Kazanmasını biliyorlar

Trabzonspor’u deplasmanda birçok eksiğe rağmen dize getirip liderliğini ve yenilmezliğini sürdüren Galatasaray’ın performansını nasıl buldunuz?

GALATASARAY bu sezon enteresan bir tablo sergiliyor. Trabzonspor gibi bir takımı zor bir deplasman şartlarında eksik bir kadroyla yenerek, hem liderliklerini sürdürdüler hem de yenilmezlik unvanlarını korudular. Kazanırlar, kaybederler.

Şampiyonluğun da en güçlü adaylarından biridirler. Takımın içerisinde huzursuzluk olduğu kesin. Takımın çalışmadığı ortada. Bir sürü oyuncu sakat. Hocayla problem yaşayanlar, tavır alanlar var. Lincoln düzeldi, sahada ama etkisiz. Var ile yok arasında idare ediyor. Nonda gibi büyük bir silah da yok. Her şeye rağmen kazanıyorlar ama tehlikeli durumdalar. Bu kadar sakat veriyorlarsa, orada yanlış var demektir.

Trabzonspor ile Galatasaray’ın mücadelesinde futbol adına iyi bir şey yoktu. İtiş, kakış içinde geçen bir 90 dakikadan Serkan’ın güzel golüyle Galatasaray altın değerinde 3 puan çıkardı. Sarı kırmızılılar çok mu iyi oynadı? Hayır. İyi de oynamadı. Ama kazanmasını bildi. Moralliler ve bu kadar sakat varken de maç kazanmayı başarıyorlar. Bu da umarım perşembe akşamı Panionios deplasmanındaki mücadeleye de yansır. Sakatların eksikliği Türkiye’de fazla etki yaratmaz ama Avrupa sahasında işler hiç de kolay olmaz.

Trabzonspor için iyi şeyler söylemek zor. Ersun Yanal ile bir hava yakalamak istiyorlar ama o hava öyle hemen yakalanmaz. Takımda yardımlaşma yok. Yenilgi hiç önemli değil. Buradaki olumsuz şey oyuncuların uyum içinde görünmemesi.

Milli gurur ve para!

ÆÊAvrupa Şampiyonası vizesi alan Milli Takımımız’ın 2008’deki hedefi ne olmalıdır? Fatih Terim’in yeni kadrosu ne yapar?

GÜLE oynaya Avrupa Şampiyonası vizesi alacağımız gruptan, ağlayarak, sızlayarak ve havai fişeklerle zor bela ikinci olarak çıktık. İyi başladık, kötü gittik ama sonunda iyi bitirdik.

Milli Takım iyi oynamıyor. Bu kadar çok oyuncu değiştirirseniz iyi futbol da hiçbir zaman oynanmayacak. Öncelikle, Fatih Terim ideal kadrosunu belirlemeli, inadı bırakmalı. Çekirdek kadro acilen kurulmalı. Eskiden Milli Takım ezbere sayılırdı. Şimdi her maça bambaşka futbolcularla çıkıyoruz.

Bizim boyumuz da kısaldı. Ufaldıkça ufaldık. Korneri yerden atan bir takım olduk. Böyle bir şey dünyanın hiçbir tarafında görülmez. Futbolun kuralına aykırı. Bu oyuncularla biz kafa vuramayan bir takım olduk. Vurursak da zaten büyük sürpriz yapmış olacağız.

Avrupa Şampiyonası’nda sahaya düzgün bir takım görüntüsü içinde çıkmazsak sonumuz hüsran olur. Gökdeniz ile, Nihat ile, Arda ile biz hava topu falan alamayız. Avrupa arenası çok farklı. Orada ezilmeyeceksin. Hem tekniğin iyi olacak en önemlisi de fiziğini güçlü ve üst düzeyde tutacaksın.

Ukalalık yapıyorlar

Beni en çok şaşırtan ise grup maçları tamamlandıktan sonra futbolcularımızın verdiği beyanatlar oldu. Tüylerimi diken diken ettiler. "Bizi yerden yere vuranlar, şimdi niye alkışlıyor?" diye açıklamalar yapıyorlar. İyi oynadınız da biz mi alkışlamadık? "Kötü oynadık ama kendimizi bir şekilde affettirdik" demeleri lazımken ukalalık yapıyorlar. Milli futbolcunun kafa yapısına bak, görüşüne bak.

Beni rahatsız eden ikinci konu ise bol keseden prim dağıtılması. İtalya Milli Takımı prim almıyor. Almanlar çok az bir miktarı cebine koyuyor. Burası sultanlık değil. "Ben şu kadar prim veriyorum" diye bir mantık olamaz.

Futbolcunun aldığı paraya karşı değilim. Ama, bu para mantık çerçevesinde olmalı. Milli gururun önüne para asla geçmemeli. Avrupa Şampiyonası’na renk katacağımız kesin. Ancak, bu futbolun üzerine çıkamazsak işimiz kolay olmaz.

Ayakta kalırlarsa puanla dönerler

ÆÊKadıköy’de bile rakibine top kullanma şansı vermeyen Fenerbahçe, İnter maçında nasıl bir taktikle sahaya çıkmalı?

