Sarı lacivertliler, ikinci yarı mücadele gücünü biraz yükseltti. Bir de Hooijdonk diye bir silahı var. Atıyor, attırıyor. En önemlisi, yorgunluktan yerlere düşene kadar mücadele ediyor. Ayrıca Semih girince de işler değişti. Bu oyuncu takımı ateşledi.
F.BAHÇE, ölüp ölüp dirildiği bir maçı daha kazandı. Bir takım, orta sahada ikili mücadeleye girmiyorsa, topu rakibine kullandırma şansı veriyorsa, her maçı felaketle sonuçlanabilir. A.Gücü, dün F.Bahçe’den iki gömlek daha üstün oynadı, orta sahada istediği gibi pas yaptı ve sarı lacivertli takıma özellikle ilk yarıda pek şans tanımadı.
F.Bahçe’nin en büyük sorunu, organize akın gerçekleştirememesi. Kendi sahasında ve muhteşem seyircisi önünde böyle mi oynamalı? Şöyle bir bakın, Fenerbahçe bütün oyun boyunca ancak birkaç akın yapabildi, çoğunu da kaleciye çarptırdı. İlk iki gol, karamboller sonucu geldi.
Benim asıl şaşırdığım nokta, şampiyonluk mücadelesi veren F.Bahçe’nin, rakibi karşısında ezik oynuyor olması. Fenerbahçe deplasmanda değil ama, topu kullanamıyor, iki pas yapamıyor, rakibe mahkum oynuyor. F.Bahçe’nin kendi sahasında, kendi mabedinde bu kadar kötü oynamaya hakkı yok.
Semih işleri değiştirdi
İkili mücadeleye girmezsen, topu kazanmak için rakibinle mücadele etmezsen, topu rakibine aldırırsan, işte böyle manasız bir şekilde rakibin peşinden koşarsın.
F.Bahçe’de topu kullanacak, oyuna ağırlığını koyacak bir oyuncu yok. İlk devrenin son kısmında Tuncay sakatlandı, ayağını kaldıramıyor. Ama hayrettir, antrenör bunu görüp onu dışarı alamıyor. Tuncay da bir garip, ‘beni değiştirin’ demiyor. Bakın bir Semih girdi, işler nasıl değişti? Attığı golü bir kenara bırakın, en azından adamları kovaladı, mücadeleye girdi, rakibe pas yaptırmadı. F.Bahçe’yi ateşleyen de Semih oldu.
Ceyhun A.Gücü’nde, Ali Akdeniz Denizli’de oynuyor. Sözleşmeleri feshedilene kadar Yusuf ile Hakan Bayraktar da Gaziantep’teydi. Böyle şey olur mu? Antrenör hepsine ‘git’ demiş, tamam da F.Bahçe’nin oyuna sokacak oyuncusu yok ki. Bir tek Rebrov var. Onun için de bir yabancının, mesela orta sahada çok koşan Aurelio’nun çıkması lazım.
Allah’tan PierreVan Hooijdonk, biri frikik, diğeri kafayla iki gol attı da, Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı devam etti. Orta sahan olmazsa, ne sağdan, ne soldan akın yaparsın. Solda Ümit oynuyor, gelene vuruyor. F.Bahçe, nasıl bu kadar kötü oynayabilir? İşin ucuna gelmiş, iki tane maçı kalmış. Akıl alacak gibi değil.
Becerisiyle kazandı
Fenerbahçe, ikinci yarı mücadele gücünü biraz yükseltti, bir de Hooijdonk diye bir silahı var. Atıyor, attırıyor en önemlisi yorgunluktan yerlere düşene kadar mücadele ediyor. Orta sahada bırakıyorlar, rakip topu alacak, istediği gibi çevirecek, hata yaparsa F.Bahçeliler alacak, böyle bir şey var mı futbolda? Bu futbol anlayışıyla, bu uyuyan kenar yönetimiyle iki hafta daha çok sıkıntı çekilir.
A.Gücü, futbol olarak F.Bahçe’den iki gömlek daha iyi oynadı. F.Bahçe ise, oluruna oynadı ve kazandı. Kazanmak elbette çok önemli. Ama F.Bahçe, oynayarak değil, becerisiyle kazandı. Bu iş ne zamana kadar, nasıl gider bilemem. Futbol oynamak için evvela koşacak, mücadele edeceksin. Koşmadan futbol oynanmıyor. İşte birinci devre koşmadılar, ikinci devre biraz mücadele ettiler, işler değişti. Önümüzde iki tane maç kaldı. İnşallah F.Bahçe’nin şansı o maçlarda da yaver gider.