F.Bahçe'de taktik yok. Daum, futbolcuların yerlerini değiştiriyor, buna da taktik diyor. Rezaletin adı da taktik oluyor.
* F.Bahçe'de Anelka'yı ilk 11'e almak için Selçuk'u kesmek doğru karar mıydı?
Yanlış karar. Çünkü orta sahayı az adamla tutup ileriye adam almak yanlış. İleriye adam alacaksın, ama bu durumda takımdan çıkacak adam Serhat.Selçuk orta sahada savaşan bir oyuncu. İyi oynar, kötü oynar o ayrı, ama orta saha oyuncusu. F.Bahçe orta sahasında defansif ve hücum olarak takıma bir güç veriyor. Eğer takımına orta sahada eleman lazımsa -ki lazım- Selçuk oynayacak.
Aslında F.Bahçe, orta sahadaki oyuncularını kullanmıyor. Serkan var oynatılmıyor, oynatılırsa da sağda deneniyor ve kenarda oturuyor. Kemal var, İstanbulspor tam oynayacağı maçtı. Sakatlıktan çıktı yavaş yavaş oynaması lazım.
Tam bir skandal
Daum ne düşünüyor, neye göre hareket ediyor, anlamak mümkün değil, ama hata yapıyor. Anelka'ya takımda yer verme sorununu orta sahadan adam çıkarmakla çözemezsin, daha büyük problemler çıkar. Ne oldu Aurelio tek başına kaldığı için zorlanıyor.
Alex orta sahada öyle oynayacak oyuncu değil. O ileri ikilinin arkasında oynayacak adam, becerisi, kabiliyetleri orada ortaya çıkıyor. Orta saha oyuncusu olmazsa, ileri uç ne kadar güçlü olursa olsun, bunlara top gelmediğinden yeteneklerini gösteremezler. F.Bahçe yeni bir şeyler yapmaya, orta sahasız oyun kurmaya çalışıyor. Tam bir skandal. Böyle mi oynayacak Real Zaragoza maçında? Peki, bu maç öncesi İstanbulspor karşılaşması çok güzel bir provaydı. Rakibin parası, pulu yok. Gücünden çok şey kaybetmiş.
Taktik maktik yok
Sen 5 forvetle oynuyorsun ve geride 4 defans tutuyorsun. F.Bahçe'de taktik maktik yok. Daum, futbolcuların yerlerini değiştiriyor, buna da taktik diyor. Rezaletin adı da taktik oluyor.
* F.Bahçe'nin, Real Zaragoza karşısındaki avantajı ne, nasıl oynamalı?
F.bahçe'nin avantajı takımdaki oyuncuları; Anelka'sı, Alex'i, Tuncay'ı... Sarı lacivertlilerin teknik direktörü orta sahayı iyi kurarsa orta sahası, kendi saha ve seyircisi. Dezavantajı ise Christoph Daum. Yaptığı her şey yanlış. Bu takımı kendi kendine bıraksan, daha iyi oynar. Kendi kendine taktik diye değişiklikler yapıyor, takımı sarsıyor. Farkında değil, kendi prestijini de sarsıyor.
Paralar ödenince problem bitti
* Ribery, Galatasaray'ın ihtiyaçlarını giderecek bir futbolcu mu?
Yarım devrede kesin karar vermek zor, ancak Ribery çabuk bir futbolcu ve top oynamayı biliyor. Yaşı da genç. Yalnız Ribery sağ açık gibi oynuyor, orta sahaya alınmış bir oyuncu gibi gözükmedi. G.Saray'ın problemi de orta sahasını oturtmak. İleride Hakan Şükür, Necati başarılı. Defansta iyi iki oyuncusu var. Kalecisi iyi, bekleri de iyi. Orhan Ak, Cihan iyi oynuyor. Küçük Hakan oyuna girdiğinde aynı oynuyor. Ergün kuvvetlendi. Ayhan son maçta daha iyi oynadı. Yanında Ribery mi oynar, herhalde onu oturtacak.
