Sahada 50 tane sahtekarlık yapılıyor, ondan sonra da ‘El değmemiş bir lig’den söz ediyorlar. Bu tür bir provokasyonu kulüp yöneticileri nasıl yapıyor, anlayamıyorum. Sonra deniyor ki, Türk futbolu dibe gidiyor. Bunun sebebi Anelka’nın elle attığı gol mü?* Üç büyük kulübün, Anelka’nın elle attığı gol nedeniyle ortak bir bildiriyle tepki göstermesini ve ‘El değmemiş temiz bir lig istiyoruz’ pankartıyla takımlarının sahaya çıkmasını nasıl yorumluyorsunuz?Sahada 50 tane sahtekarlık yapılıyor, ondan sonra da ‘El değmemiş bir lig’den söz ediyorlar. Peki yaptıkları için kendilerini yargılıyorlar mı? Bu tür bir provokasyonu kulüp yöneticileri nasıl yapıyor, anlayamıyorum. 3 takım da aynı pankartla sahaya çıkıyor, belli ki aralarında anlaşma var. Bu da güzel bir şey değil. Amaç ne, F.Bahçe’yi baltalamak. Ama 3 değil, 5’i bir olsa, F.Bahçe’yi baltalayamaz. Adam çıkıyor sahaya, takır takır oynuyor ve kazanıyor. Yıldırım ne yaptı?Tribünlere bir sürü pankart asılıyor, F.Bahçe Başkanı’na sürekli küfür ediliyor. Ne demek bu? Türk futbolunda öncü ve lokomotif olmuş kulüplerin seyircisinin olgun ve hoşgörülü olması gerekir. Bu kadar çirkinlik içinde nasıl futbol oynanır? Ne istiyorlar Aziz Yıldırım’dan. O ne yapıyor? Yıldırım muhteşem bir stat yapıyor, F.Bahçe başarısız olsun, o stadı bombalayıp yıksın mı istiyorlar? Başkan, o stadı yıktığında, ‘Bravo başkan’ mı diyecekler?Türkiye’de bütün iş yöneticilerden kaynaklanıyor. Bu pankartlar ve diğerleri yönetimlerin, yöneticilerin planladığı şeyler. Bu tür davranışlar kulüp yönetimlerine yakışmıyor. G.Saray’ın, Beşiktaş’ın maçında F.Bahçe başkanına küfür ediliyor. Edenler de, şampiyonluk yaşamış, olgun seyirciler! Sonra deniyor ki, Türk futbolu dibe gidiyor. Bunun sebebi Anelka’nın elle attığı gol mü? Sanki o golü de başkan attı. Hakem görmemiş, hata yapmış, onun cezası neyse verirsin.Herkesi şaşırttılar* Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında ilk yarıda kötü bir futbol sergileyip, 2-0 geriye düşmesini ve sonra maçı çevirmesini neye bağlıyorsunuz?F.Bahçe ilk yarı umulmayacak derecede kötü oynadı. Böyle bir takımı kimse beklemiyordu. Herkes çakılıydı, futbolla alakası yoktu. Bir de üstüne iki gol yiyince şoke oldular. Ama ikinci yarıda farklı oynamaya başladılar. Elle veya faulle atılan gol onları morallendirdi, Konya’yı ise sinirlendirdi. Şimdi ben Konya’yı anlamıyorum, niye sinirlenip oyundan koptular. O gole rağmen 2-1 öndesin, hakem vermiş kararını yapacak bir şey yok, devam edeceksin. F.Bahçe tek kale oynuyor. Gol için, maçı çevirmek için bütün imkanlarını kullanıyordu. Beraberliği de yakaladı. Ardından rakip çözülünce de iki gol daha geldi.Ben şimdi yine Konya’ya dönüyorum. Anelka’nın golüyle skor 2-1 olmuş, ama hala galipsin niye sinirleniyorsun. Bu kadar moral bozulacak durum yok. Kendi sahanda, seyircinin önünde oynuyorsun. Tamam, 4 hakem de hata yapmış, ama bunlar olabilir. İlk defa mı biri elle gol atıyor? Maradona Dünya Kupası’nda eliyle gol attı. Hiç mi sahtekarlıkla atılan gol yok bu ligde? Ayağa bile dokunulmadan çalınan fauller, verilen penaltılar. Ofsayttan atılan goller. Onların hepsi normal de bu gol mü bir tek anormal? Bir golden sonra, hala öndeyken maçı niye bırakıyorsun? Konya demiyor ki, ‘Bizim gücümüz bu kadardı, ondan sonra direnemedik.’ Çalımbay’a iki tavsiye* Beşiktaş’ta sıkıntı aşıldı mı, yoksa aynı şeyler yeniden gündeme gelecek mi?Rıza Çalımbay konusunda sular durulmuş gibi. Rıza Beşiktaş’ın içinden yetişmiş biri. Niye bu kadar yıpratıldı, anlamadım. Ama benim de ona iki tavsiyem var. Birincisi, az konuş Rıza. İkincisi, her maçta oyuncuları bu kadar çok değiştirme.Rıza bu işin üstesinden gelmek zorunda. En azından takımı herkesten iyi bilen bir antrenör. Ama oyuncu seçiminde çok objektif olması lazım. Artı takımın omurgasını oturtmalı. O kötü oynadı, onu öbür maçta çıkarayım, yerine bunu koyayım, bu olmamalı. Tabii elinde bir sürü kaliteli oyuncu var, bu da onun için problem. İyi oyuncu kenarda oturduğunda rahatsız olur. En tehlikeli olan da bu. Ama takım içinde birliği kurup, onları bazı şeylere inandıracak olan adam Rıza. Bu konuda işi zor, ama takımın omurgasını belirler ve üzerinde de fazla oynamazsa fazla sorun yaşamaz.Aynı sıkıntılar yaşanabilir tabii. Yalnız her mağlubiyette ve beraberlikte bunlar yaşanacaksa, o zaman kötü.Cehaletin eseri* Galatasaray’da Hasan Şaş ile Necati tartışması önceki gün de yaşandı. Bu bir otorite sıkıntısı olduğu anlamına mı geliyor? Başkan Özhan Canaydın’ın protesto ederek maça gitmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?Demek ki, bir sıkıntı var. Neden tartışıyorlar anlamıyorum. Futbolcular birbirlerini sever, yardım ederse, hem takımları, hem transferde kendileri kazanır. Bunu anlamıyorlar mı? Ama nasıl anlasınlar, idarecisi böyle olan kulüplerin sporcusu da farklı olmaz. Cehaletin verdi şey bunlar. Pas verirsin, vermezsin, bunları soyunma odasında söyler, tartışırsın. Bu tür tartışmalar yaşanılabilir, ama iş kavgaya kadar götürülmüş. O zaman bir zaafiyet söz konusu.Başkan Özhan Canaydın neden maça gitsin. Ya küfür, ya protesto hep bunları yaşıyor. Seyirci kendini ne zannediyor? Yönetimi kendi mi kuracak? Böyle bir şey var mı? Kongre üyeleri var, yönetimi o seçiyor. Takım önemli, başkan değil. Taraftar takımını desteklemeli. O takımı tuttuğu, renklerine aşık olduğu için maça geliyor. Peki, niye protesto ediyor? Yaptığı bu davranış futbolcuya yansıyor.İş Halilhodziç’te değil futbolcularda* Halilhodziç, Trabzonspor’u çabuk toparlayabilir mi?Bütün iş futbolcularda. Antrenör bir şeyler verecek, kendine göre sistem oturtacak, ama bunlar zaman alır. Seyirci iki de bir, protesto ederse, kimi getirirsen getir takımı toparlayamaz. Trabzonspor’un önemli eksikleri de var. Gökdeniz ceza aldı yok. Orta sahada çok faydalı olan, gol pozisyonuna giren, verkaç yapan, pozisyon hazırlayan Szymkowiak yok. Polonyalı futbolcu, Hüseyin Cimşir ile beraber orta sahayı kontrol altına alıyordu. Bu iki ismin olmayışı önemli kayıp. Yalnız şunun da altını çizmeliyim, Trabzonspor yabancı transferde tercihlerini de yanlış yapmış.