Sevgisiz Bahçe

F.Bahçe’de bir bezginlik var, dinamizmi yok. Hem antrenör oyuncuları, hem oyuncular antrenörü, yani kimse kimseyi sevmiyor. Yoksa bu kadar vurdum duymaz futbol oynanmaz. Hem kötü oynuyor, hem de kötü netice alıyor. İyi yolda değil.

* İlk iki maçta 4 puan kaybeden F.Bahçe’de aksayan nedir? Neden başarılı olamıyorlar?

Benim
anladığım kadarıyla takımda bir bezginlik var, dinamizmi yok. Ya antrenör, oyuncuları, ya oyuncular antrenörü, yani kimse kimseyi sevmiyor. Yoksa bu kadar vurdum duymaz futbol oynanmaz.

Takımda bir sürü eksik var, bunları 2 senedir söylüyoruz. Bir santrfor, bir stoper şart diyoruz. F.Bahçe, elinde Anelka gibi bir yıldız ve silah var, ondan faydalanamıyor. Anelka gibi bir oyuncu oynamak istemese de antrenörü onu sahadan çıkartmamalı.

Diyarbakırspor karşısında takım 2-0 yenilgiden 2-2 beraberliği yakalıyor. Bunu da bir başarı olarak değerlendirebilirsiniz. Ama yeter mi? Evet, F.Bahçe son 20 dakika büyük bir baskı kurdu. Tuncay bir sürü gol kaçırdı. İlk yarıda pozisyona giren bir Tuncay, bir de Anelka vardı. 70-75 dakika F.Bahçe’nin oynadığı futbol elle tutulur gibi değildi. Sağdan soldan orta yaparak gol atmanın peşinde F.Bahçe. Peki, bu takımda o ortalara kafayı kim vuracak? Diyarbakır’ın attığı goldeki gibi çizgiye kadar inebiliyor musun? Maçta, ikisi frikikten 4 muhteşem gol vardı. İki tarafın golleri de harikaydı. Bir sürü de kaçan goller var.

Şimdi denebilir ki, F.Bahçe cezalıydı, seyirci yoktu. Tamam seyirciden yoksun, seyirci teşvikinden de yoksun, ama bunun avantajı da vardı. Çünkü 2-0 yenik duruma düştüğünde tribünde seyirci olmaması şansıydı. F.Bahçe seyircisi sezonun ilk maçlarında böyle skoru istemez ve tepki gösterirdi. Çünkü taraftar takımının sahada gücünü göstermesini istiyor.

Sonuç olarak, F.Bahçe hem kötü oynuyor, hem de kötü netice alıyor. İyi yolda değil.

Anelka sorununu yönetim çözmeli

* Anelka-Daum krizi yaşanıyor mu? Böyle bir olayın önüne geçmek için ne yapılmalı?

Bana
öyle geliyor ki, Daum, Anelka’yı kazanacağına kaybetmek için uğraşıyor. Yazık. Fenerbahçe iki tane star aldı, ikisinin de başı Alman teknik adamlar yüzünden ağrıdı. Lorant, kendi döneminde dünya yıldızı Ortega’nın F.Bahçe’den gitmesine yol açtı. Buna yönetim ses çıkarmadı. Şimdi Daum, Anelka’yı göndermeye uğraşıyor.

Tamam, yönetimi takıma, teknik direktöre karışmayacak. Takımı teknik adama bırakacak. Ne var ki böyle durumlarda yönetim ağırlığını koyup olaya müdahale etmeli. Birinin kişisel istekleri yüzünden kulübün zarar görmesini engellemeli. Anelka, başkanla konuşuyor, ‘Yanlış yerde oynuyorum’ diyor. Buna yönetimin el koyması gerek. Antrenör de futbolcunun eğer sorunu varsa ipleri hemen koparmak yerine onu kazanmaya çalışmalı. Yoksa surat asıp, kulak tıkamak, ilgilenmemekle bu işler düzelmez.

Bir yıldız böyle giderse kaybedilecek. Daum’un çok politik, çok bilinçli hareket etmesi lazım. Sorunu varsa halledilmeli. Anelka’nın Türkiye’den gitmesi hem F.Bahçe, hem de Türkiye için kayıp olur.

G.Saray taraftarı ilah istiyor

* Gerets ile G.Saray’da ne değişti? G.Saray’ın gerçekten bir transfere ihtiyacı var mı?

Galatasaray
’ın transfere ihtiyacı yok. Seyirci istiyor diye yapacak. Türkiye’de seyirci, bağlanacağı, gurur duyacağı bir yıldız arıyor. Bundan önce G.Saray’da Metin Oktay, Tanju Çolak, Gheorghe Hagi gibi isimleri uzayıp gidecek yıldızlar vardı. Seyirci bir futbolcuya bağlanmak istiyor. Geçen seneki Ribery mesela...

Fransız futbolcu olağanüstü müydü? Hayır, ama çabuktu, çabuk hareket ediyor, gol pozisyonuna giriyordu. Seyirci bundan dolayı Frank Ribery’yi sevdi. Fransız futbolcu yönetimin hatasından gitti. Onun gitmesi de taraftarı rahatsız etti.

Şimdi taraftar onun gibisini istiyor. Taraftar çok seveceği, ilahlaştıracağı bir ismin peşinde.

Böylesini bulmak zor, çok büyük paralar vermek lazım. F.Bahçe bunları buldu, Alex ve Anelka var. Alex’i Diyarbakır maçında izledik. Hakem Serdar Tatlı, Alex’ten daha fazla koştu. Beşiktaş da Kleberson, Ailton’u getirdi. Seyirci bu futbolcular gol attığında da diğerlerinden farklı coşuyor. Galatasaray yönetiminin bence en büyük hatası, günü kurtarmak için verdiği beyanatlar.

Aslında seyircinin istediği bu transfere gerek yok, çünkü G.Saray’da bir sürü yıldız zaten var. Ama taraftar yine de yeni bir isim diye diretiyor.

Helvayı Rıza yapacak

* Ailton ve Kleberson’lu kadrosuyla Beşiktaş nasıl bir mesaj veriyor?

Beşiktaş, Denizlispor maçında çok iyi bir görüntü sergiledi ve ‘Şampiyonluk yarışının içinde bu sezon ben de varım’ dedi. Bunda da haklı, çünkü yetenekli futbolculardan kurulu bir kadrosu var. Brezilyalı Kleberson ve Ailton gibi iki önemli futbolcuyu kadrosuna kattı.

Bu ikili Beşiktaş’a faydalı olacaklar, ama bütün iş Rıza Çalımbay’ın helvayı iyi yapmasında. Daum bunu F.Bahçe’de yapamıyor. Rıza bunu başarırsa, hem Beşiktaş, hem de kendisi kazanacak.

Bir de bütün iş sahada patronun kim olacağında. Aslında sahada patron belli Kleberson. Takım arkadaşları ona yardımcı olacak, boşken topu ona verecekler, o da takımı yönlendirecek. Yine burada F.Bahçe’ye değinmek istiyorum. F.Bahçe’de bu işi Aurelio ile Appiah yapıyor. Aslında asıl patron olması gereken Alex. Ancak o hızlı hareket etmiyor. Denizli maçında Ailton müthiş bir gol attı. Ahmed Hassan da öyle.

Okan
çok çalıştı. Beşiktaş’ta oynayanlar iyi ve kadroya girecek yedek kulübesi de oldukça güçlü. Ve Denizli galibiyeti hem takım, hem de seyirciye büyük moral gücü oldu.
Yazarın Tüm Yazıları