Fenerbahçe teknik direktörü Türkiye’de başka, Almanya’da başka konuşuyor. Gidecekmiş, kim verir 3 milyon Euro. Bir dediği iki edilmiyor. Alacağı yok. Bu kadar itibarı da hiçbir memlekette bulamaz. Gitmek istiyorsan gider, kalmak istiyorsan da kalır, sesini kesersin.
* Daum, kendisine yönelik eleştirilere tepki gösterip F.Bahçe’den ayrılabileceğini söylüyor. Daum ne yapıyor?
Ne yaptığını ben de anlamıyorum. Türkiye’de başka, Almanya’da başka konuşuyor. Eleştiriliyor diye rahatsız oluyor. Yani hiç tenkit edilmeyecek mi? Gidecekmiş, kim verir Daum’a 3 milyon Euro. Az para mı kazanıyor burada? Fenerbahçe’den daha çiftlik bir yer var mı? Bir dediği iki edilmiyor. Alacağı yok. Bu kadar itibarı da hiçbir memlekette bulamaz. Bu kadar polemiğe yol açmanın anlamı yok. Gitmek istiyorsan gider, kalmak istiyorsan da kalır, sesini kesersin.
Schalke yenilgisini kurtarmaya çalışıyor. Sen o maçta yanlış takım çıkartmışın. Schalke’yi etüd etmemişsin, hem de bir maç oynadığın halde. Rakibin oyun tarzından haberin yok. Kendi planın yok. Kötü oyunundan dolayı 2 futbolcun atılıyor. Hala çıkış için farklı yollara başvuruyorsun.
Bu konuda yönetimin de ağırlığını koyması lazım. Nedir ikide bir, ‘Bir milli takım beni istiyor’, ‘Defolup gideceğim’ demeler. Kusura bakma Daum, fazla naz aşık usandırır. Daum garip bir yolda. Bu açıklamalar Fenerbahçe’nin antrenörüne yakışmadı. Tabii ki eleştirilecek, hem de çok daha ağır bir dille olabilir.
Gitmek mi istiyor, kalmak mı istiyor, kendini haklı çıkarmak mı istiyor Daum. Bir türlü çözemedim.
Önce yabancılar iyi seçilmeli
* F.Bahçe yabancı sınırlamasına tepki gösteriyor. Yabancı sınırlaması F.Bahçe’yi etkiliyor mu? Yabancı sayısının serbest bırakılması Türk futbolunda ne gibi bir değişime yol açar?
Yabancı sınırlaması bana göre bir yerde doğru, ama 6 olmaz da 8 olur. Burada bir gerçeğin altını çizmek lazım... Bütün yabancı transferlerin 1. sınıf oyuncular mı? Luciano ile Nobre’yi niye tuttun o zaman? Onların yerine daha iyisini alsaydın. Ama sen oyuncuları da yanlış seçmişsin. Sonra Avrupa’da yarışta zorlanıyoruz diyorsun. Bu mecburen olacak. Peki sen 8 yabancıyı alacaksın da, Anadolu takımları o kadar yabancıyı nasıl, hangi parayla alacak?
F.Bahçe Avrupa’da başarılı olmak istiyor, rakibi de yabancı oyuncu konusunda kendisinden daha avantajlı, bu doğru. Yalnız dediğim gibi, senin 6 oyuncuyu da iyi seçmen lazımdı. Az değil 6 oyuncu. Bana göre Fenerbahçe’de Avrupa’da oynayacak Anelka’nın haricinde Appiah var. Keşke Alex de onlar kadar hareket edebilse. Çünkü onun beyni ve ayağı farklı. Oyun tarzı da öyle. Hadi Alex neyse, ama diğerlerinin de çok iyi oynaması lazım.
Yabancılarından bir tanesi santrfor oynuyor, 6 tane gol kaçırıyor. Topu durduramıyor, ıskalıyor. Bir santrfor böyle mi oynar? Artı santrfor oynayacak Tuncay gibi oyuncuyu harcıyorsun. Luciano oynasa ne olur, oynamasa ne olur. Aurelio yine idare ediyor. Hele ligdeki son maçta iyi oynadı. Çalışkanlığıyla, nefesiyle ileriye dönük oynadığında durumu kurtarıyor. 3-4 tane daha kötü yabancı alacağına, elindekilerin yerine iyilerini seç.
