Beşiktaş, 5 milyon Euro ve Koray ile Burak karşılığında Vestel Manisaspor’dan Holosko’yu renklerine bağladı. Büyük tepki çeken Slovak yıldızın transferi, siyah beyazlı takıma ne katkı sağlar?
ONU sahada göreceğiz. Vestel Manisaspor’un hocası Giray Bulak, Holosko için, "İdeal santrfor değil. İleride büyük saha yakalayınca oynar, ceza sahası içinde dar alanda becerisi yok" diyor. Beşiktaş kontratak oynayan bir takım değil. Bastırıp, rakibini 18 içine hapseden bir ekip. Bu yıllardır da böyle oldu. Slovak oyuncu burada kendini gösteremezse, tepki görür. Bu da transferin yanlışlığını ortaya çıkarır.
Holosko’ya verilen para yönetimin tasarrufudur. Ben buna bakmam. Ben, Holosko’nun Beşiktaş’a ne vereceğine bakarım. Faydalı olması, takımını yüceltir. Bu kadar tantanası yapılacak ve liste başı olacak bir oyuncu da değil ayrıca. Transferi çok büyütüldü. Kuvvetli ve süratli bir oyuncu. Tabiki faydası olur ama karşılığında Vestel Manisaspor’a verilen iki futbolcu da değerliydi. Burak bir nebze de Koray, Beşiktaş için çok yararlı bir isimdi.
Ertuğrul Sağlam, bu iki ismi sezon başında kafasından silmişe benziyor. Bu yanlış. Bir hoca, futbolcusunu sonuna kadar kazanmak için uğraşmalıdır. Sezon başında isteyip, istememek büyük hata. Böyle yaparak otorite sahibi olduklarını düşünüyorlar. Aslında, antrenörlük kariyerlerinden çok şey kaybediyorlar.
Kaliteli bulamazsın
Ertuğrul Sağlam’ın kafasına göre gitmesi gereken oyuncular gitti. Belki de Beşiktaş’a hiçbir şey vermeyen oyunculardı ona göre. Buna saygı duyarım. Ama bu operasyonun zamanı yanlış. Devre arasında olmaz. Sezon sonunda ipleri koparırsın. Sezona da kendi kurduğun kadroyla başlarsın. Bu tarihte yaparsan alacağın oyuncu problemli olur, antrenörle takışan oyuncu olur, faydalanması zor oyuncu olur. Kaliteli oyuncuyu devre arası transferinde zor bulursun. Holosko’nu alınmasını Ertuğrul Sağlam çok istiyordu. Yönetim de aldı. Ancak Beşiktaş, transferde yine dengesiz işler yapıyor.
Orkun, Türkiye’ye yeter
G.Saray, İsveç Milli Takım kalecisi İsaksson’un peşinde. Sarı kırmızılılarda kaleci problemi var mı?
BENCE var. Galatasaray büyük oynamak istiyorsa, mutlaka iyi bir kaleciye sahip olmalı. Yok, Türkiye Ligi’nde böyle yola devam istiyorsa Orkun yeterli. Kötü bir kaleci değil. Bazen fevkalade işler de yapıyor. Telaşlı ve heyecanlı. Fazla hatalı da görünmedi. Isaksson’un transferi Galatasaray’a şu aşamada ne verir bilinmez. O yönetimin tasarrufudur.
Türkiye’deki çarpıklık şu. Yöneticiler, kulüplerini seviyorlar ama idareci vasfıyla çok şeye karışıyorlar. Transferde bile yeri geldiğinde söz sahibi olabiliyorlar. Galatasaray’daki tabloya baktığımızda Isaksson’u Kalli istediyse söyleyecek bir şey yok. Yok o talep etmeyip, yönetim menajerler vasıtasıyla böyle bir temasta bulunmuşsa, bu çarpıklığın en büyük örneğidir.
Polat böyle konuşmak zorunda
Adnan Polat, Kalli ve futbolcularına sahip çıkarak, "Performanslarından dolayı hepsi alınlarından öpülmeli" dedi. G.Saray, beklenenden daha mı başarılı oldu?
