Tatile dikkat

F.Bahçe zirvede ve şampiyonluk yarışının en büyük favorisi. G.Saray ve Trabzon da yarışın içinde. Beşiktaş için uzak olsa da şampiyonluk imkansız değil. Yalnız her şeyi devre arasındaki hazırlıklar ve ikinci yarının ilk haftası netleştirecek

* Kısaca ligde zirveyi değerlendirir misiniz? İkinci yarı nasıl biter?

Bana
göre ligin ilk yarısı beklenilen gibi gitmedi. F.Bahçe iki derbi oynadı ve bu iki maçtan en az birini kazanmalı veya berabere kalmalıydı. Trabzonspor’u deplasmanda yenen bir takım derbilerden en az birini kaybetmemeliydi. Yalnız F.Bahçe’nin derbilerde bir anlamda şanssızlığı da vardı. Beşiktaş’la oynadığı maçta, siyah beyazlılar en forma dönemindeydi ve Athletic Bilbao’yu da yenmişti. Galatasaray’la oynadığı maç ise tam Manchester United galibiyetinin sonrasına geldi. Bu maçla ilgili gerçek şu ki, G.Saray’a yorgunluktan değil, havaya girmekten yenildiler.

İlk yarıya baktığınız zaman Fenerbahçe zirvede ve şampiyonluk yarışının en büyük favorisi. Galatasaray 4 puan geride ve yarışın içinde. Trabzonspor da öyle. Beşiktaş zirveye uzak ama olmaz olmaz diye bir kural yok. Ve şu durumda kimse de çıkıp ‘Ben şampiyon oldum’ diyemez.

Ligin ikinci yarısının nasıl geçeceğini devre arasında yapılacak hazırlıklar belirleyecek. Oyuncuların kendilerini nasıl hazırladıkları, ikinci yarının başındaki maçlarında alınacak sonuçlar takımların geleceklerini etkileyecek. Verilen araların ardından çıkılan ilk maçlarda takımlar genelde zorlanır. Bu dönemi kim kolay atlatırsa o biraz daha avantajlı olur.

F.Bahçe’nin ligin ikinci yarısındaki bir avantajı da bir sürü önemli maçı evinde oynayacak. G.Saray ve Beiktaş derbileri, G.Birliği, Gaziantep maçları Kadıköy’de yapılacak. Tabii bu arada futbolun enteresan bir oyun olduğunu da unutmamak gerek. Zor görünen maçı kolay kazanırken, çantada keklik görülen maçları da sürprizle kaybedebilirsiniz. F.Bahçe rakiplerini küçük görüp, işi boş vermiyor, bu iyi. Ayrıca Kadıköy’deki maçlarda arkasında müthiş bir seyirci desteği de olacak.

Hooijdonk gönderilmez

* Geçen sene Fenerbahçe’yi van Hooijdonk’un sırtladığı belirtiliyordu, şimdi de Alex mi taşıyor? Alex’in başarıdaki katkısı yüzde kaç?

Öncelikle
şunu söylemeliyim ki, Pierre van Hooijdonk birden vazgeçilecek bir oyuncu değil. Geçen sene şampiyonlukta en büyük rolü oynayan futbolculardan bir tanesiydi. Taraftarın da çok sevdiği, beyfendi, disiplinli bir futbolcu ve en başta da lider. Şimdi onun devre arasında onun gönderileceği söylentileri çıkıyor. Bu yanlış olur. Onu daha az yorarlarsa van Hooijdonk’tan çok daha fazla faydalanılabilir. F.Bahçe’de onun gibi bir lider de yok. Biraz Nobre, biraz Alex, biraz Aurelio koşarak toparlamaya çalışıyor takımı, ama organizasyon ve zeka işi van Hooijdonk’un. Forma sokulursa takıma büyük yararı olur.

Alex’in katkısı da büyük. Gol atıyor, maçı kazandırıyor, ama şu anda geçen sene van Hooijdonk’un yaptığını gerçekleştiremiyor, bu da bir gerçek. Topa dokunuşu çok iyi, kontrolü farklı ve değişik bir oyuncu ama o kadar. İkisi de frikik atmalarına rağmen bu yönde de farklılar. Alex daha çok vuruşlarını pas olarak kullanıyor. Van Hooijdonk gol için vuruş yapıyor.

Del Bosque bir şey vermedi

* Beşiktaş’ta Del Bosque gitmeli mi? Yöneticilerin İspanyol çalıştırıcıyı da bahane ederek istifalarını nasıl yorumluyorsunuz?

