Tehlike çanları

F.Bahçe liderlik koltuğunda ama kötü oynuyor. Antrenörler takımlarını iyi çalıştırmadıklarını itiraf edeceklerine, mazeretler öne sürüyor.

Hakemler eleştirilerin odak noktasında. Hakemler ve MHK aman dikkat, şaibeye fırsat tanımayın.

* Şampiyonluk yarışında F.Bahçe bir avantaj yakaladı, bunu devam ettirebilmesi için ne yapması gerekiyor?

Bir kere Fenerbahçe'nin oynadığı oyunun ne olduğunun kendisinin farkına varması lazım. F.Bahçe kötü oynuyor. G.Saray maçına favori çıkıyor. Muhteşem bir seyirci ve mükemmel bir stat var. Her şey lehine ve 1-0 öne geçiyor.

Şimdi oynayanlara bakın. Van Hooijdonk'u bir kenara bırakın, en etkisiz maçlarından birini oynadı. Ümit Özat, Gaziantepspor maçındaki Ümit değil.

Bir daha o performansı yakalaması da çok zor. Kendini ileride kullanmaya çalışıyor, ama olmuyor. Sağdan, soldan kestiği toplar da yanlış yerlere gidiyor. Tuncay'ın bir-iki hareketi, mükemmel şutu var, ama geriye yardımı hiç yok. Takımın en kötüsü Aurelio. İleri gidemiyor, pır-pır, geriye de gelemiyor. Bir tek çalışan, koşan Nobre. F.Bahçe orta sahası olmayan bir takım. Topu kullanma becerisi olan oyuncuları bulunmadığından G.Saray maçında da böyle dan-dun oynadı. Yoksa, elindeki imkanlara göre Daum, düzgün bir kadro sahaya sürdü. Yalnız Rebrov'u oyuna biraz geç aldı.

Farklı olabilirdi

Mahmut Hanefi
fevkalade kötüydü. Nerede duracağını bilmiyor. Kenardakiler de bunu seyrediyor. Sağ bek Fatih formunun çok gerisinde. İtişip-kakışan Luciano ile Tomas var. Şimdi bu kadar kötü oynayan oyuncularıyla F.Bahçe'ye nasıl iyi diyebilirsiniz. Aslında G.Saray daha cesur olup, F.Bahçe'nin üstüne gitse sonuç farklı olurdu. G.Saray da orta sahada, sanki ortada sıçan oynar gibiydi.

Yalnız, buradaki önemli olan şey kötü oynarken de kazanmak ki, F.Bahçe bunu başardı. Bu yüzden onları kutlamak gerek. Derbide iki takımın futbolcularını da kutluyorum. Maçın son dakikalarındaki bir pozisyon dışında, sakindiler ve hakemle de didişmediler. Zannetmiyorum ki, G.Saraylı Volkan da kasti bir hareket yapmış olsun. Seyirci de ufak tefek şeylerin dışında gayet centilmence davrandı.

Rakiplerden koptular

Şimdi F.Bahçe şampiyon olmuş falan değil. Puanlar eşitlendi, averajla lider. Averajla da olur, puanla da olur F.Bahçe de, Beşiktaş da geriye düşebilir, ama şampiyona devam ediyor. Bir gerçek var ki, artık ikisi de diğer rakiplerinden kopmuş gibi. Trabzonspor biraz zorlayabilir gibi gözüküyor.

Artık bundan sonra bazı sorunlar çıkabilir ve bu da tehlikeli şeyler doğurabilir. Neden mi? Antrenörler iyi çalıştırmadıklarını, iyi taktik veremediklerini itiraf etmiyorlar da, verdikleri beyanatlarla kendilerine prim sağlamak istiyorlar. Buna kendilerini kötü sonuçlardan uzak tutmak isteyen yöneticiler de dahil.

Çıkıp, 'Hakem kötüydü. Golümüzü saymadı. Girmeyen gol verildi' gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Bu tür açıklamaları duymayalım istiyorum. Bu konuda en önemli nokta da hakemler. Hakemler çok dikkatli olmalı, Merkez Hakem Kurulu (MHK) da öyle. MHK'nin bu iki takımın maçlarına şaibeye fırsat bırakmayacak hakemler tayin etmesi gerekiyor. Acemi hakemleri bu iki takımın maçlarına vermemesi lazım. Yoksa gelecek çok büyük hadiselere gebe. Kimse iyi futbolu düşünmüyor. Herkes, ben kazanayım da, nasıl olursa olsun düşüncesinde. Seyirci de bunu istiyor.

