Ligin kaderi kupada

F.Bahçe ile G.Saray'ı karşı karşıya getirecek yarınki Türkiye Kupası finali, ligde şampiyonluk yarışının da son 3 haftaki seyrini belirleyecek. Kupada kaybeden kendini toparlamak için gerekli zamanı bulamayacak.

* Ligin son 3 haftasına girildi ve lider F.Bahçe ile G.Saray arasındaki puan farkı 4. Lig bu şekilde biter mi? G.Saray'ın şampiyonluk şansı nedir?

Sezon ligin zirvesinde şu anki haliyle bitebilir de bitmeyebilir de. Her şey F.Bahçe'nin elinde. F.Bahçe deplasmanda oynayacağı iki maçı da kazanırsa, G.Saray ile Kadıköy'de oynayacağı maçı kaybetse bile şampiyon olur. F.Bahçe bu yarışta büyük avantaja sahip.

Yalnız burada yarışın seyrinde etkili olacak lig harici bir olay var. İki takım yarın Türkiye Kupası finalinde karşı karşıya gelecek. Bu kupa finali büyük rekabete ve mücadeleye sahne olacak. İki takım 10 gün sonra da ligde karşılaşacak. Yarınki maçtan çıkacak sonuç, iki takım üzerinde büyük etki ve baskı oluşturacak. Bu finalden yenik ayrılan psikolojik olarak çok farklı bir boyuta gelecek. Kupayı kaybeden, "Acaba ligde de yenilir miyim?" diye demoralize olabilecek. Ve iki maç arasında çok kısa bir zaman diliminin olması, moral olarak sarsılan takımın toparlanmasını imkansız hale getirecek diyebiliriz.

Anlayış değişmeli

Özellikle ligde geride olan G.Saray, kupada da darbe yerse kendine gelmesi çok zor olur. F.Bahçe kupayı kazanırsa, lig maçına da çok moralli çıkacak. Seyirci de coşacak (Bu coşma hakaret anlamında değil, kendi takımını motive etme, tezahüratını kendi takımına yapma. Rakibe hakaret bir şey kazandırmıyor.) Türkiye'deki tezahürat anlayışı da değişmeli. Buna öncü de F.Bahçe olsun. Ben olacağına da inanıyorum.

Favorisi yok

* Türkiye Kupası finalinde G.Saray mı, F.Bahçe mi avantajlı? Finalin kaderini ne belirleyecek?

İki takım arasında çok büyük bir üstünlük farkı yok. F.Bahçe'nin avantajı duran toplardan neticeyi değiştirebilecek oyuncuları olması. Alex, Nobre, Tuncay, Anelka gibi yıldızları var. İkisinin de kalecileri iyi. G.Saray'ın avantajı orta sahası daha kalabalık oynuyor, F.Bahçe'de bu mevkii boş kalıyor. Bugün F.Bahçe-G.Saray maçı adı altında iki ekip genç takımlarını sahaya sürse, maç ortadadır. Çünkü derbinin havası ayrıdır. Sinirine hakim olan, hakemle uğraşmayan, seyirciye kulak asmayan, sahada yardımlaşan kim olursa maçı kazanır.

F.Bahçe'nin yıldızları gibi G.Saray'ın da golcüleri var; Hakan Şükür, Necati gibi. Hakan Şükür'ü eleştirirken dikkat etmek lazım. 34 yaşında hala takımının en fazla koşan, mücadele eden, egoist olmayan futbolcusu ve gol yollarında Türkiye'nin en tehlikeli adamı. Bazı golleri kaçırabilir, ama yaşını göz önüne aldığınızda bunu hoşgörüyle karşılamak gerek. Hakan'ı yerden yere vurmak bu kadar kolay olmamalı. Bugünkü şartlarda Hakan her zaman güçlü bir silah.

Popülerlikleri sürer

Necati,
ikinci santrfor olarak oynuyor, ama sahada müthiş dolaşıyor. Her yerden gol pozisyonuna giriyor ve pozisyon hazırlıyor. Hava hakimiyeti var ve iki ayağını iyi kullanıyor. Komple bir oyuncu. Her takımın işini bitirebilir. Göbekteki ikilisi, Song ve Tomas ikili mücadeleye iyi giriyor ve rakibe çok çabuk bastırıyor. Bu ikili G.Saray'ın avantajı.

Gheorghe Hagi, F.Bahçe'nin yıldızlarına karşı kendilerinin de silahları olduğunu söyledi. Doğrudur, G.Saray'ın her devirde silahı olmuştur. G.Saray küme de düşse, ikinci sınıf takım olamaz. Bu kadar taraftarı, sevgi duyulan camiası olan takım G.Saray da olsa, F.Bahçe de olsa aynı popülerlikte devam eder.

