FENERBAHÇE, çok zor bir deplasmanda mücadele etti. Rakip Erciyesspor bu ligin en iyi takımlarından biri. Gerek yerlileri, gerekse yabancıları çok kaliteli.
Zaten bu kalitelerini bugüne kadar sergiledikleri performansla kanıtladılar. Bu bakımdan Fenerbahçe’nin, Nobre, Anelka ve Selçuk gibi üç asından yoksun ve de moralsiz olmasına rağmen Erciyesspor’u böyle rahatça yenmesi takdir edilecek bir olaydır.
Sarı lacivertlilerin, çekinerek geldikleri Kayseri’de bu kadar kolay kazanmasının en önemli sebebi, golün maçın hemen başında gelmesiydi. Erciyesspor daha neye uğradığını anlamadan birinci dakika dolarken Önder’in şutundan gol yedi. Önder o pozisyonda olağanüstü vurdu, topu kimse göremedi. Alex’in 36’ncı dakikada penaltıdan attığı gol maçın kopmasını sağladı. Tuncay’ın 65’inci dakikadaki üçüncü golü ise her yönden muhteşemdi. Tuncay her maçta böyle goller atmak için uğraşıyor, ama atamıyordu. Bu çabaları nihayet dün semeresini verdi.
Fark artabilirdi
Erciyesspor 2-0 geriye düştükten sonra mecburen hücuma daha fazla ağırlık verdi. Bu da defansta açıklar vermesine neden oldu. Fenerbahçeli futbolcular eğer biraz daha becerikli olsalardı, bu açıklardan birkaç gol daha bulabilirlerdi. Dünkü maçta benim anlayamadığım olay, Fenerbahçe’nin 3-0 önde iken bile rahat oynayamaması idi. Sarı lacivetlilerin üçüncü golden sonra topu yere indirip daha sakin oynamalarını bekliyorduk, ama bunu yapamadılar, dan-dun oynamaya devam ettiler.
Nobre ve Anelka’nın yokluğu nedeniyle forma giyen Semih, elinden gelen her şeyi yaptı. Semih, çok deparlı bir futbolcu değil. Fakat topu kullanmada Nobre’den daha becerikli. Top ayağına geldiği zaman, kimse kolay kolay alamıyor. Nobre’nin Semih’ten üstün yönü ise; ceza sahasında çok hareketli olması.
Gençlere şans vermediği için sıkça eleştirdiğimiz Daum, dün yine bildiğini okudu. Fenerbahçe, 65’inci dakikada 3-0 öne geçmiş olmasına rağmen, gençleri yeterince kullanamadı. Can ve Gürhan’ı hiç oynatmadı, Olcan’a ise birkaç dakika şans verdi. Bir tek Kemal’i son 20 dakikada oynattı, ki ona da hayret ettik. Daum’dan böyle bir şey beklemezdik! Bu durum da Daum’un yarışmacı bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanıyor. O sadece, ‘Gençler beni ilgilendirmez. Ben bugün nasıl başarılı olurum, parayı nasıl kazanırım, ona bakarım’ diye düşünüyor ve ona göre hareket ediyor.