KÖTÜ hava ve saha koşullarına rağmen olağanüstü bir mücadeleye sahne olan mükemmel bir maç seyrettik.
Fenerbahçe, kazanabilirdi de, kaybedebilirdi de... Diyarbakırspor'u kutluyorum. Son derece iyi mücadele ettiler, bilinçli oynadılar ve topu iyi kullandılar.
Fenerbahçe 1-0 mağlup durumda iken kaleci Volkan'ın iki kurtarışı var, tebrik etmek lazım. Eğer bu pozisyonlardan biri gol olsaydı, belki de sarı lacivertliler maçı kaybedecekti.
Maçı bırakmıyorlar
Fenerbahçe'nin mücadelesi olağanüstü... Oyun disiplinleri kesinlikle bozulmuyor ve enerjilerinden birşey kaybetmiyorlar. Maça sonuna kadar asılıyorlar. Böylesine güçlü bir Diyarbakırspor karşısında beraberliği yakalamak bile başarıdır. Evet, şampiyonluk yarışında 1 puan kötü sonuç sayılabilir, ama dünkü maçı kaybedebilirdi de...
Maçın kader anı, skor 1-1 iken Tuncay'ın kaçırdığı gol fırsatıydı. Fenerbahçe galip duruma geçseydi, ne olurdu? O zaman herşey çok daha farklı olurdu. Çünkü o dakikaya kadar kapanıp, kontratakla gol arayan Diyarbakırspor, rakibinin üstüne gidecek ve sarı lacivertliler de daha rahat oynama şansı bulacaktı. Ama Tuncay golü atamayınca, maç konuk takımın istediği gibi devam etti.
Daha önce de defalarca ifade ettiğimiz gibi Fenerbahçe, geriden topu şişirdiği müddetçe başarılı olamaz. Nitekim dünkü maçta da Diyarbakırspor defansındaki iki uzun adam; Cem Beceren ve Ramazan, neredeyse bütün kafa toplarını aldı. Ama Fenerbahçe topu kenarlara indirdiği vakit iş değişiyor. Dünkü maçta olduğu gibi Van Hooijdonk, yanındaki Nobre'ye çok güzel toplar indirip, gol attırıyor.
Tomas ve İsmail hataydı
Daum'a da iki çift laf etmek lazım. Bir takım, ikinci 45 dakikada neden iki oyuncu birden değiştirir? İlk yarıda takıma koyduğun iki futbolcu kötü oynadığı için... Tomas ve İsmail'in istenen form düzeyinde olmadığı hafta içindeki kupa maçında da belli etti kendini. Çaykur Rize karşısında iyi oynamayan bu iki adamda ısrar etmenin manası ne? Nitekim bu adamların yerine giren Servet ve Rebrov'la takım daha iyi oynamaya başladı.
Kaybedilen puanları bir kenara bırakın, Fenerbahçe bu tarz futboluyla, özellikle de ikinci devredeki oyunu ve kazanma arzusuyla ümit verdi. Fenerbahçe artık yavaş futbolu bıraktı, kendi hüviyetini kazandı. Ben bu takımın daha da iyi olacağına inanıyorum. Ama yeter ki, sahaya düzgün tertiple çıksın, elindeki adamları iyi kullansın ve de kapris yapılmasın. ‘‘Ben bu adamda ısrar edeceğim’’ demenin manası yok. Bir futbolcu kötüyse oynamasın. Onların yerine oynayacak oyuncun var.