Türk futbolu, 2007’ye seçim kaosuyla girdi. Kulüpler Birliği’nin olağanüstü kongreye gidilmesi için aldığı tavsiye kararına rağmen, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy direniyor. Bu belirsizlik ortamı, futbolumuzu nereye sürükler?
HERKES görevini doğru dürüst yapsa, hiçbir yere sürüklemez. Futbol Federasyonu, herkese eşit mesafede olursa, bütün bu problemler de ortaya çıkmaz. Haluk Ulusoy, gücü elinden bırakmak istemiyor. Hakkaniyetli bir yönetim gösteriyor mu? Bence hayır. Kendisine oy veren kulüplere başka türlü davranıyor, diğerlerine başka...
Bu durum, Bakan M.Ali Şahin’i de rahatsız etmiş olacak ki, Ulusoy’a, "Ya istifa et, ya da seçime git" diyor. Ulusoy, direniyor. Ne kadar ballı kaymaklı bir yermiş ki, koltuğu bırakmıyor. Bu tür mevkilere gelen kişiler, koltuk meraklısı oluyor. Haluk Ulusoy, Bakan’la, kulüplerle inatlaşıyor. Kendince belki haklı tarafları vardır. Ancak, ortada bir gerçek var ki, bu tür restleşmeler, Türk futboluna hiçbir fayda vermediği gibi, kulüpler arasındaki ayrılığı, kavgayı körüklüyor.
Başkanın kimliği önemli
Futbol Federasyonu, kimsenin tapulu malı değil. Bir sürü kulüp, Ulusoy’un karşında. İdare edemiyorsan, çekilir gidersin. Çoğunluk imza topluyor, devreye aracılar giriyor. Sorun biraz da kulüplerden kaynaklanıyor. Kulüpler kendi menfaatlerini korumak için Futbol Federasyonu’na adam sokmaya çalışıyor. Yapılacak hizmet kimsenin umurunda değil. Türk futbolu kaosa sürükleniyor.
Eğer seçim olursa, yeni başkanın kimliği de önemli. Futbol Federasyonu Başkanı olarak bir işadamını mı seçecekler? Yoksa göreve bu işten anlayan biri mi gelecek? Kulüpler hangi aday menfaatine uygunsa ona oy veriyor, seçtirmeye çalışıyor.
FENERBAHÇE tepkisinde haklı
Futbol Federasyonu’nun 2006’nın son gününde Fortis Türkiye Kupası maçlarının takvimiyle oynaması, Fenerbahçe’ye yönelik bir hareket olarak yorumlandı. Sizce bu kararda art niyet var mı?
FUTBOL Federasyonu’nun son dönemde aldığı birçok karar Fenerbahçe’nin aleyhine. Sarı lacivertli yöneticilerin rahatsızlığı da buradan kaynaklanıyor. Fenerbahçe rahatsız oluyor. Çünkü inceden inceye baltalamaya çalışıyorlar. Bunu özellikle mi yapıyorlar? Zannetmem.
Ancak, öyle bir duruma gelindi ki, yapılan her değişiklikte Fenerbahçe huylanıyor. Çünkü Futbol Federasyonu’na itimatları kalmamış. Fortis Türkiye Kupası’nın programındaki değişiklik belki sarı lacivertli takım düşünülerek yapılmadı. Güvenini yitiren bir kuruluşun başındaki kişinin artık o koltukta oturmaması lazım. Hakem hataları yüzünden çok canı yanan Fenerbahçe, doğal olarak alınan her kararda itiraz edecektir. Bu şartlarda kimse farklı bir davranış beklemesin.
Beşiktaş ve Trabzon’un takviyeye ihtiyacı var
Futbolda 1 ay sürecek ara transfer dönemi dün başladı. Önemli oyuncularıyla olan sözleşmeleri sezon sonunda bitecek olan dört büyük takım bu dönemde nasıl bir strataji izlemeli?
KULÜPLER kendilerine faydalı olacak, itimat ettikleri oyuncuları bilirler ve ona göre hareket ederler. Mukavele şimdi de yapılır, sezon sonunda da. Bu tür şeylerin şimdiden gündeme getirilmesi, futbolcuların sıkboğaz edilmesi doğru değil. Şimdi anlaşırsın, imzayı sezon sonunda atarsın.
Kaldı ki, futbolcuların önümüzdeki dönemde göstereceği performans da transferde önemli rol oynuyor. Bu durum sadece Alex ve Tuncay için değil, diğer oyuncular için de geçerli.
Şu anda kadroyu güçlendirmeye en fazla ihtiyaç duyan kulüpler Beşiktaş ile Trabzonspor. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın bu lig için transfere ihtiyacı yok. Fenerbahçe oyun tarzını değiştirirse, Avrupa kupası maçları için bile transfer yapmaya gereksinim duymaz.