Skora aldanmayın

F.Bahçe, Elazığspor'u 7-1 yendi, ama problemleri sürüyor. Bu galibiyet yanlış giden şeyleri kapatmıyor. F.Bahçe, oturmuş takım havasında değil. Doğru ve düzgün bir kadro hala kurulamıyor.

* F.Bahçe, Elazığ karşısında farklı bir galibiyet aldı, çok mu iyi oynadı? Aksayan yönleri varsa, nelerdi?

F.Bahçe
çok iyi oynamadı. Zaten bu kadro ile çok iyi oynaması mümkün değil. Fakat çok hırslı, birbirlerine yardım eden futbolcular vardı sahada ve eskisine göre iyi oynadı. Tabii 7 gol çok önemli. Trabzon galibiyetinin ardından futbolcular attıkları bu 7 golle korkaklıklarını üzerlerinden attılar. Riskler almaya başladılar. Bu da gol pozisyonlarını getirdi. Bir oyuncu, ‘ne kokar ne bulaşır’ havasında olursa, bir şey yapamaz. Ayrıca futbolcular sürekli ileriye oynadılar.

Bütün bunlarda rakibinin oynadığı oyun tarzının da büyük önemi var. Benim anladığım kadarıyla, son dönemde her takım F.Bahçe'yi gözüne kestiriyor. Elazığ geliyor, 50.000 kişi önünde ‘‘Nasıl olsa ben F.Bahçe'yi yenerim’’ diyor, yenmek için oynuyor ve 1-0 öne geçiyor. F.Bahçe'nin çok üstüne geliyor. Bu arada F.Bahçe'nin hem şanssızlığı hem beceriksizliği de var. Baştan golü atsalar, öne geçseler, belki bu düşünce oluşmayacak ve rakip daha zorlanacak. Ama 1-0 öne geçince rakipte ‘‘Ben bu takımı yenerim’’ hevesi güçleniyor. Hep beraber ileri gittiklerinde de arkaları boşalıyor. F.Bahçe, Elazığ karşısında ilk defa ileriye top atarak hücumları değerlendirdi ve goller buldu. Yoksa şu anki lig tablosunda hangi maçta 7 gol olabilir?

Problemler sürüyor

Yine de bu 7 gol kimseyi aldatmasın, F.Bahçe'nin defansta problemi var. Orta sahanın ortasında Selçuk'ta problem var. Geçen maçlara nazaran Aurelio daha çok ileriyi düşünen, ama yine geriye oynayan oyuncu. Bunlara ilave olarak büyük problem Serhat var. Tabii bu arada sol açıktaki sıkıntı da sürüyor. Tuncay

sol açık. Daum, başarılı, topla haşır neşir oyuncuyu sol açığa koyarak köreltiyor, bunda da ısrar ediyor. Tuncay sürekli dolaşan, hareketli bir futbolcu. Onu sol kanada koydun mu, sadece yanındakilerle oynamak zorunda kalır. Oysa Tuncay herkesle oynamak, dolaşmak istiyor. Nitekim attığı goller de öyle goller. Elazığspor karşısında çok daha güçlenen bir Van Hooijdonk gördük. Her topu, arkadaşlarına indirdi. Ancak bizim Türkiye'deki santrforlar bu işlere pek alışık değiller ve yapamıyorlar.

Maça baktığınızda sonuç 7-1 değil, 15-2 falan olurdu. Bir takım bu kadar çabuk, bu kadar çok gol pozisyonuna girebilir mi? Rakip defans müsade ederse girer. İki takımı tartıya koyup, F.Bahçe üstün mü dersek, her bakım-

dan. Futbolcusu, antrenörü, seyircisiyle her şeyiyle Elazığ'dan üstün. Ligde böyle mahalle futbolu olmaz, antrenör önlem alır. Ama Elazığspor hiçbir önlem almamış. Bu da yukarıda belirttiğimiz, ‘‘Yenerim’’ havasından.

