Türkiye’de 30 senedir hiçbir maça temiz diyemezsiniz. Düşene de, şampiyon olana da. Bunu herkes böyle bilsin. Koyun İtalyan Ligi ile Türkiye Ligi’ni yan yana, farkı görün.
* İstanbulspor, A.Sebat ve Bursaspor arasındaki kümede kalma yarışında kim veya kimler daha avantajlı? Bu maçlar herşeyiyle temiz diyebilir miyiz?
Türkiye’de 30 senedir hiçbir maça temiz diyemezsin. Düşene de, şampiyon olana da. Bir kere herkes bunu böyle bilsin. Burada çok önemli bir şey var. Teşvik konusunda, çok önemli bir yerde bulunan, Avrupa çapında, iyi bir takımı olan İlhan Cavcav’ın bir lafı var; ‘Bana verirlerse alırım’ diyor. Futbol anlayışına bakın. İtalya’da kulüp başkanı kendi futbolcusuna prim verdiğinde doping sayılıp ceza alıyor. Çünkü orada primleri federasyon belirler. Şimdi o lig ile Türkiye Ligi’ni yan yana koyun. Başkası için gönderilen bir teşvik priminden söz ediliyor. Bunu kabul edip, arkasından bunu yasal göstermeye çalışıyorlar. Türk futbolu nasıl idare ediliyor ve federasyonun hiçbir müdahalesi yok.
Olaylar çok üzücü
Bursaspor önceki gün büyük iş yaptı. 2-0 mağlupken 4-2 kazanması olağanüstü. Hem de böylesine kritik bir maçta. Fakat devre arasında olan olaylar yenilir yutulur cinsten değil. Futbolcu soyunma odasına gidecek, ama nasıl? Görevli denilen, o kadar insanın ne işi var orada? Zaten yer dar. Aslında orada oyuncular dışında kimsenin de işi yok. Oradaki insanlar sinirlerine hakim olacak. Futbolcular aradan geçemiyor. Böyle bir şey olur mu? İlk devre 2-0 bitmiş ve yaşanan olaya bakın. İkinci devre Bursaspor çıkıyor 4 tane atıyor. Ancak devre arasında yaşananları gözönüne alınca, demek ki maçın neticesi değiştirilebiliyormuş.
Bütün bunlara ne gerek var? Olacak iş değil, garip garip dedikodular çıkıyor, garip konuşmalar yapılıyor. Yok Karadenizliler birbirleriyle anlaşmış. Bunları ortaya atmak yanlış. Maç normal oynansa da, bu dedikodulardan dolayı çığrından çıkıyor. Komplocu bir topluluk olduk, bunu hiç olmazsa spora karıştırmayalım.
Lucescu’nun gitmesi yanlış
* Lucescu’nun görevden ayrılacağı konuşuluyor.Böyle bir durum Beşiktaş adına iyi mi olur, kötü mü?
Beşiktaş kendi kendini karıştıran bir kulüp. Lucescu’nun hemen gitmesi yanlış olur. Sezonun bitmesine 2 maç kalmış. Bittikten sonra teşekkür edersiniz, yollar ayrılır. Ayrıca Lucescu’yu göndereceksen, o beyanatları verdiği zaman gönderecektin. Acayip konuşmalar yapmıştı. Benim anladığım kadarıyla Lucescu da artık maçlara gönülsüz çıkıyor.O da sükutu hayale uğramış durumda. Futbolcularla arasında ne oluyor bilmiyorum, ama İbrahim ile olsun, Giunti ile olsun, bazı münakaşalar oldu. Bunlar televizyonlar önünde gerçekleşti. Beşiktaş’ın Adanaspor’a yenilmesi önemli değil. Önemli olan ligin ilk yarısında 8 puan öndeyken, nasıl bu kadar geriye düştüğü. Ahmed Hassan’ı kullanamamış Beşiktaş. Sinan piyasada yok. Okan büyük ümitlerle alındı, piyasada yok. Gençlere de şans verilmemiş. Beşiktaş’ın durumunu anlamak da mümkün değil. Bu büyük camia nasıl birlik olamıyor ve toparlayamıyorlar çözemedim. Beşiktaş da kadrosunu gençleştirip, bomba gibi bir takım kurmak zorunda.
Tutun çenenizi
* Van Hooijdonk ile Yılmaz arasındaki gerilime yol açan sakız olayını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu olay bu kadar büyütülecek bir tartışma mı?
Bunlar komik şeyler, yazmak bile ayıp. Yılmaz şöyle demiş, öbürü böyle demiş. Maçın stresinden ve geriliminden bazı şeyler söylemiş olabilir. Bunların dışarı, gazetelere yansıtılması çirkin. Yılmaz, Ankaragücü Kaptanı, olağanüstü bir firikik attı. Yalnız bazı şeyleri tutmayı bilecek. O zaman herkes birbirine küfrediyor, onları da söylesinler. Bu kadar ayağa düşürülmesin bu meslek.
Galatasaray bu takımla yürümez
* Hagi’nin futbolcuları için ‘Bunların her şeyi bitmiş’ açıklamalarını nasıl yorumluyorsunuz? Rumen teknik adam G.Saray için ne yapabilir?
Çok şey yapabilir, ama bu takımla değil. Kadrosunda onun dediklerini yapacak hırsta, kalitede ve o bilgide futbolcu olması lazım. G.Saray, F.Bahçe, Beşiktaş bir sezon şampiyonluğa gitmiyorsa, bir yerde ligi ve maçları bırakıyor gibi oluyor. Geçen sene F.Bahçe’nin başındaydı bu dert. Kafaca, psikolojik olarak kopuyorlar. Oynamak istiyorlar belki, ama o kadar yapabiliyorlar. Aslında şampiyonluğu kovalasalar farklı oynayacaklar.
