Alman teknik adamın dediği kadar transfer yapılmazsa, F.Bahçe Şampiyonlar Ligi’nde bir şey yapamaz. Bana göre bu sezon Şampiyonlar Ligi’ndeki 2. tur bile başarıdır.
* Daum, 8-10 transfer yapılacağını söyledi. Bu transferler yapılmazsa, F.Bahçe ve Daum’un geleceği ne olur?
FENERBAHÇE Teknik Direktörü Christoph Daum’un dediği doğru. Fenerbahçe bu takımla ligde sürpriz şampiyon oldu. Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın kötü olması bunda baş etkendi. Sarı lacivertlileri biraz Trabzonspor zorladı. Doğruya doğru, bundan kimse alınmamalı. Artık bunu da tartışmanın anlamı yok, çünkü şampiyon oldu.
Yalnız, bu kadro Türkiye Süper 1. Ligi’ni zor götürdü, Şampiyonlar Ligi’nde ne yapar? Ne yapabilir ki! En az 4 tane transfer lazım. 8-10 kişi denilince bunun hepsi yabancı da değil.
Serkan alındı örneğin, her takıma lazım, çalışkan bir oyuncu. Deniz de öyle. İkisi de Milli Takım oyuncusu. Gökdeniz için bir konuşma yapılıyor.
İkinci tur başarıdır
Alırlarsa çok faydalı olur. Bu transferler yapılırken, bir sürü eldeki işe yaramayan yabancı da gidecek. 2-3 kaliteli yabancı alınacak. Bir kaç tane daha Türk oyuncu alındığında da Daum’un söylediği rakama ulaşılacak. Zaten gerçeği de bu; takımın bu transferlere ihtiyacı var.
Yalnız, Şampiyonlar Ligi’nde başarı denince, bu birden bire olmuyor. Takımın bir uyum süreci var, maç stresine, haftada 2 maç oynamaya alışması, bunlar zaman isteyen şeyler. F.Bahçe iyi takım da kursa, bana göre bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde ikinci tur büyük başarı olacak. Mantıklı düşünmek lazım. Zaten F.Bahçe’nin planları sadece önümüzdeki sezona yönelik değil, gelecek 10 yılın planı yapılıyor.
Christoph Daum, gidermiş-kalırmış söylentileri ortaya atılıyor. Bundan güzel bir kulübü nereden bulur? Özel localar, istediğini hemen yapan bir kulüp. Türkiye’de, Fenerbahçe’de el bebek, gül bebek. Almanya’da bu şartları bulamaz. Para dersen, ‘Gak’ deyince para, ‘Guk’ deyince para. Neden gitsin? Daum geçen sezon o eksik takımı şampiyon yaptı, bundan da keyifli. Gerçi kendi de bir takım hatalar yaptı, ama şimdi tamamen kendisinin kuracağı bir takımla herşey daha farklı olacak.
Fener’in istediği tarafsızlık
* Haluk Ulusoy, F.Bahçe ile bir çatışma içinde. Ulusoy, federasyon başkanlığı görevini sürdürürse bu çekişme Türk futbolunu nereye götürür?
Bu çekişmenin bitmesi lazım. Biri federasyonda Türk futbolunun başkanı, diğeri büyük bir güç olan F.Bahçe Kulübü. İkisinin çatışması, Türk futbolu için iyi olmaz. F.Bahçe tarafsız bir futbol yönetimi istiyor. Kendisi maçını kazansa da kaybetse de, ligin hakkaniyetle yönetilmesini arzuluyor. Peki, Haluk Ulusoy bundan neden alınıyor? İlk baştaki görevi bu değil mi?