Çok işi var

Altını çiziyorum, Elazığ karşılaşması aldatıcı olmasın. F.Bahçe geçen sezon da Bursa'yı Ankara'da 7-1 yendi, ama ne hallere düştü, hep birlikte gördük. Bu sezon Avrupa'ya katılamıyor. Bu skor kimseyi farklı düşüncelere itmesin. F.Bahçe'nin yapacağı daha çok iş var.

Öncelikle her şey güllük gülistanlık değil. Yanlış giden şeyleri bu 7-1'lik galibiyet kapatmıyor. Kadrosunu düzgün ve iyi kurmalı. Birbirleriyle arkadaşlık var, ama futbolcuların doğru yerde oynatılması da en önemli unsur. Fenerbahçe oturmuş bir takım havasında değil. Bunu yapacak olan da Daum ve o bunu iyi yaparsa başarı gelecek.


Serhat iyi bir

yedek olur



* Serhat yüzde yüz golleri kaçırdı. Serhat'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Serhat
oyunun içinde hırslı, fakat yetenekleri sınırlı. Fenerbahçe takımında gol adamı olarak düşünülecek futbolcu değil. A takım oyuncusu değil, ondan kulübede iyi bir yedek olur. A takım oyuncusunun diğerlerinden çok farklı ve becerili olması lazım. Serhat bir kere ayağındaki topu kullanamıyor, kafa alamıyor, arkadaşlarına pozisyon hazırlayamıyor. Girdiği pozisyonları da beceriksizlikten kaçırıyor. Yalnız bu sezon değil, daha önce de böyleydi. Genç ama yetenekleri sınırlı.

Daum, Serhat'ta ısrar ediyor, onu diğerlerinden ayırmak istemiyor. Ama bazı şeylerin farkına varıp, ayırdığında geç olur, 1-2 beraberlikte takım çalkalanmaya başlar. Daum, sol bekin adamı Mahmut Hanefi'nin takımdaki yerini 3 maçta buldu. Oysa Mahmut'un üzerinde düşünmek bile yersizdi. Topu nereye atacağını çok iyi bilen, başarılı bir oyuncu. Neticede Daum, bazı şeylerin farkına geç varıyor, bununla da kalmıyor, ilk fikrinde ısrar ediyor. Hala Tuncay'ı sol bekte oynatmaktaki ısrarı gibi.

Kapris yok, idefiks yok, en iyisini bulmak mecburiyetinde, seyirci de yönetim de, futbolcu da, antrenör de. Ukalalık hiç yok. F.Bahçe şu durumuyla bunları kaldıracak durumda değil.


Transfer şart


* Transferin kapanmasına çok kısa bir süre kaldı. F.Bahçe ‘transfer yapacağız’ diyor, ama süre daraldı. Doğru tercihi yapabilecek mi, alacağı transfer ne kadar yarar sağlayacak?

F.Bahçe bir futbolcu için ‘‘Aldım, yüzde 60-70 bizim’’ diyor. Oyuncu gelmiyor, kulübü vermiyor. 4 kere Brezilya'ya gidiliyor. Transfer dönemi şimdilik kapanabilir, ama kısa süre sonra ara transfer dönemi başlayacak. Belki de, o zamana kadar önümüzü ve takımı görelim diyorlardır.

F.Bahçe'nin takviyeye ihtiyacı olduğu ve düşündüğü transferleri yapamadığı kesin. Bununla birlikte futbolcuları da yerli yerinde oynatmaya ihtiyacı var. Eğer F.Bahçe orta sahası Selçuk ve Aurelio ile oynayacaksa, fazla bir şey üretmez, geriye oynar. Elazığspor misali, kabak çiçeği gibi açılan zor takım bulur. Bu maçta hoşuma giden Selçuk'un ileri gidip kafayı vurması. Güzel bir vuruş yaptı, ama bunları büyük bir maçta yapar mı, yapamaz mı bilemiyorum tabii. Luciano standart çıktı, ben daha süper birini bekliyordum. Yanına bir tane Brezilyalı daha gelecek ve fevkalede uyumlu olacaklar dediler, ama olmadı.