BEKLENENDEN daha başarılı olmadı. Onların daha başarılı olmasını bekliyordum. Sezona çok iyi başladılar. Fakat, sezon sonunu kötü karşıladılar. Lincoln, Linderoth ve Ayhan gibi direkt adamlarının sakatlıkları ve Kalli’nin anlamsız yere uyguladığı disiplin cezaları nedeniyle tatsız bir ortam içinde buldular kendilerini. Adnan Polat, tabiki böyle konuşmak zorunda. Hem futbolcularını hem de teknik heyetine moral verecek. Yaptıkları işin kötü olduğunu söyleyecek hali yok ya. Bu çok doğal. "Döküldük" diyemez ki Adnan Polat. Üstelik Galatasaray dökülecek bir futbol da oynamadı.
Eleştiri olacak. Kimse ağlamasın. Adnan Polat da ağlamasın. Eleştiri düzeyinde insafsızlık yok. Şahsi hakaretler olmadığı sürece otoriteler eleştirilerini yapacak. Saçma sapan işler yapacaksın, kimse sizi eleştirmeyecek. Yok böyle bir şey. Adnan Polat çok eski ve zeki bir yönetici. Ama ne yapsınki takımını toparlamak için böyle söylemek zorunda kalıyor.
Türkiye’deki eleştiri, Avrupa’daki bakıldığında çok hafif kalır. Üstelik onlar eleştirinin yanısıra hakarete de gidiyorlar. Herkes pohpohlanmak istiyor. Bu yapılınca iyisin. Tenkit edildiklerinde, "Biz ne yapıyoruz da bu böyle diyor" diye düşünmüyorlar. Eleştirileri düşmanlık olarak nitelendiriyorlar. Bu koltuk çok enteresan bir koltuk. Bütün yöneticiler bu tavır içinde. Orada prim yapıyorlar. Ama eleştiriye gelince, tahammülleri yok.
Zico Fener ile uyum içinde
Fenerbahçe’de, Zico’nun sözleşmesi sezon sonunda bitiyor ve yönetim hocasıyla henüz masaya oturmadı. Brezilyalı çalıştırıcı sizce başarılı mı ve Fenerbahçe yola Zico ile mi devam etmeli?
ZİCO şu anda başarılı gözüküyor. Fenerbahçe yönetiminin sezon ortası veya sezon sonunda hocasıyla masaya oturması önemli değil. O iş anlaşma olduğu zaman iki dakikada biter. Bir imza atılır, olay çözülür. Brezilyalı futbolcular olduğu sürece Zico ile yola devam edilmeli.
Ama, bu takımın başına bir Avrupalı veya özellikle de bir Alman gelirse tekere çomar sokulmuş olur. O farklı oyuncular ister ve ahenk bozulur. Fenerbahçe, yavaş oynuyor.
Zaten hızlandığı vakit de bu çok nadir oluyor ve işi hemen bitiriyor. O yönde becerikli oyuncuları var. Zico, üzerinden kontratak futbol mantalitesini attı.
Doğru işler de yapmaya başladı. Ama onda hala kabul etmediğim bir şey var. Fenerbahçe takımı asla tek santrforla oynamaz. Ona göre oyuncu alacaksın, ona göre orta saha kuracaksın ve ona göre bir sistem belirleyeceksin. Ama Zico ile Fenerbahçe şu an uyum içinde.
Turkuaz forma bizi çağrıştırmaz
Avrupa Şampiyonası öncesi Milli Takım için hazırlanan turkuaz renkli formalar daha görücüye çıkmadan, tartışma konusu oldu. Ay yıldızlı formadaki renk değişikliğine nasıl bakıyorsunuz?
MİLLİ Takım formasındaki renk değişikliği benim içime sinmiyor. Ben bu formayı uzun yıllar terlettim, gururla giydim. Beyaz üzerine göğüsteki ay yıldızlı formanın güzelliği hiç bir şekilde tarif edilemez. Bu zevki tattığım için, turkuaz forma bana ters geliyor.
En güzel forma, benim giyme gururunu yaşadığım formaydı. Almanlar yeşil, Hollandalılar portakal rengi, İtalyanlar da mavi giyiyormuş. Bundan bize ne. Türk Milli Takımı’nın bir simgesidir ay yıldız ve kırmızı beyaz. Böyle şeyleri tartışmak bile güzel değil. Bizim klasik bir formamız vardı. Son yıllarda maalesef onu unutturdular. Bu değişmemeli.
Turkuaz renkli forma bizi çağrıştırmaz. Sponsorların oyuncağı olmamalıyız. Onlar istedi diye her şeyden ödün verilmez. İki çift forma ve eşofman yapacaklar ve bunları satacaksın diye kırmızı beyaz renklerden vazgeçilemez.