1948’den beri içindeyim, bu kadar kötü bir Fenerbahçe’ye rastlamadım. Olacak iş değil. En başta hep söylediğimiz gibi bu takım tek forvetle oynamaz. Kırk yılda bir akın yapan bir takım...
İyi bir orta yapılır da iyi bir yere gelirse tehlike olacak... Onda da topa vuracak adam yok.
Orta saha desen, tek adama bırakılmış, Deniz... O da yorulmuş. Appiah derseniz tatilde. O kadar tatilde ki, Önder’e bile yardım etmiyor. Alex bildiğimiz Alex, dolaşıyor... Kezman’ın ayağına top nadiren geliyor. O da ya gelen topu kaybediyor, ya da arkadan gelen her müdahalede meşin yuvarlağı bırakıyor. Kendini dokunulmaz hissediyor herhalde. "Ben Kezman’ım arkadan giremezsiniz" mi diyor...
Ve yenilen golde Volkan gözleriyle topu iyi takip ediyor, sonra da ağlardan çıkarıyor... Volkan nerede duracağını, nereden topa hamle yapacağını bilmiyor. Karşısındaki adam düzeltiyor, vuruyor o bakıyor. İşin garibi kimse ona birşey öğretmiyor galiba. Bakıyorsun bir tek Olcan çalışıyor, o da her dakika yerde.
Memur zihniyeti
Fenerbahçe’de ne bir oyun kombinasyonu var ne de kimse nereye top atacağını biliyor. Sahada yüreği ile oynayan Lugano vardı, o da sürekli hakemle konuşuyordu. Sürekli oyundan atılma tehlikesi yaşıyor. Bir de biraz Önder iyiydi. Diğerleri, bitse de gidelim gibi memur zihniyetindeydi. Şu Fenerbahçe’de Alex, Kezman’dan da önce sahaya ilk sürerken tercih edeceğiniz adam Aurelio, ama bakıyorsun yedek bekliyor. Onun yerine Deniz oynuyor, o da tek başına. İkinci yarıda Fenerbahçe biraz hareketlendi, bu yüzden de Appiah biraz canlandı. Ama o da sağda kaldı. Fenerbahçe ikinci yarıda biraz daha iyi oynuyor gibi gözüktü, ama bakıyorsun geriden Lugano, Önder, Ümit, Edu’nun attığı toplar yerine gitmedi. Hangisi top atsa rakibe. Bu futbolcular da topu oyuna sokamadılar. İlyas futbolu bırakacak, Fenerbahçe onu sahanın en iyi yaptı. Maestro gibi oynadı.
Bravo Vural
Anlamadığım bir şey var, neden antrenör ikinci devreye çıkarken oyuncu değiştirmez de ikinci yarı başladıktan 10-12 dakika sonra değişikliğe gider. Nedir bunun sırrı? Oynarken de anlamadım, şimdi de anlamıyorum. Zaten oyuncu 5 dakikada ısınır, sen 10-12 dakika bekleyip çıkarırsan neredeyse devrenin yarısı boşa harcanıyor.
Burada Fenerbahçe’den çok aslında konuşulması gereken Antalyaspor. Fenerbahçe’yi sahadan sildiler. Yılmaz Vural, takımını Fenerbahçe’ye göre ayarlamış. Orta sahayı kalabalık tutup, topu kontrolüne aldı. Rakibine pas yaptırmadı. Futbol bilgisini iyi kullandı, topu dar alana sıkıştırıp, Fenerbahçe’ye şans tanımadı. Mükemmel bir bir gol attılar, bir topları da direkten döndü. Vural iyi transferler de yapmış, bravo. Honduraslı Souza şov yaptı. Tunuslu Ali Zitouni’yi kimse yakalayamadı.
Bırakın Avrupa’nın hayal olmasını, bu takım bu kadar puan farkıyla öndeyken nasıl şampiyonluk kovalayacağının farkında değil. Yazık... İklim güzeldi, saha halı gibiydi. Böyle bir ortam bulmuş Fenerbahçe, rakipleri de puanlar kaybetmiş, bu avantaj nasıl tepilir anlamıyorum.