MHK'nin işi çok zor

Bundan sonra MHK'nin işi çok zor. Tabii ki hakemler hata yapabilir, bu doğaldır. Hata insanların doğasında var. Ama skor üzerine tesir ederler ve penaltıları, faulleri görmezden gelirlerse, çok tehlikeli durumlar yaratırlar. Hakemler şampiyonluk üstünde etkili olmamalı. Bugüne kadar etkili oldular. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bana göre bu.

Bu kafalar değişecek

* F.Bahçe derbide öne geçtikten sonra, oyunu kendi sahasında kabul etti. Bu taktik bir anlayış mıydı?

F.Bahçe golden sonra birden oyundan koptu. Ne ikili mücadeleye girdi. Ne top kullanmak için çaba sarfetti. Karşısındaki de G.Saray ve Türkiye'nin devlerinden. İstediği gibi top oynadı. Sarı kırmızılı futbolcular 18 üstünde topuk pası yapmaya başladı. Bunu fantazi için değil de, o pozisyonu bulduğu için yaptı. İstedikleri zaman sağdan soldan adam kaçırdılar. Ancak G.Saray'ın maçı kazanmak için silahları fazla değildi. Derbinin galibi F.Bahçe oldu, ama futbol anlayışı olarak iyi olan G.Saray'dı.

F.Bahçe defansı geride çakılı oynuyor. Forvetleri topa basarken, gidip yardımcı olmaya ve rakibe basmaya çalışmıyor. Acaba çalım yersem ne olur diye düşünüyor. F.Bahçe mücadele etti, o kadar. Derbilerde önemli olan becerili oyuncular olması. Bu tip oyuncuların oldu mu, golü atıyorsun. Mehmet Yozgatlı da kaçtı ve aradan galibiyet golünü attı. Bu F.Bahçe ileride kötü oynayacak demek değil. Herhalde bu kafalar değişecek. Şampiyon olmak istiyorsa değişmek zorunda. Umuyorum Daum da bunu görüyordur. Eğer görüyor da müdahale etmiyorsa, onu da anlamak mümkün değil.

Bravo İstanbulspor

* İstanbulspor, 3 büyüklerin hepsinden puan aldı. Şu an bulundukları durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu kadar mali imkanlarının kötü olduğu dönemde ve kötü şartlarda böylesine iyi oynayan bir takım az görülür. Futbol anlayışı ve kafa yönünden çok iyi durumdalar. Beşiktaş maçında kaleci Oğuz, iki kere degaj yapmadı, topu havaya şişirmedi. Her topu kullanıyorlar, her topta mücadele ediyorlar, birbirleriyle yardımlaşıyorlar.

Beşiktaş maçında iki önemli oyuncusu yoktu. Milli Takım’a da seçilen Faruk, forma giymedi. Balili de öyle. Ama takım olarak iyi mücadele edip, birbirlerinin eksiklerini çok iyi kapattılar. Hiçbir takım onlar gibi topu iyi kullanamıyor. Belki seyircisi, basının kendilerini fazla hırpalamaması da onlar için avantaj. Moralleri de bozulmuyor. Beşiktaş maçında aleyhlerine verilen komik penaltıya aldırmadılar. 1-0 yenilgiden galibiyete ulaştılar ki, sonuç farklı da olabilirdi. İçinde bulunduğu olumsuz şartlara rağmen böylesine iyi futbol sergileyen futbolcuları ve teknik direktörleri Aykut Kocaman'ı kutlamak gerek. Aykut, rüzgarlarla şişirilen birçok Türk antrenörüne ders veriyor.

Kader Lucescu'da

* Beşiktaş, ligin ikinci yarısında zirve yarışında büyük bir avantajı kaybetti, bunun nedeni nedir?