Ancak antrenörler, başkanlar, yöneticiler, futbolcular, medya konuşmalarına çok dikkat etmeli. Futbol son dönemde devamlı polemikler oyunu oldu. Tabii ki bunu da kesecek olan Futbol Federasyonu, ama malesef federasyonun bunlardan haberi yok.

Olgunluk gerekli

* Trabzon'un Futbol Federasyonu ve hakem Cem Papila'ya yönelik tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Nereye gidiyoruz?

Yaşananlar
çirkin bir hal almaya başladı. Trabzonspor'un F.Bahçe'ye yenildiği hafta bir feveranı olabilir. Trabzon'un haklı olduğu bir yer var; iyi futbol oynuyor. Türkiye'nin en iyi oynayan takımı. Doğal olarak bunun karşılığını almak istiyor. Alamayınca da bunu hakemin elinden aldığını zannediyor. Evet, hakem olmaması gereken golü verdi, çünkü yan hakem pozisyonu süzemedi. Ancak Cem Papila'ya bu kadar yüklenmenin nedeni, 5 kırmızı kartlı maçından dolayı Beşiktaş'tan da destek göreceğini zannedip hakemi bitirme çalışmasından kaynaklanıyor gibi geliyor.

Eğer bir hakem kötüyse, hakemliğine son verilir. 2-3 maç dinlendirip bu iş yapılmaz. Kapasitesi bu kadar der gönderirsin. Papila, o maçta zaman zaman bazı faulleri yanlış verdi. Bunların çoğu da F.Bahçe aleyhineydi. Maçın sonucuna tesir edecek hatalar da yaptı, bu doğru. Ama o gol kararında onun mu, yan hakemin mi suçu var, bunu göz önüne almalıyız. Ona bu kadar yüklenmenin, "Konuyu mahkemeye götüreceğiz" demenin anlamı yok. Trabzonspor şampiyonluk yaşamış bir takım, bunu olgun karşılamalı.

Collina en az 20 hata yaptı

Geçtiğimiz yıllarda hakemler F.Bahçe'yi yaktı. Geçen sene 3-4 maç F.Bahçe hakemlerin kurbanı oldu, sesini çıkarmadı. Önceki sene yine hakemler yüzünden UEFA Kupası'na bile katılma şansı yakalayamadı. Merkez Hakem Kurulu'na (MHK), hakemlere inancın yoksa, futbolcun, idarecin onlara inanmıyor, basın da aynı tepkiyi veriyorsa o zaman dışarıdan hakem getirilir.

Önceki gün Milan-Juventus maçını seyrettim. İkisi de 76 puandaydı. Juventus kazandı, şampiyonluk yarışında öne geçti. Pierluigi Collina en az 20 tane hata yaptı, kimse sesini çıkarmadı. Yöneticiler ağzını açmadı. Chelsea girmeyen golden Şampiyonlar Ligi finalinden oldu. Bu kadar yangın yapılmadı. Biz hiçbir yerden de ders almıyoruz. Bütün bunlar, taraftara sempatik gözükmek için üretilen popülist politikaların ürünü. Sonuçta olan Türk futboluna.

Beşiktaş taraftarı başka

* G.Saray şampiyonluk kovalıyor, seyircisi yalnız bırakıyor. Ligde seyirci sıkıntısının yaşandığı bir dönemde iddiası olmayan Beşiktaş tribünleri dolduruyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Beşiktaş
seyircisi takımına çok bağlı. Takımını görmek için maça gidiyor, onlar için iddialarının olup olmaması önemli değil. Seyircinin maça gitmesi için takımının onu heyecanlandırması lazım. Beşiktaşlılar heyecana değil, takımını, formayı görmeye gidiyor. F.Bahçe'de de bu böyle. G.Saray seyircisi ise başka. Onlar maça gitmek için başarı bekliyor. G.Saraylı da heyecan arıyor, ama takımları şampiyonluk kovalamasına rağmen maça gitmiyorlar, niye böyle bir tutum içine girdiklerini ben de anlamıyorum.

Doymuşluk desen bunun onunla da alakası olamaz. Daha önceki şampiyonluk geçmişte kaldı, yenilere bakmak lazım. Bundan önce ligde, kupada, Avrupa'da şampiyon oldun diyelim, ama hepsi geçmişte kaldı. Bunlara yenilerini eklemek gerek.

Şimdi Galatasaray'ın önünde Fenerbahçe maçı var ve ben öyle tahmin ediyorum, Galatasaray seyircisi de o maçta tribünleri dolduracak. Belki inattan, belki rekabetten, belki ezeli rakibi önünde kazanma duygusunu yaşayabilecek olmaktan stada gidecek.
Yazarın Tüm Yazıları