FENERBAHÇE’de değişen bir şey yok. Yine tek santrforla oynadı sarı lacivertliler. Oyunun başında Marco Aurelio’nun üstün yeteneği ile topu biraz ileriye taşıdı. Bu arada duran topta bir gol buldu, üç tane de kaçırdı. Önder, Tuncay ve Alex o golleri atabilse maçı erken koparırlardı.
Bir de enteresan gol yediler bunun üstüne. Fenerbahçe defansı sanki durup oyunu seyrediyor. 5 tane Ankaragüçlü oyuncu Fenerbahçe kalecisinin karşısında bitiverdi. Yavaş oynarken dikkatli olacaksın.
Tek santrfor ne yapar? Nobre, ikili mücadeleye fazla giren ve kazanan tip bir oyuncu değil. Yerlerde sürünüyor. Daum, yerine Semih’i aldı. Fenerbahçe bir kere de çift santrfor oynasın kardeşim. Mükemmel bir kafa golü atan Tuncay’ı Nobre’nin yanına sok. Nasıl bir oyun tarzı anlayamadım. Orta sahayı kalabalık tut, çift santrfor oyna. Bu orta saha iki kişiyle olmuyor. Appiah mücadele ediyor. Bu maçta Aurelio’nun fazla bir etkinliğini göremedim.
Ankaragücü tehlikeli bölgede. Bu yüzden kıran kırana bir maç oldu.
Fenerbahçe sanki özel maç oynuyormuş gibi top çevirdi. Böylesi karşılaşmalarda hızlı oynamak şart.
Rakipler artık zorlu
Fenerbahçe’nin bu oyun anlayışını evvela Daum değiştirecek. Sarı lacivertli takıma yıldızlar topluluğu diyorsun, tek santrfor oynuyor. O santrforun yanına birazcık Alex’i sokuyorsun. Alex fazla depar atan, koşan bir oyuncu değil. O ancak araya top atacak.
Appiah hem orta sahada oynuyor, hem de hücuma gidip gol arıyor. Fenerbahçe bunu birinci devre de yapabilirdi. Kazanıyorlar, bu çok önemli. Ancak, bundan sonra düşme hattındaki takımlarla oynayacaklar. Bu tür maçlarda kan gövdeyi götürüyor. Tek santrforla bu iş olmaz.
Fenerbahçe rakibi ile başabaş oynuyor. Tabii rakibi de Fener’in yaptığını yapıyor. Konya maçındaki gibi değil Fenerbahçe. Tabii buna Konyaspor da müsaade etti.