Daum’un açıklamaları etik değil, üstelik fevkalade de çirkin. Bir antrenör futbolcusunu aslanın önüne atmaz. Bu işin en kötü ve tehlikeli yanı, bu açıklamalarla futbolcuların Daum’a güveninin kaybolması.
* İdmanda gerginlikler yaşanıyor, F.Bahçe’de neler oluyor? Daum açıklamalarıyla ne yapmak amacında, ayrılmak mı istiyor? Sarı lacivertliler, Daum ile yolları ayırmalı mı?
Takım kötü gitti mi, idmanda tatsızlıklar çıkar. Çünkü herkes sinirlidir, en küçük laf diğerine batar. Bunu düzeltecek, psikolojik tedaviyi gerçekleştiricek olan teknik direktördür.
Daum, bırakmak istiyor mu, onu kendisine ve F.Bahçe yönetimine sormak lazım.Eğer, bırakmak istiyorsa ‘Ayrılalım, biz yolumuza devam edemeyeceğiz’ der. Yoksa bu konu gazete sütunlarında yer aldığında, olan futbolcuya ve Fenerbahçe’ye olur.
Daum müthiş talihsiz ve kötü açıklamalar yaptı. Yönetici Mahmut Uslu’nun da dile getirdiği gibi, ‘Ben iyi antrenörüm. Ben iyiyim, futbolcular kötü’ demek olabilir mi? Böyle açıklamalar etik değil, üstelik fevkalade de çirkin. Bir antrenör futbolcusunu aslanın önüne atmaz.
Yalnız bu, Alman teknik adamın ilk hatası değil. Bunu daha önce Volkan’a da yaptı. Sonra ondan özür diledi. Alex yetersizse oynatmazsın. Ayrıca onu oynatıp oynatmamak senin inisiyatifindedir, çünkü antrenör sensin. Ama Daum, TV’de ‘Biz yanlış taktikle oynadık.Futbolcularımız beceri ve istenilen dinamizmi gösteremedi’ demiyor da, hedef gösteriyor. Zaten F.Bahçe’de iyi oynayan kimdi, Aurelio. O da son 4 maçındaki en kötü oyununu oynadı, ama ayakta duran tek adamdı. Peki, bunları düzeltecek olan Daum değil mi? İstediğini alan, istediğini kovan Daum değil mi? İstemiyorum dedi, bir sürü oyuncu F.Bahçe’den gitti. Şimdiye kadar ne istediyse yapıldı.
Bu işin en kötü ve tehlikeli yanı, bu açıklamalarla futbolcuların Daum’a güveninin kaybolması. Maçlardaki netice önemli değildir, kaybeder veya kazanırsın bu geçicidir. Yapılan yanlışlardan ders alırsan faydalıdır. Ama sen bırak ders almayı, kendini kurtarmak için böyle şeyler söylersen, futbolcu, yönetim, camiada herkese büyük rahatsızlık verirsin.
Alex’ten yararlanılamıyor
* Alex, Daum’un iddia ettiği gibi yetersiz mi? Neden beklenen futbolu segileyemiyor?
Alex yeterli mi, yetersiz mi, bilmiyorum. F.Bahçe onu 1 sene takip etti, almak için de göbeği çatladı. Tamam Brezilyalı koşmayı seven bir futbolcu değil, ama onu takıma adapte edip koşturacak olan Daum. Antrenörün görevi de bu zaten. Ne var ki, Daum bütün bunları yapamıyor. Daum ve F.Bahçe, Alex’ten de yararlanamıyor.
Bırakın Alex’i, Daum takımın sistemini, oyununu oturtamamış bir teknik adam. Ne yapacağını bilmeyen böyle bir teknik direktör, Alex’e ne verecek? Zaten bu kadar kötü taktik ve telkinlerle antrenörün futbolcu üzerinde olumlu etkisi de olmaz.
Daum hala şunu anlayamadı; orta sahası olmadığı için F.Bahçe hücum ve savunma yapamıyor, oyunu kontrol edemiyor, topu kullanamıyor. Alman teknik adam iyi oynayabilecek oyuncuları kenarda oturtuyor. Hatalarını da göremiyor.