Del Bosque’
un durumu konusundaki karar Beşiktaş’ın iç meselesi. Yalnız, gördüğüm kadarıyla Del Bosque’un Beşiktaş’a verdiği hiçbir şey yok. Beyfendi ve düzgün bir adam. En azından basın toplantılarında idaricilere de ders verecek konuşmalar yapıyor, ama her maçta başka takım çıkarıyor ve Beşiktaş’ın omurgasını oturtamadı.

Beşiktaşlı futbolcular yeterli mi, yetersiz. Ama daha iyi organize edip mücadele güçü artırılabilirdi. Beşiktaş formasının ağırlı var. O formayı herkes kolayca giyemez. Beşiktaş iyi oynayarak o formanın ağırlığını kullanabilir.

Yöneticilerin bazılarının kulüpte rahatsız olduğu belli, ama bunun nedeninin altında yatan gerçeği tam olarak bilmiyorum. Böyle şeylerin yaşanması güzel değil. İstifa tek taraflı bir müessese. Yönetici de içinde bulunduğu durumdan rahatsızsa, faydalı olamayacağını düşünüyorsa istifa edebilir.

G.Saray’daki inatlaşma

* Galatasaray’ın transfere ihtiyacı var mı? Sezon başında yönetim ile Hagi arasında sıkıntı yaşanmıştı. Yine aynı sıkıntı mı yaşanacak?

Yönetim
ile Hagi arasında aynı şeyler oluyor. Yönetim, Hagi’nin önerilerini dikkate almıyor, Rumen teknik adam da inatlaşıyor. G.Saray’ın transfere tabii ki ihtiyacı var. Ama bu devirde hangi oyuncuyu alacaksın da güç verecek.

Ayrıca Hagi takımın orta sahası ile o kadar oynuyor ki, kimin nerede oynadığı belli değil. Koca ilk yarı geçti, orta saha oturmadı. Her oyuncu 1-2 maç oynamadığında sahaya çıkıtığında kendini göstermek için lüzumsuz işler yapıyor. Bu da hem kendine hem de takımına zararlı oluyor. Hagi bugüne kadar orta sahadaki futbolcularına rahat olma fırsatı tanımadı.

Ocak’ta transfer YAPILMAZ!..

* Fenerbahçe, iki takımı elerse UEFA Kupası’nda çeyrek finale yükselecek, kadrosu yeterli mi, takviye gerekiyor mu? Tur şansını değerlendirir misiniz?

F.Bahçe
’nin kadrosu yeterli olabilir. Ancak daha da güçlendirmek için takviye de yapılabilir. Yalnız şu gerçeği gözardı etmeyelim, bu dönemde hangi futbolcuyu, hangi takımdan alacaksınız. Ara transferde ancak gözden çıkarılmış oyuncuları alabilirsiniz. Yoksa hangi takım yıldızlarını satar. Sen de ıskartalarını almak zorunda kalırsın. Ayrıca Avrupa’daki futbolcuların büyük çoğunluğu Avrupa kupalarında oynamış olacağından UEFA Kupası’nda oynatamayacaksın.

Yönetim transfer yapmayı düşünmüyor

Tüm bunları göz önüne alınca, Avrupa’dan transfer çok zor. Güney Amerika’dan transfer yapılarsa makul olur. Bu da öyle 3-5 günde, iki haftada olacak iş değil. Uzun süre araştırma yapmak gerekiyor. Benim izlenimlerime göre de F.Bahçe yönetimi de transferi düşünmüyor. Bu kadro ile sezonu bitermeyi istiyorlar. Tabii bu konuda tek patron teknik direktör Daum. Alman çalıştırıcı ‘Şu futbolcuyu istiyorum’ derse alınır. Bunda da tek kararı başkan verir.

Real Zaragoza’yı küçük görmesinler

F.Bahçe’nin UEFA Kupası’ndaki şansına gelince... Hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz ve bir maç için peşin hüküm verilmez. Bir maçın rakibi küçümseyerek oynanmasını kabul etmiyorum. Real Zaragoza, liginde durumu ne olursa olsun sonuçta bir İspanyol takımı. Nasıl savunma ve nasıl hücum yapılacağını iyi bilir. Tabii her şeyi de gücüne göre yapar.

F.Bahçe’nin de rakibine büyük bir üstünlüğü yok. Komple bir takım değil. Buna karşın rakip İspanyol ve futbol kaliteleri belli. En azından İspanya ile Türkiye Ligi bir değil. Takımların mücadelesi, topu vurma, topu kullanma, sahaya yayılmaları farklı. Ama F.Bahçe’nin şansı yok mu, tabii var. Yalnız küçük görmemek lazım. Yoksa F.Bahçe’nin şanslı kura çekmesi diye bir şey söz konusu değil.
Yazarın Tüm Yazıları