FENERBAHÇE
açısından taktikten çok, sahada sergileyeceği mücadele önemli. Öncelikle ikili mücadeleye gireceksin. Hava topu vermeyeceksin. Ankaraspor’a karşı oynadıkları gibi oynarlarsa, İnter önünde hüsran yaşarlar. Rakip güçlü. Güçlü bir rakibe de topla oynama şansı verdiğinde senin açıklarını asla affetmez. Öncelikle bu maçta Volkan’a çok büyük iş düşecek. Onun performansı bir anlamda karşılaşmanın kaderini etkileyebilir.

Fenerbahçe, sezon başında beklenen performansının çok altındaydı. Mücadele gücü yoktu ve rakibi rahatsız edemiyordu. Üzerinde baskı kuramıyordu. Avrupa arenasında beklenenin aksine daha iyi bir görüntü sergilediler. Savaşçı bir kimlik içinde oldular. Bu yüzden de Şampiyonlar Ligi’ne adım atıp, orada da ikinci tur için iddialı konuma geldiler. Bu tarzı oturttular. Ama, son dönemde yine eskiye bir dönüş var Fenerbahçe’de. Yine tatsız, keyifsiz ve isteksizler. Ağırlıklarını hissettiremiyorlar. Umarım, İnter karşısında bu tablonun tersini sergilerler.

Fenerbahçe’nin, Milano’da şansı var. Beraberlik de iyi bir sonuç olur sarı lacivertliler adına. Bu tür üst düzey maçlar bir anlamda vitrin maçlarıdır. Futbolcu kendini göstermek ister. Hem rakip takım yöneticisine hem de diğer menajerlere. Bir anlamda kendilerini pazarladıkları bir sahnedir o saha.

Fenerbahçe’nin bu sezonki en büyük şanssızlığı ise kuşkusuz Appiah’tan verim alamaması. Ganalı yıldızı bir türlü hazırlayamadılar. Orta sahada Appiah’ın yokluğu fazlasıyla belli oluyor.

İtalyanların bir özelliği vardır. Zor gol atarlar, zor da gol yerler. Eğer topu onlara verirsen ve oynamalarına olanak sağlarsan, netice kötü olur.

İnter maçında sonucu Fenerbahçeli futbolcuların sergileyeceği performans belirleyecektir.

Ertuğrul Sağlam

yanlIŞ yaptI


ÆÊOFTAŞ maçı öncesi, "7-8 oyuncumuzla yollarımız ayrılacak" diyen Ertuğrul Sağlam, daha sonra bu sözünün yanlış anlaşıldığını belirtti. Sizce, yönetimden mi bir baskı var, yoksa oyuncuların performansını düşürmemek için mi bu şekilde davrandı?

ÖNCELİKLE
böyle bir şeyi söylemek yanlış ve çok çirkin. Beşiktaş’ta her oyuncuyu, "Ben mi gideceğim acaba" diye düşünce içine soktular. Bu tarz laflar futbolcu üzerinde çöküntü yaratır. Moral olarak sen oyuncunu bitiriyorsun. Sonra da ağız değiştirerek, yanlış anlaşıldığını ifade ediyorsun. Bunun yanlış anlaşılması yok. Sinan Engin söyledi, Ertuğrul Sağlam söyledi, yeri geldi yönetim de söyledi. Hepsi yanlış yaptı.

Bu takımın maç kazanması iyi olması isteniyor. Takım düzelsin diye bir amaç var. Sonra çıkıyorsun bu tarz bir açıklama yapıyorsun. Hatta bazı futbolcu isimleri de gündeme geliyor. Peki sen bu takımdan nasıl patlama bekleyeceksin ve başarıyı nasıl yakalayacaksın?

Beşiktaş’ın çok büyük bir potansiyeli var. İsmi var, başarıları var. Türkiye’de ilk kurulan futbol takımı. Şehzadelerin takımı olan Beşiktaş’ı ne hale soktular.

Yabancıları kötü

Takımın yabancıları çok kötü. Alınan yabancı futbolcuların çoğu kenarda oturuyor. Demek ki transferde yanlış yapmışsın. Ya bilgisizlikten ya da tecrübesizlikten. Hala da aynı yolda yürümeye devam ediyorlar. Beşiktaş’ın bugünkü duruma gelmesinin sebebi bunlardır.

OFTAŞ galibiyetiyle biraz olsun rahat nefes aldılar. Şimdi, Marsilya ile Şampiyonlar Ligi’nde hayati bir maça çıkacaklar. En azından UEFA Kupası iddiasını sürdürebilmeleri için kazanmak zorundalar. Fransız ekibine karşı Beşiktaş çok iyi oynayabilir. Seyirci desteğiyle Liverpool önündeki gibi 3 puana koşabilir. Ama, bu Beşiktaş’ın ileride düzeleceği anlamına gelmiyor. Beşiktaş bu değil. O yüzden taraftarı da memnun değil.
Yazarın Tüm Yazıları