Şimdi yapılan haksızlıklar da göz önünde duruyor. F.Bahçe’nin golleri verilmiyor. Bir sürü şey F.Bahçe aleyhine. Yöneticileri ille de Fenerbahçe kollansın demiyor ki. Federasyon başkanı kim olursa olsun, bu Fenerbahçe’nin umurunda değil. Oysa Ulusoy, F.Bahçe’nin kendisini değiştirmek istediğini söylüyor. Fenerbahçe, başkan Ulusoy’u kendi lehine değil de, Türk futbolunun gelişimi için istememiş olabilir. Bu da zaten onun hakkı.
Peki, federasyon başkanı görevini yapıyor mu? Yapmıyor. Kendinin ne olduğunun farkında değil. Masör mü, menajer mi, teknik direktör mü, Merkez Hakem Kurulu Başkanı mı? Gerekenlere ceza verilmeli, hak etmeyenlere değil. Bu sene kan gövdeyi götürdü. Şimdi bir federasyon başkanı çıkıp, nasıl ben Türk futbolunu iyi yönettim diyebilir? Bir federasyon başkanı, kulüp başkanı veya teknik direktör seçimine müdahale edebilir mi? Böyle bir koHaluk medi olabilir mi?
Ulusoy’un çok daha ciddi, çok daha tarafsız olarak Türk futbolunu yönetmesi lazım. Yoksa başkan, Ahmet olmuş, Mehmet olmuş, önemli değil. Önemli olan Türk futbolunun hakkaniyetle yönetilmesi. Şenes Erzik, başkanlık yaptı kimse, ‘Taraf tutuyorsun’ demedi. Kimse Ulusoy’un nasıl yaşadığına, ne yaptığına bakmıyor. Bir tek istediği tarafsızlık, isterse 20 sene federasy
Demirören SIRAT köprüsünde
* Yıldırım Demirören’le Beşiktaş’ta yeni bir dönem başlıyor. Demirören’i ne bekliyor ve neler yapması gerekiyor?
Yıldırım Demirören çok tehlikeli bir işe soyundu. Beşiktaş takımı yaşlı. Bu takımın gençleşmesi lazım. Herhalde bunların planlarını yapmıştır. Daha önce de Beşiktaş’ta futbol şube sorumluluğu yaptı. Babası da Beşiktaş Kulübü’nün içindeydi. O da kulübü iyi biliyor, kendisi de. Yıldırım Demirören’in bazı acil kararlar alacağı da kesin.
Hem Beşiktaş Kulübü’nün hem de tüm Beşiktaş camiasının Demirören’e sahip çıkması lazım. Yoksa küfürler, eleşteriler sürerse, bu ortam ortadan kalkacağına, 4-5 ay sonra yeni bir kongreye gidilir. Beşiktaş’ın ihtiyacı olan birlik. Bu yüzden Demirerön’in ve camianın dikkat etmesi lazım. Böyle bir krizi normalde kulüplerin yaşamaması lazım. Hele bu Beşiktaş gibi büyük bir camiaysa, hiç yaşamaması gerek. Şampiyonluk kaybedilir, maç kaybedilir, bunlar olacak şeyler. Ancak yenilmeye küfürle tezürahürt yapmak camiayı yaralar. Beşiktaş’a genç bir başkan geldi, destek olunmalı. Demirören çok ince bir sırat köprüsünden geçecek.
Mafyayı bilmem anlaşmalı şike var
* Futbolun içinde ‘Mafya’ var mı?
Mafyanın futbolun içinde olup olmadığını bilmiyorum, ama anlaşmalı şike var. Burada laf Alaattin Çakıcı’ya geliyor, ama ben zannetmiyorum ki, o kendi gücünü kullanarak bir şey yapsın. Kulüp yöneticisi, taraftarı ile hakem üzerinde bir baskı unsuru olabilir, ama bu mafya demek değildir.
Alaattin Çakıcı olayından sonra Sinan Engin suçlanıyor. Sinan onun dostu olabilir, ancak bir sürü dostu var. Cezasını çekmiş dışarı çıkmış biri. Telefonla da konuşur. Ayrıca Sinan imza yetkisi olan bir adam değil kulüpte.