Peşini bırakmaz
G.Saray'da bir diğer nokta da para ödendi, problemler kalktı. Spordan gelen bir başkanın çok büyük özellikleri vardır. Özhan Canaydın basketboldan gelme. Sporcu para alamıyorsa ezik oynar. Futbolcu imzaladığı sözleşmeye göre ev almıştır, araba almıştır, çeşitli borçların altına girmiştir, onları ödemesi gerekir. Bu da ona baskı yapar. Bu durumu da Canaydın gibi spordan gelen başkanlar daha iyi bilir. Canaydın, para işini halledeceğini söyledi ve dediğini yaptı. Yöneticilerin dediğine göre de % 80-90'ını kendisi çözmüş. Şimdi G.Saray'ın liderle arasında 2 puan fark var. G.Saray artık ne olursa olsun şampiyonluğun peşini bırakmaz.
Beşiktaş kendi dilinden çekiyor
* Beşiktaş niye bu kadar çok kart görüyor, futbolcular bir psikolojik baskı altında mı?
Beşiktaş, güçlü Denizlispor'a karşı olağanüstü bir maç kazandı. Müthiş mücadele etti. İki oyuncusu haklı olarak oyundan atıldı, ama 9 kişi kazandı. Yalnız, her karar, her pozisyonda siyah beyazlı futbolcular hakeme itiraz halinde. Hakemle bu kadar oynanmaz. Her düdükte seyirci, maç bitince de idareciler hakeme yükleniyor. Böyle bir atmosferde hakem normal şartlarda sahaya çıkıyor diyebilir miyiz? Bu kadar çok konuşulmalarına rağmen bence hakemler sabırlı. Sonuçta onlar da etten kemikten ve üzerlerinde bu kadar baskı oluşunca doğal olarak onlar da hata yapıyor.
Aferin Çalımbay'a
Beşiktaş kendi dilinden, lüzumsuz protestolardan çekiyor. Akıllarınca, kendi sahalarında oynarken hakeme tepkileriyle onu etki altına alacaklar, her pozisyon lehlerine sonuçlanacak. 1 senedir bunu yapıyorlar ama sonuç değişmiyor. Böyle davranmakta ısrara gerek var mı? Beşiktaş demek ki doğru dürüst oyuncuları oynatırsa iyi oynayabiliyormuş. 6 ay bekleyen Cordoba oynuyor, "Ben kaleciyim" diyor. Ronaldo atılmasına rağmen, geriyi toparlayan adam. Aferin Rıza Çalımbay'a. Bu futbolcular uzun süredir oynamıyordu, Rıza onlara şans verdi. Yalnız Tümer'in sinirini anlamıyorum. Gol attığına memnun mu, değil mi anlaşılmıyor. Koşup arkadaşlarına sarılması lazım, onda bir karış surat.
Bu işi bilgisayar çözemez
* Ersun Yanal-Hakan Şükür spekülasyonlarını bitirmek için ne yapılmalı?
Hiç bir şey yapılamaz. Bu dedikodu üretildiği sürece bu tartışma bitmez. İkide bir Hakan'a soruluyor, Ersun'a soruluyor; "Neden alınmadın?" veya "Neden almadın?" Yanal açıkladı, "Benim Milli Takım’da oynattığım oyunda Hakan'a ihtiyaç yok." Vardır veya yoktur, bu antrenörün görüşü. Bana göre var. Ama antrenör Yanal olduğuna göre, onun görüşü o. Sorumluluk Yanal'da olduğuna göre, hala bu konuyu kurcalamanın anlamı yok. Belki ileride çağırır.
Ayrıca bu ilk defa Hakan'ın başına gelmiyor ki... Zamanı geldi Metin Oktay da, Lefter de, Turgay da çağırılmadılar ve onların idarecisi çıkıp polemikler de yaratmadı. Bu tartışmayla Hakan'a da zarar veriliyor, o da sinir içinde kalıyor. Yanal da demoralize oluyor. Milli Takım’ın başına geldi, ama o kadar tecrübeli değil. Yanal bilgisayar elinde geldi, ama bunu bilgisayar çözemez. Onun da kafasının biraz rahat olması lazım. Tam maçlar geliyor, Hakan krizi yeniden çıkıyor.