Paylaş
Hayatı masal olarak yaşayan, kendini işinin dışında sosyal sorumluluk projelerine ve Zeki Müren’i anlatmaya adamış, bunun için de gerektiğinde iki gün uyumadan canla başla çalışan bir isim İlknur Emlak sahibi Özlem Güner. Sosyal kişiliğinin yanında, kalplere dokunan ve hobilerini paylaşma odaklı seçen Özlem Güner ile masal tadında bir röportaj gerçekleştirdik. Sevgi, paylaşım, şiir, etik ve güven üzerine kurulu bir hayat hikayesi. Kalbinizi ısıtacak bu röportajı severek okuyacağınıza eminim.
KEŞKE HEP SEVGİ DOLU YAŞANSA
- Hobileriniz kendiniz ile birlikte aslında başkalarının da hayatına dokunuyor. Ne zamandır şiir yazıyorsunuz?
Şiir çok uzun yıllardır hayatımda var. Ailemizde böyle bir sanatçı olunca solistlik haddim olamaz. Ben şiir yazardım, şiirleri okurdum, ama yüzde 80-90 spontan olurdu. Zeki Müren yani Zeki Abim ile birlikteyken ben yazardım, o okurdu. Solistlik onun yaptığı. Ama şiir deyince benim içimden bir nehir akıyor, bir masal oluyor. O masalları her gün şiire dökebiliyorum. Bunun için hiç çaba sarf etmiyorum. İçimden binlerce şiir çıkıyor. Şiirin gerçekten hayatı çok güzel ifade ettiğine inanıyorum. Belki de hayatın en güzel masalı şiirdir. Eğer birisine bir şeyi anlatmak istiyorsam, bazı duyguları şiirle anlatmak kadar güzel bir yolu yok. İnsanlar keşke hep sakin, mutlu, sevgi dolu yaşasa. Yürekler sevgi ile coşsa. Hakikaten hayat şiir olsa çok güzel olurdu. Küçük yaşlardan beri şiir yazıyorum, ama gitgide zaman içinde yoğruldu. Tabii içimizdekiler de değişiyor hayatla birlikte. Duygularımız da değişiyor. Her şey var içinde. Yaklaşık iki yıl önce Masal Tadında adıyla kitap haline dönüştü şiirler. Bursa Kitap Fuarı’nda şehitler ve gaziler için 10 günlük kitap armağanımız oldu.
ZEKİ MÜREN İLE KUZENİZ
- Türk Sanat Müziği’nin unutulmaz isimlerinden Zeki Müren ile bir akrabalığınız var. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Zeki Müren benim canım, kanım, efsanem, aşkım. Aslında kuzeniz. Onun bana hep söylediği, mesela ben ‘abi’ derdim, ‘abi diyorsun, ama şunu unutma bir cümleyi iki taraftan söylüyorum sana. Ben herkes için Zeki Müren olabilirim, ama senin dayınım. Şimdi çevirelim’ derdi, ‘herkes için Zeki Müren olabilirim, ama sadece sizin dayınızım. Bunu unutma, beni yaşatıp, koruyup kollayacak olan sadece sizlersiniz’ derdi. Bizim de onu yaşatmak ve korumak için çok çabamız oluyor. O çok büyük bir sanatçı ve müthiş bir hayran kitlesi var. Şu anda 12 yaşında çocuklar, Instagram’da sayfa açmışlar, Zeki Müren ile ilgili. Abimi kaybedeli 21 yıl olmuş ve sayfayı açan çocukların yaşı 12, gerçekten muhteşem bir şey. Muhteşem güzel, sevdalı hayranları var.
BİRLİKTE YAZDIK
- Peki hiç Zeki Müren için şiir yazdınız mı? Ya da birlikte yazdığınız bir şiiriniz var mı?
Birlikte yazdığımız iki şiir var kitapta. Birisi Eflatun Ormanlar. Diğeri de Kahpe Dünya. Tabii bazı satırları çizdim, kaldırdım. Çünkü onunla sabaha karşı evimizde yazmıştık. Ağlayarak. O Bir Demet Yasemin’i okuyordu. Eflatun Ormanlar’ın yazılışı öyle olmuştu.
ŞARKIYI OKUMUYORUM, ANLATIYORUM
- Ailede böylesi önemli bir isim olunca ses güzelliği de kendiliğinden geliyor. Sizin bir de solistlik hobiniz var. Hobi diyorum çünkü sadece sosyal sorumluluk projelerinde söylüyorsunuz...
Ben sadece sosyal projelerde şarkı söylüyorum. Benim sevdam şiir, ama sosyal proje olunca hayır demiyorum. Yoksa şarkı söylemek benim işim değil. Uzun yıllardır söylüyorum, söylemeye çalışıyorum. Zeki Abim, ‘sen şarkıyı anlatıyorsun, okumuyorsun’ derdi.
‘MAVİ YÜREKLİ ÇOCUKLAR’
- Sosyal projeler hakkında biraz bilgi verebilir miyiz?
Çağdaş Eğitim Gönüllüleri için yaptığımız bir projemiz var. Nilüfer İş Okulu ile çok güzel bir koro çalışması sergiledik. Ben onlara mavi yürekli çocuklar diyorum. Yine zihinsel engelli çocuklarla pek çok projeye yapıyoruz. Mesela Ankara’dan bir çocuğumuzu getirdik. İsmi Pınar. İnternet ortamında beni buldu ve çok arzu etti . Onun hayali bir Zeki Müren şarkısı okumaktı. Gerçekten zor bir projeydi. O Bursa’ya geldi ve sahnede Yaprak Dökümü’nü okudu. Ağlayarak bitti. Öyle bir aktı ki kalplere. Bunlar çok güzel şeyler. Aslında hepimizin yapabileceği bir şeyler var. Hayatın akışına kendimizi öyle bir kaptırmışız ki çok önden gidiyoruz ve ruhumuz çok geride kalıyor. Aslında onu yakalamalıyız.
