DÜN geceki Milli Takım için söylenecek bir şey yok. Tek kelimeyle rezalet. Ne oynadığımız, ne yapmak istediğimiz belli değil.
Ne zaman da belli olacağı meçhul. Böyle bir maçta puan kaybetme lüksümüz yoktu. Onu da başardık. Zaten bu takımın İngiltere’yi, Almanya’yı yenmesini beklemiyorum. Ama, Malta gibi bir rakipten de beraberliği kurtarmasını hazmedemiyorum.
Koca bir ilk yarıyı sokağa attık. İkili mücadelelerin hepsini kaybettik. Sağlam topa giren yok, ayakta kalan yok. Bizim oyuncularımız, kendilerini rol yapmaya alıştırmışlar. Yerlerde sürünüyorlar ve hakeme itiraz etmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Milli Takım dün Malta karşısında aciz durumlara düştü. Ne olursa olsun, böyle bir rakibi kötü de olsan, rezil de olsan yeneceksin. Bu takıma karşı iyi oynamana da gerek yok.
Şu kesin ki biz oyuncularımızı çok şişiriyoruz. Şöyle klas, böyle yıldız. Ama ortada bir şey yok. Dün sahada Altıntop kardeşler dışında çırpınan, mücadele eden futbolcuyu araki bulasın.
Emre ve Tuncay bitmiş
Savunmamıza bakıyorum. Çabuk değiller, topa hamleyi bilmiyorlar. Burada hata yaparsan, kim olursa olsun affetmez. İbrahim Toraman’ın bir de yaptırdığı ve hakemin vermediği yüzde yüz bir penaltı var. Bu nasıl savunma anlayışı. Takımda herkes kendi başına oynuyor. Milli Takım futbolcusu özeldir. Herkes o formayı giyemez. Avrupa’da oynayan oyuncularımızdan Emre, kayıp. 82. dakikada bir sahneye çıktı, kaleciyle karşı karşıya kaldı ama direği geçemedi. Tuncay, kafası önde koşuyor. Ne bir pas veriyor, ne de şut atıyor. Fenerbahçe’deki halinden de eser kalmamış. Bal yapmayan arı topluluğu gibiyiz.
Şu maç gösterdiki bizim işimiz hiç de kolay değil. Güven vermeyen bir takım. Görüntü berbat. Fatih Terim’in de bu takımı düzeltmek için bir çaba harcamadığı da ortada. Hiçbir şey oynatamıyor, sahada da oynamak isteyen bir futbolcu topluluğu da yok. Dün gece için bir puana şükredelim.