Fenerbahçe’de iyi transferlerle, iyi bir takım kuruluyor. Muhalefet de dışarıdan saldırmayı bırakıp, başkanın etrafında kenetlenmeli. Başkan da bir baba gibi onları kucaklamalı. Yoksa sonuç yine hüsran olur.
* Muhalefet yönetimi sürekli eleştiriyor. Bu ortam nasıl ortadan kalkar? Yönetimin izlediği transfer politikasını nasıl yorumluyorsunuz?
Muhalefet bugüne kadar takım kötü gittiği için yönetimi eleştirdi. Bu kötü gidişte, yanlış antrenör ve yanlış futbolcu seçimleri başrolü oynadı. Başkan ağırlığını koyup, ‘‘Sen ne yapıyorsun, dünya starımızı oynatmıyorsun’’ demedi. Kötü gidişle de muhalefet ayaklanıp, hem yönetimi hem de kulübü yıpratacak derecede ağır konuşmaya başladı. Çirkin ve aşırı bir muhalefet yapıldı.
Oysa muhalefetin önünde 2.000 imza toplayıp, kongreye gitme yolu vardı. Şimdi martta kongre var. Başkan bırakacak mı, bırakmayacak mı bilemiyorum, ‘‘Bırakacağım’’ diyor. Ama şimdi başkan Aziz Yıldırım iyi bir takım kuruyor ve iyi işler yapmaya başlayan bir yönetim var. Bir takım kötü bir dönem geçirmiş olabilir. Ancak daha sezon başlamadan F.Bahçe'nin kötü olması isteniyormuş gibi bir hava var. Yönetimi yıpratacağım diye kulübe zarar veriyorlar. Bu da çirkin oluyor.
Yanlıştan dönülmeli
İnşallah birlik olup anlaşırlar. Yönetim yanlışlar yapmış olabilir, ama onları bu yanlışlardan döndürecek insanlar yine dışarıda bağıranlar. Başkanın da büyük kusurları ve hataları olabilir. Ama siz ne kadar iyi takım kurarsanız kurun, dışarıda sizi yıpratmak isteyen insanlar varsa, o takımın ve kulübün başarılı olması çok zordur, hatta imkansızdır. Bu yüzden herkes kendine gelmeli. Başkan da bir baba gibi, dernekleri, eski başkanları kucaklamalı. Fenerbahçe bunu yapabilmeli ve yapmak mecburiyetinde. Avrupa ve dünya çapında kulüp olmak istiyorsa bu şart.
Kaliteli olunca
F.Bahçe bu sene iyi bir transfer politikası izliyor. Yönetim aslında transferleri hep antrenöre yaptırdı. Ama antrenör kalitesiz olunca futbolcu da kalitesiz oldu. Daha önce antrenör kendinden ünlü futbolcu getirmek istemedi. F.Bahçe oradan buradan futbolcu topladı, sonra da ‘‘Ben şampiyonluğa oynayacağım’’ dedi. Kötü bir antrenör ve normal futbolcularla sonuç hüsran oldu.
F.Bahçe şimdi doğru yerlere doğru oyuncular alıyor. Artık iş hepsini birleştirip, takım haline getirip, onlardan sahada randıman almakta. Bugünkü transferleri de antrenör yaptı. Başkanın transfere karışıp, oyuncu aldığı falan yok. Yıldırım geçen sene bir tek Ortega'yı almıştı. Onun için 5 kez Arjantin'e gitmişti.
F.Bahçe Washington'u almıştı. Onu da Cem Karaca'yı da antrenör istemişti, sonuç ortada. F.Bahçe'nin geçen sezon elinde bir tek Ortega vardı, onu da kaçırdılar. Oynatmadılar, sinir harbine girdiler, adam çekti gitti. Şimdi her iki taraf arasını düzeltmeye uğraşıyor. F.Bahçe'de top oynayamayacak, 2 kuruşluk adamlar Ortega'ya karşı çıktılar.