İyi yabancılar geldiğinde tabii ki Türk futbolcusunun öğreneceği çok şey var. Ama önemli olan o oyuncuların gelmesi. Türk futbolcusu orta sahanın nasıl olması gerektiğini Appiah’tan, top atmayı Alex’ten, nasıl depara kalkacağını Anelka’dan öğrenir de, ya diğerleri ne verir?
Gerets de Daum gibi
* Galatasaray’ın takviyeye ihtiyacı var mı?
Var tabii. İyi orta saha oyuncusu gerek. Veya elindeki oyuncularla orta sahasını sağlam tutması lazım. Avrupa’dan gelen antrenörleri de anlamıyorum. Onlar bir orta sahayla mı oynuyorlar? Avrupa’da bunu yaparsın da, Türkiye’de iş farklı.
Avrupa’da kenarlara koyduğun oyuncular, hem kenarda oynuyor, hem orta sahaya geliyor. Ama Türkiye’de bu enerjiye sahip futbolcu bulmak zor. İki senedir Daum da, Fenerbahçe’yi böyle oynatıyordu. Şimdi Gerets G.Saray’da böyle yapıyor. Bir tek orta sahayla oynatıyor, ama kenardaki oyunculara ortaya gel demekle olmuyor. Oyuncu kapasitesine göre gelir. Oyuncuya göre sistem kurulur. Kendi kafana göre oyun kuramazsın. Bu otomobil marşı mı, bas gitsin. O zaman antrenöre ihtiyaç yok. Elinle numaraları yaz, böyle oynayacaklar de, robot gibi çıksın oynasınlar.
Orta saha dışında G.Saray’da iki bek görevlerini yapıyor. Ama oyunun kalbi, beyni orta saha. G.Saray’da da transfer yapılmak için yapılmış. Heinz diye bir oyuncu alındı. Böyle bir oyuncuya ihtiyaç var mı? Böyle bir oyuncu almakla G.Saray kendi kendini küçük düşürüyor. Gerets,Heinz’ı oynatacağım diye Ümit Karan’ı kesiyor. Birbirlerine gol pozisyonu hazırlayan üçlü (Ümit Karan, Hakan Şükür, Necati) Heinz ile İliç oynayacak diye bozuluyor. Bir maç iki maç, bitmiyor bu anlayış, hala ısrar ediyor. İliç futbolcu, orta sahanı sağlam tutarsan oynatırsın, ama bu üç adamı bozmayacaksın.
İki yumurtadan biri kırılacak
* Milli Takımımız için İsviçre karşısında avantaj, dezavantaj sayılacak unsurlar neler?
Bu işin avantajı, dezavantajı yok. Çıkacak oynayacak ve kazanacaklar. Ya da orada berabere kalıp burada kazanacaklar. Başka yolu yok bunun. İki takım da aynı avantaj ve dezavantajlarla çıkacak sahaya.
Daha çok mücadele edecek, daha çok yardımlaşacak, takım gibi oynayan kazanacak. Benim bildiğim Fatih Terim zaten herkesin kendi kafasına göre oynamasına izin vermez. Kafa kafaya, kıran kırana bir maç var önümüzde. İki yumurtadan biri kırılacak. Bu kadar basit.
Tigana’nın işi zor
* Tigana, iki maçta Beşiktaş’ın oyun anlayışında bir değişikliğe yol açtı mı?
Bir şey değiştirmedi. Zaten şimdi yeni yeni oyuncuları ve kişiliklerini tanıyor. Elindeki malzemenin ne olduğunu yeni yeni anlamaya çalışıyor. Tigana’nın herkesin randımanını 15 katına çıkartacak sihirli bir değneği yok.
Ama Beşiktaş’ın son Malatya maçında garibime giden, 75 dakika korkak, ruhsuz oynamasıydı. Gol yedi, ondan sonra müthiş bir enerjiyle oynayıp beraberliği yakaladı, 3-4 gol de kaçırdı.
Neden baştan oynamaz? Morali yoktur, kendine güveni yoktur. Bu iki etken takımı oyundan çok düşürür. Sadece Beşiktaş’ı değil, her takımı düşürür.
Golden sonra farklı oldu Beşiktaş, kaybetme korkusuyla saldırıp oyunu değiştirmeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu. Ama 75 dakika herkes uyur gezer, kendi menfaatine göre nasıl top oynar.
Buna kenardaki antrenör ne yapsın? Kulaklarından tutup böyle oynayın mı diyecek. Beşiktaş’ta en zor iş Tigana’nın. İşin yarısında takımın başına geliyor, oyuncusunu da tanımıyor.