Fener çok değişti

F.Bahçe, futbol düşüncesi olarak gayet iyiydi. Dan-dun vurmadan, topu kullanarak çok çabuk hücuma çıktılar ve pozisyonlar buldular.

En büyük artısı da, son transfer Mehmet Yozgatlı'nın sağ kanatta çok etkili oynamaya başlaması.

FENERBAHÇE, Gençlerbirliği maçındakinin aksine, dün mükemmel oynadı. Topa dan-dun vurmadan, çok çabuk hücuma çıkıp, aynı süratte gol pozisyonları buldu. Bu arada Konyaspor'u da tebrik etmek lazım. Oyunu çirkinleştirmeye değil, başa baş oynayıp kazanmaya gelmişlerdi. Ellerinden geleni yaptılar ama bu futbol anlayışıyla, hele hele böyle bir seyirci önünde başarılı olmaları mümkün değildi.

Fenerbahçe'nin Hooijdonk ve Nobre gibi gol yollarında önemli silahları var. En büyük artısı da son transfer Mehmet Yozgatlı'nın sağ kanatta çok etkili oynamaya başlaması. Keza solda görev yapan Kemal de müthişti. Özellikle ilk gol öncesinde aut çizgisine inerek yaptığı asist mükemmeldi. Kenar adamı işte böyle oynamalı. Aut çizgisine indiğin vakit rakip defansı saf dışı bırakırsın. Rakibin yüzü sana dönük olduğu için arkasındaki adamı göremez ve dolayısıyla senin çıkaracağın bir pasın nereye, kime gideceğini bilemez. Bütün iş aut çizgisine inmekte.

Ali Güneş mükemmeldi

Ali Güneş
de fevkalede oynamaya başladı. Dün, neredeyse hatasızdı. Aurelio iyi niyetli, gayretli ama ileriye doğru fazla etkili değil. Topu aldığı zaman ilk düşüncesi geri vermek. Geri veremediği zaman da çekiniyor, ileri mi gideyim, yoksa sağa sola mı vereyim diye şaşırıp kalıyor. Yani, Aurelio'nun rahatlığı, ileriye doğru bir akıcılığı yok.

Fenerbahçe, futbol düşüncesi olarak gayet iyiydi. Topu çabuk kullanmaya çalışan ve de kullanan bir takım hüviyetindeydi. Daha önceki maçlarda olduğu gibi, dan dun vurmaya hiç teşebbüs etmediler, sürekli yardımlaştılar.

Ümit Özat, Gaziantep maçındaki gibi şahane işler yaptı, güzel de bir gol attı. Her yönüyle takımın patronu havasındaydı. Bu arada şunu da belirtmek lazım, Fenerbahçe orta sahasında Mehmet Yozgatlı ile Tuncay sürekli ileriye gidiyor. Bu durumda Ümit Özat'ın emniyet sübabı olarak bu ikilinin arkasında kalması lazım. Ama o da ileriye, hatta onların da önüne gidiyor...

Hiçkimse kaleci doğmaz

Luciano
'nun kendi kalesine attığı gol büyük bir şanssızlık. Penaltıda kalecinin bariz hatası vardı. Bir kalecinin topa yatarak çıkması lazım, ama Recep acemice davranıp, direkt adamın ayağına vurdu. Aynı Recep, daha sonra iki tane inanılmaz gol kurtardı. Böyle tecrübesiz bir kalecinin bu tür hatalar yapmasını normal karşılamak lazım. Hiçkimse kaleci doğmaz!

Daum, kasığında sorun olan Tuncay’ı, sakatlığının daha fazla ilerlememesi için ikinci yarıda oyundan çıkardı. Sakatlığı olmadığı müddetçe Tuncay’ın sürekli oynaması lazım. Çünkü bu tip futbolcular ne kadar çok oynarsa o kadar çok keyiflenir ve daha iyi şeyler yapmaya çalışır. Ama lüzumsuz yere oyundan çıkarırsan, küser. Bir antrenörün bu tip psikolojileri bilip, ona göre davranması lazım.

Fenerbahçe’de bir de Kemal ile ilgili ilginç bir durum var. Bu adamın esas yeri orta sahanın ortası. Yani Aurelio'nun oynadığı yer. Ama Daum,Aurelio’ya takımda yer açma sevdası yüzünden Kemal’i sol bek yapmaya çalışıyor. Şimdi işin özüne gelelim. Sen, bir saçmalık yapıp Aurelio ve Selçuk’u almışsın, ne yapacağını şaşırıyorsun. Oynatayım mı, oynatmayayım mı diye kıvranıp duruyorsun. Olay bundan ibaret...
Yazarın Tüm Yazıları