Bazılarında yaşa bakmayın
Şimdi Van Hooijdonk için ‘‘33 yaşında adam alındı’’ falan deniyor. Bazı futbolcular vardır alınır. Adamın geçen sezon attığı gol sayısı 28. Hollanda Ligi de herhalde bizden daha iyi bir lig. Biz geçen sezon adım atamayacak Washington'u alıp alkışladık.
Hagi, Türkiye'ye geldiğinde kaç yaşındaydı? Mühim olan onun gençliği ve diriliği, kendini iyi hissetmesi. Hagi, Türkiye'de ilah oldu, Avrupa'da öyle değildi. Çok takımda yedek kalmıştı. Popescu bir çok takımda patron yani kaptan olarak oynamıştı. Futbolda forvet oyuncuları seyirciyi çok heyecanlandırır, defans oyuncuları değil.
Mükemmel transferler
* F.Bahçe'nin yaptığı yeni transferler Van Hooijdonk ve Luciano takıma yararlı olacak ve güç katacak isimler mi?
Yüzde yüz güç katacak isimler. Luciano'yu çok iyi bilmiyorum, ama 1.90 boyunda, bütün hava toplarına hakim, oyunu sezen ve çabuk oynayan bir oyuncuymuş. Bunu söyleyen Brezilya Milli Takımı’nın hocasıysa, mükemmel bir futbolcu demektir.
Van Hooijdonk'u tanıyoruz, en az 7-8 frikik golü atan, hava toplarına hakim bir futbolcu. Ona atılan top boşa gitmiyor, ya değerlendiriliyor ya da tekrar arkadaşlarına kazandırıyor. Büyük faydası olacak, en azından Fenerbahçe boylu bir takım olacak. Bir de üstelik gelecek iki Brezilyalı’nın da fevkalade oyuncular olduğu söyleniyor. Bir tanesi Alex, TV'de seyrettim libero ve iyi oynuyor.
Tabii bütün bunları tahmini konuşuyoruz. Çok iyi bir oyuncu olabilirsiniz, ama geldiğiniz takımda uyum sağlayamayabilirsiniz. O zaman da standart oyuncu gibi gözükebilirsiniz. F.Bahçe'nin standart oyuncuya tahammülü ve ihtiyacı yok. Hep yıldızlarla gitmiştir, normal bir takım olduğunda sonuçları geçen sezonki gibi ortadadır.
Bu sezon iyi bir takım kuruluyor. Çalışsınlar, hazırlansınlar, sahada görelim. Ama bu süre içinde onlara töleransı tanıyalım ve ard niyetle yaklaşmayalım. Geçen sene bir yıldızı vardı, F.Bahçe'nin. Onu da değerlendirip, yararlanamadı. Geçen sezon bilgisiz bir antrenör vardı takımın başında. Bu sene çok disiplinli, bilgili, futbolla yaşayan bir antrenör, Daum'a emanet F.Bahçe. Oyuncular için de, yönetim için de, seyirciler için de çok farklı olacak gibi görünüyor F.Bahçe. Zaten olmak da mecburiyetinde.
Kaleci ve sabır
* F.Bahçe’nin Rüştü'nün yerini dolduracak kaleci transferi yapmamasını nasıl yorumluyorsunuz?
Kaleci bir takımın temel direğidir. Futbolda 3 önemli nokta vardır. Kaleci, onun önünde oynayan santrhaf ve santrfor. Rüştü gitmek istedi ve gitti. Kale için elinde boylu, aslan gibi iki oyuncu var. Biri Ümit Milli Takım kalecisi Volkan, diğeri Recep. Volkan Ümit Milli Takım'da başarılı. Altyapı hocalarının ifadesine göre, Recep belki daha da iyi. Fiziki olarak da mükemmeller, iş ki şansları biraz yaver gitsin.
Daum, ‘‘Deneyelim onları’’ diyor. Ben ikisinden de ümitliyim. Yalnız sabır göstermek lazım. F.Bahçe seyircisi başarı istediğinden sabırsızdır. En ufak bir hatada ayağa kalkıyor. Camia bunu üzerinden atmalı. Kötü bir golde de seyirci üstlerine binmemeli. İkisi de genç, istikbal vaadediyor. F.Bahçe onları kaldırır mı, buna antrenör karar verecek.