Lyon’da kazanırsa sürpriz olur
* Lyon karşılaşması F.Bahçe için Şampiyonlar Ligi’nde dönüm maçı olabilir mi? F.Bahçe nasıl oynamalı ve nasıl bir sonuç alabilir?
Bu maç gerçekten F.Bahçe için Avrupa’da bir dönüm noktası olabilir. Galibiyetle herşey değişir, gruptan çıkma şansı doğabilir. Peki, kazanabilir mi? Bu kafayla mümkün değil. Anormallikler, sürpriz olursa belki.
Neden? Çünkü F.Bahçe’de her maçta kadro yapılırken oyuncular torbadan çıkıyor. Kimin nerede oynadığı belli değil. Sol beke adam alınıyor, o yokmuş gibi Ümit sol bek oynatılıyor. Sağ beke adam alınıyor yine onun yerine Ümit’e görev veriliyor.
Önemli oyuncular, büyük güçler dışarıda oturuyor. Orta sahaya dinamizm getirsin, topu kazansın, takımın gücünü artırsın diye milli takımda da oynayan Serkan transfer edildi, adam yedek oturuyor. Şimdi bunlara bakınca ben nasıl derim ki, F.Bahçe şöyle oynarsa başarılı olur. Takımın zaten bir omurgası yok. Van Hooijdonk, Luciano, Nobre banko oynar, diğerleri tombala. Ne olacağını Daum da bilmiyor ve yaşananlardan ders de almıyor.
F.Bahçe’nin prestiji ve Türkiye için kazanması gerek. İnşallah bir anormallik olur da F.Bahçe sahaya doğru dürüst bir takım çıkarır, doğru dürüst oynar ve kazanır. Herkesin ümidi bu.
Kötü oynarken kazanmak
* G.Saray, A.Sebat karşısında zorlandı. G.Saray’da rehavet mi başladı?
Her takım her maçı iyi oynayacak diye bir şey yok. G.Saray bundan önce iyi oynuyordu, ama önceki gün mükemmel bir A.Sebatspor buldu. Karadeniz temsilcisi, en az G.Saray kadar topu kullanan, hücuma kalkan, başabaş oynayan takım görünümündeydi. Sarı kırmızılıların kötü oyunu ileride de kötü olacakları anlamına gelmez. Zaten önemli olan, kötü oynarken kazanmak.
İyi oyunculardan kurulu Sebat, koşan, mücadele eden bir kimlikteydi ve defans yapıp rakibin oyunu kabullenmedi. Üstelik 10 kişi kaldı. İsmet de haksız yere oyundan atıldı. Bu arada Türkiye’de takımlar 10 kişi kalmış rakipler karşısında mükemmel top oynayamıyor. Bunu G.Saray’da da gördük. Trabzon da G.Saray gibi. Bordo mavililer G.Saray’a yenilince eleştiriler başlamıştı.
Ardından 4 gol atıp yeniden kazandılar. Büyük takımların her maçı kazanması isteniyor. Hatta seyirci takım sahaya çıkmadan kazansın istiyor, bu mümkün değil. Ayrıca Trazonspor kısıtlı imkanlarla mücadele ediyor, sadece onlar değil diğer kulüpler de.
Beşiktaş düzeldi denemez
*F.Bahçe galibiyeti Beşiktaş’ı nasıl etkileyecek? Çıkış başladı diyebilir miyiz?
Beşiktaş büyük moral kazandı. Derbide F.Bahçe’yi yenmek büyük keyif. Seyircisine de büyük bir mutluluk verdi. Yalnız bu kadar kötü top oynayan Fenerbahçe karşısında alınan bu galibiyet Beşiktaş’ın düzeldiği anlamına gelir mi? Ligde de böyle kötü, yavaş ve manasız oynayan bir takım bulabilir mi? Zor.
Başta da dediğim gibi bu galibiyetin büyük bir motivasyon olduğu ve Beşiktaş’ın iyi bir yola girdiği kesin. Ayrıca en azından teknik direktörü Del Bosque de yavaş yavaş futbolcularını tanımaya başladı. Ama Beşiktaş düzenli denemez ve yarışa ortak olduğunu zannetmiyorum.