* Van Hooijdonk Fenerbahçe'nin ilklere imza atmasını sağladı. Hollandalı, sarı lacivertli takım için neyi ifade ediyor?
PİERRE Van Hooijdonk F.Bahçe için çok şey ifade ediyor. Hava hakimiyeti var. Bu özellikle yandan gelen toplarla öne çıkıyor. Ve mükemmel topa vuruyor, frikikleri de muhteşem. Yani bir takıma maç kazandıran oyuncu. Artı, yanındakilere de top oynattırıyor. Ancak F.Bahçe o kadar yanlış bir futbol anlayışıyla oynuyor ki, onun bu asist meziyetinden faydalanamıyor. Bu da
Daum'un yanlış oyun anlayışı tercihinden kaynaklanıyor.
F.Bahçe'de ileride sağ ve sol çizgilerde birer oyuncu oynuyor.
Van Hooijdonk'un indirdiği hiçbir top değerlendirilemiyor. Artı, Hollandalı kenar toplarda defansına da yardım ediyor. F.Bahçe için büyük bir şans
Van Hooijdonk, keşke daha önce alsalardı. Ancak F.Bahçe'nin bugün için oynadığı oyun ondan tam randıman alınmasına engel oluyor.
Daum'un sisteminin berbatlığından
Van Hooijdonk'un kapasitesinin yüzde otuzundan yararlanabiliyor F.Bahçe.
3'lü oynayamaz
F.Bahçe ileri uçta 3 oyuncu ile oynamaz. 3 ileri oynanır, ama nasıl? İki kenardaki oyuncuların çok becerikli, ciğerlerinin de çok iyi olması lazım. Ama bu tarz futbolcuları hem Türkiye'de, hem de yurt dışında bulmak çok zor. Ayrıca bu futbolcuların çok da akıllı olmaları, orta sahaya kapanıp alanı daraltmaları lazım.
Son Ankaragücü maçında
Tuncay geriye gelerek orta sahaya yardımda bulundu. Onun kadar olmasa da diğer kanatta oynayan
Rebrov da öyle. F.Bahçe orta sahası zaten yetenekleri sınırlı oyunculardan kurulu. Böyle olunca orta sahayı rakibe veriyor F.Bahçe ve futboldan kopuyor. Orta sahası ağır da olduğu için kötü oynuyor, futbolcular oynama zevkinden mahrum kalıyor.
Van Hooijdonk'un yanına kuvvetli, süratli bir adam gerekli. Bu meziyetlere sahip futbolcu da var F.Bahçe'nin elinde,
Tuncay. Ama
Daum onu ısrarla sol açıkta oynatıyor. Bir adam da sağ kenara monte ediyor, bu genelde
Serhat. Ancak cezalı olduğu için Başkent’te
Rebrov oynadı. Böyle olunca kırk yılda bir F.Bahçe'nin eğrisi, doğrusunun yanına gelecek de gol atacak.
Mücadele gücü yüksek
Oysa ileri ikili oynadığınızda bu futbolcu santrfora yakın olur ve o da indirdiği toplarla gol pozisyonları hazırlar. F.Bahçe'nin orta sahası da forvetine gerekli topları aktaramıyor. Orta sahada
Ümit Özat, çalışıyor çabalıyor, ama o da bu mevkinin oyuncusu değil. F.Bahçe'nin rakibi üzerinde hakimiyet kuramaması, topu kullanamaması bunlardan kaynaklanıyor. Yoksa F.Bahçe fizik olarak kötü değil, savaşıyor, mücadele ediyor. A.Gücü maçında da bunu gösterdi.
Hakemler ağlayanı, konuşanı koruyor
* Christoph Daum, ‘‘Her maçımızı 12 kişiye karşı oynuyoruz’’ diyerek hakemlere yüklendi. Alman teknik adamın görüşü hakkındaki yorumunuz nedir? Bu tür demeçler Türk futbolunu nasıl etkiler?
Daum'un haklı olduğu taraf var. F.Bahçe'nin A.Gücü maçına
Ali Aydın'ın verilmesi hataydı. Çünkü bir F.Bahçe maçında hata yaptı. Bu maçta alacağı 1 puan Ç.Rize için çok önemliydi. Maçın tekrarlanması doğru karar olmasına karşın, camiada sanki bu karar federasyonun, Tahkim Kurulu'nun ve
Ali Aydın'ın bir kıyağı gibi gözüktü. Halbuki öyle değildi.
Şimdi
Aydın'ı böyle bir maça verdiğin zaman hakemi de ateşe atıyorsunuz.
Aydın bütün bu suçlamalardan kurtulmak için her türlü faulü kartla cezalandırdı ve
Van Hooijdonk'a da sırtına çıkarak yapılan faulleri vermedi. Neden? Çünkü F.Bahçe'ye kıyak yapılmış havasına sokuldu, o da kendini kurtarmaya,
‘‘Ben bunları yapmam’’ demeye getirdi.
Aydın gerçekten dürüst bir insan. Ama lüzumsuz kartlar çıkardı, ters kararlar verdi.
Türkiye'de artık centilmenlik falan geçerli bir şey değil. Kim daha çok ağlarsa, birilerini suçlarsa, o daha çok korunuyor. Korunma da çirkin bir şey, çünkü böyle bir şeyin hiçbir kulübe olmaması lazım. Ama hakemler tercihlerini çok konuşan ve ağlayanın üstüne yapıyorlar. Açıkcası Türkiye'de hakemler takımlar üzerinde tesir ediyor, bu da özellikle ligin ikinci yarısında etkili olacak. Sarı kartlar çok tehlikeye sokacak F.Bahçe'yi.