MASAL TADINDA BENİM PROJELERİMİN ADI
- Sizi birçok kişi kitabınızın da adı olan Masal Tadında ismi ile tanıyor. Hikayesi nedir?
Masal Tadında benim projelerimin ismi. Marka tescilli. Çok sevgili dostum doktor Turgay Mercan ile birlikte yola çıkıyoruz. Benim gözüm kulağımdır. Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürü. Bir yap-bozun parçası gibiyiz. Masal başladığında, ben Zeki abimle yaşadıklarımı, onun sevdasını, aşkını, her şeyi anlatmaya başlıyorum ve anlatırken şiirlerim giriyor devreye. Şarkılar nasıl büyük bir sevda ile yazıldı, bundan söz edip şiirini okuyorum ve şahane bir solist okumaya bağışlıyor şarkıyı. Sürekli akan bir tempoda. Her sene Bursa’da Zeki Müren’in doğum gününde tekrarlıyoruz. Onun dışında başka şehirlerde yapıyoruz. Üniversitelerde diyorum özellikle, şahane gençler var ve o gençlerin Zeki Müren’i en güzel şekilde anlamalarını, tanımalarını istiyorum.
HAYATTA ÇOK GÜZEL ŞEYLER VAR
- Şiir, solistik yanında bir de yoga eğitmenliği yönünüz var. Neden yoga?
Yaklaşık 19 yıldır yoga yapıyorum. Gerçekten şahane bir ustadan Shri Mataji’den öğrendim. Güzel, etik, şahane bir sürü ritüel deneyim. İnsanlara hiçbir bedel almadan tamamen gönüllü bir şekilde aktarıyorum. Ben düzenli meditasyon yapıyorum. Hani nasıl kalkarsın, sabah kahve içersin, elini yüzünü yıkarsın, ben de her gün düzenli olarak meditasyon yapan bir bireyim. O kadar zor ki hayat. Öylesine zor koşullarda yaşıyor ki insanoğlu. Tamamen dengeler değişti. Hayat git gide zorlaşıyor. Duygulardan çok eksiliyor. Bu yüzden onları yerine koymanın yolu biraz sakinleşebilmek ve ruhu yakalamak. İşte ruhu yakalamak ve bütün ile birleşmek meditasyon ile sağlanabiliyor. Ben bunu başarmaya gayret ediyorum. Arzu eden firmalara veya bireylere gidiyorum, bunu workshop gibi anlatıyorum. Her şey çok zorlaştı, ama hayata çok güzel şeyler de var Çok güzel duygular var, sevgi var, aşk var, her şey var.
BAZEN İKİ GÜN UYUMUYORUM
- Çok yoğun bir hayatınız var. Sosyal projeler, hayata dokunuşlar. Nasıl yetişiyorsunuz?
Bana 24 saat yetmiyor. Bazen 2 gün hiç uyumadan 3. güne girmiş olabiliyorum. Bunu çok severek yapıyorum. Hatta bugün de onlardan biri. İki gece hiç uyumadım. Ama zamanımı da kaliteli kullanmaya çalışıyorum. Bana zaman kaybettirecek insanlarla birlikte olmuyorum. Hatır için ve ya şunu yapmam gerek diye bir şey yapmıyorum. Ben birisiyle o gün buluşuyorsam mutlaka onu sevdiğim ve onu yapmayı istediğim içindir. Arkadaşlarımla bir kahve içiyorsam, laf olsun diye içmem. O insanla olmanın değerini bildiğim için buluşurum, o anı yaşarım. Ben gerçekten yaşamayı seviyorum.
- Kısaca bize birkaç kelimenin size anımsattıklarını aktarmanızı istesek.
- Müzik: Tutku
- Zeki Müren: Efsane, aşk, sevda
- Yoga: Dinginlik, huzur
- Şiir: Masal
- İş: Şart, gerekli, hayat
- Aile: Zor büyük sevda
- Eşiniz: Canım
HAYAT SEVGİ İLE YAŞANIRSA GÜZEL
- Masalınızdan özetler verdiniz. Bizimle paylaştınız. Peki bize hayatı anlatır mısınız? Özlem Güner için hayat nedir?
O masalı çok doğru yaşamak gerek, ama bazen planlandığı gibi olmuyor her şey. Farklı akıyor çok farklı. O zaman o masalın bittiğine inanıp, yeni bir sayfa açıyorsun ve yeni bir sevda oluyor bu hayatın içinde. Yepyeni bir masal başlıyor, işte onu yaşamaya başlıyorsun ve bunun ne zaman biteceğini hiç hesaplamadan. Hayat zor, ama sevgi ile yaşanırsa güzel. Güven çok önemli benim hayatımda ve verilen söz çok önemli. Hayatta nefret ettiğim en önemli şey yalan. Onun için yalan olmayan bir masalı hayat olarak yaşamayı seviyorum ve seçiyorum.
HUKUK OKUDU AMA...
- Kısaca bize kendinizi anlatır mısınız?
İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde okudum. Son sınıfta evlendim okulu dondurdum. Sonrasında devam edip bitirdim. Benim babam hukukçu. O mesleği yapamayacağımı anladım. Sonra iş hayatına atıldım. Moda işine girdim. Uluslararası moda platformlarında defalarca defileler yeniledim. Mağazalarım vardı. Üretim ve tasarım olayı bana çok keyif veriyordu. Daha sonra maalesef dürüst olmayan insanlar nedeniyle bu işi bitiriyorum dedim ve bitirdim. emlak sektörüne atıldım.
Paylaş