Beşiktaş'taki tehlike


* Beşiktaş'ta Lucescu, A.Gücü maçı sonrası ‘‘Bütün gücümüzü harcamadık. Dengeli ve akıllı oynadık’’ dedi. Bu sözlerden ne anlam çıkartıyorsunuz?

Lucescu
'nun dediğinden ben bir şey anlamadım. Ne dengeli olacak? Beşiktaş geçen sezonun şampiyonu. Elindeki silahları BJK İnönü Stadı'nda kullanmıyor. Ahmed Hassan gözü kapalı oynar, hepsinden de iyi ve yetenekli. Hepsinden de gole daha yakın. Belki, bir disiplin anlayışıyla fazla şımarmasın diye bunları yapıyor, bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var, Beşiktaş takımı her an karışabilir.

Neden mi? Tümer oyundan çıkıyor sinirleniyor, çünkü yanlış yapılıyor. O da bunun farkında. Tümer'in yerine Sergen giriyor. Şimdi hala bu ‘‘Tümer ile Sergen yanyana oynamaz’’ anlayışı sürüyor. Yakında da ‘‘Ahmed Hassan ile Sergen oynamaz’’ çıkacak, hazır olun. Oysa Tümer'i koy İbrahim'in yerine sol tarafa, gitsin gelsin, değişe değişe oynasınlar. Solda oynayan İbrahim'den de iyi futbolcu. Lucescu bunu göremiyor mu? Böylece sahada da iyi bir takım olur ve topu da istediği gibi dans ettirir.

Beckham var Zidane oynamaz

İbrahim
ne yapıyor, Beşiktaş'ta oynuyor diye Milli Takıma seçiliyor. Beşiktaş'ta oynamasa Milli Takım'ın ‘‘M’’sini göremez, ileri giderken geri dönüyor. Tümer öyle olmaz, oradan topları kesecek, sırasında kendisi kaleye vuracak. Tümer bu işi en iyi yapacak adam.

Böyle garip garip şeyler var Beşiktaş'ta. Bu olay da Real Madrid'i andırıyor. Zidane var, Beckham'ı aldılar. Beckham varsa Zidane oynamaz gibi bir şey demek bu. Oysa bütün amaç ortaya mükemmel bir takım çıkarmak.


G.Saray ilk maçta bitirdi


* G.Saray yarın CSKA karşısında nasıl oynamalı? CSKA'da bir de teknik adam krizi yaşanıyor. Bunun G.Saray'a artısı ne olur?

G.Saray bu turu bence ilk maçta geçti. Tabii büyük bir anormallik ve saçma sapan işler olmazsa.
Yalnız Sofya'da biraz yıpranacağı da kesin. Seyirci tezahüratı, sert oyun G.Saray'ın problemleri.

İyi futbol iyi futbolcuyla oynanıyor. Elindeki oyuncularla G.Saray'ın süper bir takım olma şansı yok. Böyle bir takımı yaratmak Fatih Terim'in elinde de değil. Fatih en fazla, takımı iyi çalıştırır, iyi bir kadro sahaya sürer, iyi bir mücadele planı uygulatır, futbolcularını maça en iyi şekilde hazırlar. Yoksa, sahaya girip vuruş yapma şansı yoktur.

Hakan Şükür'ün forma sokulması ve onun yanına iyi bir adam bulunup, monte edilmesi gerekiyor. Hakan golcülükten çıkmış, gol atacak durumdayken pas verecek hale gelmiş. Çünkü kendine güveni bitmiş. Terim işte Hakan'a bir itici güç olur, yerli yerinde oyun içi değişikler yapar. Yoksa bunların yanında yapacağı fazla bir şey veremez. Bu arada CSKA'nın antrenörünün istifası, eğer bu maçta da takımın başında çıkacaksa fazla bir şey değiştirmez.
Yazarın Tüm Yazıları