Lucescu
'nun itirafı var, 'Devre arasında iyi çalışmadık.' Ne demek şimdi bu. Elindekiler profesyonel futbolcu değil mi? O zaman sen iyi hazırlayamadın. Bugün futbolcuyu idmana çağırıyorsun da, 'Ben gelemem, işim var' mı diyor? Beşiktaş hala Samsun maçını da üstünden atmış değil. Beşiktaş büyük bir camia, nasıl oluyor da bu maçın etkisinden kurtulamıyor, bunu da anlamıyorum. Futbolcuları da Türkiye'nin en kaliteli adamları. Onlar bile bırak antrenör ile yöneticinin kendileriyle konuşmasını, aralarında konuşarak bu sorunu aşıp, o maçın etkisinden kurtulabilirler.

Yalnız Beşiktaş kendine olan güvenini kaybetti. İnsanın kafasına eğer 'Ben bu maçı kazanamazsam' diye korku girerse, bu netice üzerinde büyük faktör olur. Lucescu son İstanbul maçında bazı oyuncuları dinlendirdi, bu doğaldır. Oynayanlar da o kadar kötü, diğerlerini aratacak futbolcular değildi. Ne var ki, Ahmed Hassan golcü ve fırsatçı bir futbolcu. Topu da iyi kullanıyor. Şimdi Lucescu, Ahmed'i çıkartıyor, başkasını sokuyor. Karambolleri bile en iyi değerlendirebilecek adamı oyundan aldı. Anladığım kadarıyla Lucescu kendi anlayışına göre bu adamı beğenmiyor. Siz böyle bir oyuncuyu sahadan alırsanız, en önemli silahınızdan golcüden mahrum kalırsınız. Çünkü o skoru değiştirebilecek adamdı.

Valencia yorgunluğu

İstanbulspor maçında Beşiktaş'ı etkileyen bir faktör daha vardı. Beşiktaş, Valencia'da çok yoruldu. Valencia da öyle hafife alınacak bir rakip değil, güçlü, çabuk bir takım. Onlarla başa baş mücadele ederken, belki elle atılsa bile girmeyecek bir kafa golüyle yenilmek, büyük şanssızlıktı. Beşiktaş bu maçta çok hırpalandı.

Şimdi herkes olayı Giunti'ye bağlıyor. Oysa onunla alakası yok, sonucun takımın moraliyle alakası var. Giunti bundan önce de oynadı, 15 gol attı veya 15 asist mi yaptı? Tamam Giunti, orta sahada çalışkan, hamallık yapan oyunculardan biri. Ama kaderi değiştirecek futbolcu değil. Beşiktaş şimdi bu mazerete sığınıyor. Yanlış. Sahada Giunti gibi bir oyuncu lazım. Tecrübeli, nerede duracağını, ne zaman, nasıl faul yapacağını biliyor. Ama hücum gücüne katkı yapmıyor. Beşiktaş'ın defansif yönünü güçlendiriyor.

UEFA'da işimiz zor

* UEFA Kupası'ndaki temsilcilerimizin bu haftaki rövanşlarda tur şansları nedir?

Beşiktaş'ın Valencia'daki ilk maçta aldığı netice iyi, ama rövanşta İstanbul'da işi zor. Orada berabere kalsaydı da, bu zorluk değişmeyecekti. Çok iyi mücadele edip, akıllı davranmalılar. Karşılarında süratli bir takım var.

G.Saray, yavaş oynayan, belki genelde öyle olmasa da İstanbul'daki ilk maçta öyle bir görüntü veren Villarreal ile kolay olmayacak bir maça çıkacak. Villarreal'in skor avantajı da var. G.Saray mücadele eder, top oynatmamaya çalışırsa bir şeyler yapabilir. Şunu da göz ardı etmemeliyiz, G.Saray Avrupa'da bir başka oynuyor.

G.Birliği'nin de Parma karşısında akılcı oynaması lazım. İtalyan takımları kontratak futbolunu herkesten iyi oynar. Ankara'da da böyle oynayacaklar. Parma ilk maçtan yenik de gelse, defansı sağlam tutup, fırsatlarla gol kovalayacak. Gaziantep, Roma'yı ilk maçta yendi, ama İtalya'da işi kolay olmayacak. Rakip ilk maça eksik kadro ile gelmişti ve seyirci avantajı olacak. Gaziantep top oynamayı seven oyuncularla kurulu, inşallah bunlar topa fazla sahip olur da, kontrolü rakibe bırakmazlar.
Yazarın Tüm Yazıları