FENERBAHÇE için bu maçta iyi ya da kötü oynamak değil, kazanmak önemliydi. 10 kişi kalmasına rağmen bunu başardılar. Dolayısıyla tebrik etmek lazım, bravo.
Fenerbahçe, maçın genelinde çok organize ve bilinçli oynadı. Sadece oyunun az bir bölümünde, 10 kişi kaldıktan sonra biraz panikledi.
Bütün bunlar bir kenara, dünkü maça damgasını vuran isim hakem Selçuk Dereli oldu. Nobre’ye gösterdiği kırmızı kart gerçekten çok ucuzdu. Kırmızı kart bu kadar kolay çıkmamalı. Nobre kasti tekme yemiş, sakatlanmış. Doğal olarak sahayı yürüyerek terkediyor. Bir de baktık ki, hakem Selçuk Dereli, ‘Oyundan niye yavaş çıkıyorsun?’ diye sarı kart göstermiş. Nobre de haklı olarak isyan etti. Evet, hakemi alkışlaması yanlıştı ama, maçın başından beri adama atılan tekmeleri seyredersen, o da böyle tepki gösterir. Benim anlamadığım şu; bir sürü maçta böyle olaylar oldu. Sakatlanan oyuncular dakikalarca yerde kaldı, hiçbirine kart gösterilmedi, ama nedense Nobre’ye gösterildi.
Ortayı iyi kapattılar
Hücumda çok iyi pres yapan Nobre’nin çıkması, Fenerbahçe’nin bütün oyun planını bozdu. Sarı lacivertliler bu dakikadan sonra ortayı tamamen kapatıp, Fatih ve Gökdeniz’e duvar pası yapma şansını ortadan kaldırdı. Trabzonspor, kanatlardan Yattara ile iyi saldırdı, ancak onun yaptığı ortalar da yerini bulmayınca, bordo mavililerin gol şansı tamamen karambollere kaldı.
Fenerbahçe’ye bu maçı kazandıranlardan biri de Rüştü idi. Oyuna kötü başlayıp iki tane boş topu elinden kaçırmasına rağmen, daha sonra kalesinde devleşti. Trabzonspor’un karambollerden vurduğu şutlarda mükemmel kurtarışlar yaptı. Rüştü, bu performansıyla arkadaşlarına moral verip, rahatlattı.
Defans çok bilinçliydi
Dün, Fenerbahçe adına en sevindirici olaylardan biri de defansın ilk kez bu kadar bilinçli oynamasıydı. Karamboller dışında rakibe hemen hiç pozisyon vermediler. Bunda, görevini kusursuz yapan Önder Turacı’nın katkısı büyüktü. Fenerbahçe’nin tek kötü yönü; rakibi sürekli kendi sahasında beklemesiydi. 90 dakikanın neredeyse tamamında oyun sarı lacivertlilerin yarı sahasında oynandı. Kazandıkları topları sürekli ileriye dan dun vurdular. Halbuki, biraz topu kullanma gayretinde olsalar, işleri daha kolay olacaktı. Sarı lacivertliler ikinci golü attıktan sonra topu iyi kullanmaya başladı. Nitekim ondan sonra Trabzonspor hiç hücum yapamadı.
Bir de Tuncay’a ayrı bir paragraf açmak lazım. İnanılmaz koştu, hem defansta, hem hücumda olağanüstü iyi işler yaptı. Takım 10 kişi kaldıktan sonra yükü daha da artmasına rağmen yılmadan mücadele etti ve golünü de attı. Bravo Tuncay.