre’deki S-400 takvimi Türkiye açısından muhtemelen sonbahara kadar ötelenmiÅŸ olacak gibi. Bu da komite toplantılarında meselenin müzakeresi için zaman kazandırır. Ancak Kongre’de saatli bomba gibi Türkiye aleyhine iÅŸleyen baÅŸka bir takvim daha var. Amerikan Kongresi, Aralık 2016’dan beri Ä°zmir’de FETÖ davasından tutuklu bulunan 50 yaşındaki Amerikalı Pastör Andrew Brunson’ınsaÄŸlığının kötüye gittiÄŸi haberiyle çalkalanıyor.Â
Â
Brunson ilk kez savcısıyla görüştüÂ
ABD DışiÅŸleri Sözcüsü Heather Nauert geçenlerde Pastör Brunson’ın en son 6 Åžubat’ta avukatıyla ve Türkiye’deki konsolosluk yetkilileriyle görüştürüldüğünü açıkladı. 6 Åžubat görüşmesinin Nauert tarafından kamuoyuna açıklanmayan boyutu ise ÅŸuydu; Brunson 16 aydır ilk kez davanın savcısıyla bir araya gelmiÅŸti. Brunson ve avukatı savcıyla görüştüler ancak dava dosyasına da iddianameye de eriÅŸimleri mümkün olmadı. Brunson’ın hakkındaki terör örgütü üyeliÄŸi suçlamasının neye dayandığını yine öğrenemedi. Bu görüşmenin tüm detayları Brunson’ın avukatları tarafından hızla Amerikalı kongre üyelerine ve senatörlere aktarıldı.Â
Â
EdindiÄŸim bilgiye göre Brunson’ın Türk savcıyla yaptığı görüşmenin tutanakları Amerikan devleti içinde çekiÅŸmeye neden olmuÅŸ durumda. Brunson ile görüşmelere genelde Ankara’daki Amerikan büyükelçiliÄŸinden bir yetkili katılıyor. Dolayısıyla ABD DışiÅŸleri’nde tutanakların Ä°ngilizce tercümesi var. Ancak Kongre’nin Ankara ile yapılan görüşmeleri sabote etmesinden korkan DışiÅŸleri’ndeki Türkiye masası tutanakları kongre üyelerinden saklıyormuÅŸ.Â
Â
Pastör Brunson’ın hapiste 20 küsur kilo kaybettiÄŸi ve saÄŸlık sorunları yaÅŸadığı zaten uzun süredir kongre üyelerinin gündeminde. Ancak ortalığı ayaÄŸa kaldıran avukatları 6 Åžubat tarihli son görüşmenin Brunson’ın büyük bir depresyonda olduÄŸunu ve neredeyse ölümü beklediÄŸini ortaya koyduÄŸunu iddia ediyor. Brunson’ın avukatları bu kampanyayı Hukuk ve Adalet için Amerikan Merkezi (American Center for Law and Justice) isimli muhafazakar görüşleriyle tanınan hayır kuruluÅŸu üzerinden yürütüyor.Â
Â
ACLJ’in resmi web sayfasına 20 gün önce konulan metne göre Brunson o son görüşmenin ardından avukatı aracılığıyla ‘Umudum kırıldı. Benim için dua edin’ mesajı göndermiÅŸ. Yine aynı metin Pastör Brunson’ın suçlamalardan bihaber biçimde 7 yıl hapiste tutulabileceÄŸini iddia ediyor. Bunun Türk savcıdan alınan bir bilgi olup olmadığı ise belirsiz. Â
Â
Kampanyayı yürüten Sekulow Trump’ın kiÅŸisel avukatıÂ
Brunson’ın avukatları tarafından Amerikan kamuoyuna pompalanan bu bilgileri teyit edebilecek durumda değiliz. Ancak gerçek olan şu ki bugüne kadar 434 bin kişinin imzaladığı ‘Brunson’ı serbest bırakın’ kampanyası Amerikan siyasetçilerine kuvvetli biçimde nüfuz etmiş durumda. Amerikalı din adamı için Kongre’de oluşan ‘bir an önce kurtarmalıyız’ havası bir yana Brunson’ın en güçlü iki avukatı zaten Beyaz Saray’da.
Â
Bugüne kadar hep evanjelist kilise mensubu BaÅŸkan Yardımcısı Mike Pence’in ABD’nin Brunson davasını öncelikli gündem haline getirmesi üzerindeki etkisini konuÅŸtuk. Türkiye’de bilinmeyen kritik detay ise ÅŸu; Brunson’la ilgili farkındalık kampanyasının vitrindeki yüzü ACLJ’ın baÅŸ avukatı Jay Sekulow aynı zamanda BaÅŸkan Trump’ın kiÅŸisel avukatı. Trump, Sekulow’a kendi siyasi kaderini belirleme potansiyeli taşıyan Mueller soruÅŸturmasını teslim edecek kadar güveniyor. Brunson konusundaki bilgileri bizzat BaÅŸkan Trump’a taşıyan isim Sekulow’un ta kendisi.Â
Â
Amerikan kongresinde dosyayı takip edenler her görüştükleri Türk’e ‘EÄŸer Pastör Brunson Türkiye’de hapiste ölürse bu ABD’de deprem etkisi yaratır’ uyarısı yapıyor. Brunson’ın saÄŸlığına iliÅŸkin tablonun Sekulow tarafından benzer bir çerçevede Trump’a aktarıldığını kestirmek zor deÄŸil. Hal böyle iken Amerikan tarafında Türkiye-ABD iliÅŸkilerini düzeltme derdinde olan DışiÅŸleri’ndeki Türkiye masasının Brunson meselesini siyasetin alanından kurtarma çabası yel deÄŸirmenlerine karşı savaÅŸ gibi gözüküyor. Amerikan kurumları içindeki çekiÅŸme nereye evrilirse evrilsin ‘Ya Pastör ölürse’ korkusunun önümüzdeki müzakere sürecine dramatik bir biçimde yansıtılacağına şüphe yok.Â
Â
Â
PaylaÅŸ