F.Bahçe bu oyunla patlama yapamaz
* Fenerbahçe'nin istikrarsız gittiği dönemde, Ankaragücü karşısında aldığı farklı galibiyetin ana sebebi neydi? Fenerbahçe çok mu iyi oynadı, bir çıkış dönemi başladı diyebilir miyiz?
Çıkış dönemi bir maçta başlamaz. F.Bahçe'nin elindeki oyuncular yetersiz. Yeterli olsalar,
‘‘Bunlar oynamaya başladı, forma girdiler, bizim sırtımız yere gelmez’’ dersin. F.Bahçe'de
Van Hooijdonk dışında böyle oyuncular yok. Ankaragücü karşısında alınan güzel bir galibiyet. Ancak bu galibiyete bakıldığında başkent takımının kalecisinin 3 golde de hatası olduğu görülüyor. F.Bahçe'nin yediği golde de defansının hatası var. Yine de 4-1'lik galibiyet önemli bir skor, ama patlama değil. F.Bahçe
Daum'un bu oyun anlayışıyla oynarsa, patlama matlama da yapamaz.
Beşiktaş'ın kozu kalecisi Cordoba
* Beşiktaş'ın Chelsea ile Almanya'da oynaması, siyah beyazlı takımın rakibi karşısında alacağı sonucu nasıl etkiler?
Beşiktaş'ın tecrübeli teknik direktörü, iyi de oyuncuları var. Defansı, kalecisi de iyi. Kaleci önemli, ne kadar iyi olduğu da böyle maçlarda belli oluyor. Çünkü kurtarışlarıyla takıma moral verip, arkadaşlarına mücadele gücü aşılıyor, karşı takımın da moralini yıkıyor.
İş orta saha ve forvete kalıyor. Burada Beşiktaş'ınki kadar Chelsea'nin oynayacağı oyun da önemli. Chelsea klasik İngiliz takımı gibi oynarsa, Beşiktaş rahatsız olmaz. Orta sahanın arkasına doldur boşalt yaparlarsa,
Zago olsun,
Ronaldo olsun bu topları alırlar.
Cordoba da topa çıkarak bunları eritir.
Beşiktaş'ın sorunlarından bir tanesi
İbrahim'in hiçbir katkısı olmadan oynaması ve sürekli yere düşmesi. Belki yere düşmeleri bu maçta faydalı olabilir. Çünkü oyun durur. Ama bizim Türkiye'de olduğu gibi hakemi idare etmeye kalkmasınlar, çünkü kartlar görüp, ceza yerler.
Beşiktaş, Türkiye'nin en iyi futbol oynayan takımı. Aldığı sonuçlar da belli. Kötü oynarken de kazanıyor. Baştan gol yemezse Beşiktaş, bu şanstır, kafa kafaya oynar. Ama kahin değilim, kazanacağını söyleyemem.
G.Saray Avrupa'da farklı oynar
* Galatasaray hafta içinde Juventus'u yendi, sonra geldi İstanbulspor karşısında hayal kırıklığı yaşadı. Galatasaray'da neler oluyor? Sarı kırmızılı takımın Real Sociedad karşısındaki şansı nedir?
Öncelikle bir kere şunu herkes kafasına soksun ki, G.Saray Avrupa'da farklı oynuyor. Daha bir keyif alıyor futboldan, çok daha büyük mücadele örneği veriyor. Hava toplarına hakim
Hakan Şükür diye bir silahı var. G.Saray'ın eksiği omurgasını oturtamaması.
Fatih Terim devamlı arayışlar içinde, 1.5 senedir arıyor. Transferler de yüzde yüz yanlış. Seçilen oyuncular G.Saray'ın istediği oyunu oynayacak futbolcular değil. Bir sürü para harcanmış, seçimler yanlış yapılmış. Mesela Beşiktaş 1. sınıf oyuncuları seçiyor, G.Saray küme düşen takımdan futbolcu alıyor. Böyle olunca da biraz zor oluyor tabii bu futbolcuların G.Saray mantalitesine adapte olmaları.
Sociedad yenilmeyecek takım değil
Başa dönelim, G.Saray, San Sebastian'da farklı oynayacak. R.Sociedad da bir Chelsea değil, yenilmeyecek takım değil. Özellikle R.Sociedad
çok kötü oynuyor,
Nihat da öyle. Bu da G.Saray için şans. Ayrıca İspanyollar hem futbolu kendileri serbest oynamak istiyor, hem de rakibe öyle oynatıyor. G.Saray bunları kullanırsa, istediğini alır. Juventus'u yendiyse neden R.Sociedad'ı yenmesin. Ligdeki İstanbulspor maçı ise farklı. Ya oyuncular kötü sahadan dolayı oynayamadı, ya da maça adapte olamadılar. Saha kötü dediğim zaman yanlış anlaşılmasın, bizim oynadığımız dönemde çim futbol sahası rüyalarımıza girerdi. Ama şimdiki futbolcular mükemmel sahalara alıştıklarından, çim olmasına rağmen zemin bozuk olursa rahatsız oluyor. Ayrıca İstanbul maçında G.Saray'ın hemen geriye düşmesinin de skorda etkisi var. Çünkü İstanbul öne geçmeseydi skor farklı olabilirdi.
G.Saraylı futbolcuların bu maçta ne birbirlerine yardım eden, ne de mücadele eden görüntüsü yoktu. Devamlı hakeme itiraz ettiler. Mesela
Hasan kendini uçarak atıyor, sonra da
‘‘Penaltı’’ diyor. Böyle garip, kafaca da kontrolsüz oyuncular vardı sahada. Çünkü kendileri de kazanacaklarına inanmamış, sakin ve rahat değiller. Bu da tabii oyun üzerine etki ediyor.