Önümüzdeki yıl Hagi takımı bir yere götürür mü? Bir kaç iyi takviye ile bir yere götürebilir. Nasıl Van Hooijdonk F.Bahçe’yi bir yere götürüyor, aynı şeyi G.Saray da yapabilir. Tabii iyi ve kaliteli oyuncu bulmak, para durumuyla da ilgili. Ama bu takımın düzelmek zorunda olduğu ve yönetim ile Hagi’nin iyi bir takım kurmak zorunda oldukları kesin. Bu takımla şampiyonaya başlayamaz G.Saray. 4-5 oyuncuya ihtiyacı var.
Şampiyonluk tamam ya devler ligi?
* Fenerbahçe ile Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi’ne kalmayı garantiledi. Bu iki takımın Şampiyonlar Ligi’nde gruplara kalabilmesi için ne yapmaları gerekiyor?
Trabzonspor’un da Fenerbahçe’nin de oyuncu takviyesine ihtiyacı var. Hele F.Bahçe’nin çok daha fazla. Her ikisi de Şampiyonlar Ligi için oynama hakkı elde edecek, ama keyifli olanı lig şampiyonu olarak bu bileti almak. F.Bahçe şampiyon oldu mu, 3. yıldızı takacak. Trabzonspor 20 sene sonra şampiyonluk yaşayacak. Trabzonspor yıllar önce korkulan deplasmandı, sonra sıradan bir yer oldu. Şimdi yeniden korkulan takım durumuna geldi. Fatih ile Gökdeniz diye iki önemli oyuncuyu kazandılar. Tolga diye bir oyuncu aldılar, Milli Takım’a yükseldi. Kalecileri iyi, ama bu takım Şampiyonlar Ligi’nde kurtarır mı derseniz. Kurtarmaz.
F.Bahçe’ye gelince... Şu anki kadrosuyla büyük bir mücadele örneği veriyor. Bu kadrosuyla büyük başarı gösterdi. Çünkü Van Hooijdonk’u çıkar, takım dokuzuncu, onuncu olurdu. Çok eksiği var F.Bahçe’nin. Oyun ve futbolcu kalitesi yönünden eksik. Transferler yanlış yapılmış. Yoksa, F.Bahçe çoktan şampiyonluğunu ilan etmişti. Yine daha önce, ligin ilk yarısında daha akılcı bir oyun planı uygulasa, durum böyle olmazdı. Bu kadar puan kaybı yapmaz, son 2 maça girilirken rahat olurdu. Buna rağmen seyircinin gücü, isminin, formasının büyüklüğüyle şampiyon oluyor F.Bahçe. Dediğim gibi Van Hooijdonk ile ikinci yarıda gelen Nobre’yi çıkar, takım perişan. Geniş ve rahat oynayacak bir kadrosu yok F.Bahçe’nin. Ümit 1-2 kere parladı, Gaziantep maçında mükemmeldi. Orta sahada oyunu yönlendirmeli F.Bahçe. Buraya en az 3 tane oyuncu lazım. Aurelio,Selçuk’la, Ümit’le olacak gibi değil. Bunlar o mevkiinin oyuncuları değiller. Orta sahada daha çabuk oyunu görüp, hızlı pas atan, rakibi ekarte eden adamlar lazım. Bunlar tabii pahalı, alır mı F.Bahçe bilemem.
Ankaragücü ile Samsunspor karşısında zorlanan bu takım Şampiyonlar Ligi’nde ne yapacak? Bu olacak iş değil. Beşiktaş maçı mükemmel bir mücadele sergiliyor, 1 kişiye 2-3 kişi saldırıyor. Gel Ankaragücü maçına ilk yarıda sahada yürüyemiyorlar. 3 gün önce bir milli maç oynanmış tamam, ama oyuncuların da biraz kendilerini hafta sonuna hazırlamaları lazım. Milli maç oynandıysa lig maçına ayrıca hazırlanacaksın. Mahmut Uslu, ‘Niye pazar oynamadık?’ diyor, ama Trabzonspor’un da yarın kupa maçı var. Burada yapılacak şey, kupayı lig sonuna koymaktı. Federasyon bunu yapmadığı için milli maç, lig ve kupa sıkıştı. Şimdi kritik haftalar yaşanıyor. Kimsenin puan kaybına tahammülü yok.
F.Bahçe ve Trabzonspor için şampiyon olmak yetmiyor, paranın olduğu yer Şampiyonlar Ligi’nde maç kazanacak bir takım kurmaları lazım. Aynı şey Beşiktaş ile G.Saray için de geçerli.
Dengeler her an değişir
* Kalan 2 haftaya baktığınızda F.Bahçe puan kaybedip şampiyonluktan olabilir mi?
Her türlü ihtimal var. F.Bahçe-A.Gücü maçındaki ilk yarı gibi oynarsa, Denizlispor, Malatyaspor’a yenilebilir. Ancak Beşiktaş maçındaki gibi oynarsa en kötü beraberlik alır. VanHooijdonk, Nobre gibi silahları da var. Tuncay sakat, yetişir mi bilmiyorum, ama orta sahayı kalabalık tutacaksın.
Trabzon da kaybedebilir. Ama bir hava ve rüzgar yakaladılar. Kendilerine güvenleri geldi, maçlara rahat çıkıyor. Tabii bundan sonra o rahatlıkta çıkarlar mı, bilmem. Trabzon sanki daha canlıymış, mücadele eden takımmış havası veriyor. İkisi de kazanabilir ve berabere kalabilir. Eğer biri kazanıp diğer kaybederse, dengeler o zaman değişir.