Alman teknik adam hem Fenerbahçe’yi hem de kendini küçük düşürüyor. Daum’dan şüpheye düştüm. Onun söz edildiği kadar futbol bilgisi yok gibi gelmeye başladı.
* F.Bahçe Şampiyonlar Ligi’nde farklı yenilgilerle hayal kırıklığı yaşarken, Türkiye Ligi’nde farklı galibiyetler alıyor. Daum ‘Amacımız bu sene Şampiyonlar Ligi’nde tecrübe kazanmak’ diyor. Gerçekte F.Bahçe Avrupa’da başarı elde edecek bir kadroya sahip değil mi, Avrupa’da hayal kırıklığının nedeni nedir?
F.Bahçe ve Daum kendi kendini aldatıyor. Tecrübe tabii ki önemli bir unsur. Ancak zaten F.Bahçe’nin kadrosundaki futbolcular milli takımlarda oynuyor. Yani hepsi uluslararası tecrübeye sahip. Asıl sorun Avrupa’da nasıl bir anlayışla futbol oynayacağın. Türkiye Ligi’ndeki gibi 1 orta saha oyuncusu ile Avrupa’da oynarsan, rezil olursun. Hem takım, hem de Daum küçük düşüyor.
Baktığınız zaman Türkiye çapındaki F.Bahçe iyi. Yenilebelir de, bu sorun değil, ama böyle antrenman maçı gibi oynayıp rezil olmaz. Lyon, F.Bahçe karşısında geçen hafta ikinci yarıda antrenman yapar gibi oynadı ve rahat kazandı. Bir takım böyle küçük düşmez, direnir ve mücadele eder. Bakın Panathinaikos, Arsenal ile 2-2 berabere kaldı. Çünkü bir mücadele var, rakibe göre oyun taktiği kuruyor. Ona göre bir orta saha organize ediyor. Ama Daum kiminle oynadığının, ne oynadığının farkında değil. F.Bahçe’nin nasıl oynayacağının da bilincinde değil.
Ben Artık Daum’dan şüpheye düştüm. Onun söz edildiği kadar futbol bilgisi yok gibi gelmeye başladı. Hem F.Bahçe’ye hem de kendi kariyerine yazık ediyor.
Avrupalı otoriteler ‘3.olursun’ demiş. Sen oyna kardeşim, rezil olma. Bu takımın defans yapacak anlamına gelmez. Planlı, programlı bir oyun oynatırsın. F.Bahçe tabii Türkiye’de iyi, Avrupa’da kötü netice alır. Ligde 3-5 takımın dışında çok zayıf takımlar var. F.Bahçe’nin son 1.5 senesine bakın, Sakaryaspor haricinde hiçbirinde maça ağırlığını koyamadı. Lyon’un teknik direktörü ‘F.Bahçe kazanıyor, ama rakibi üzerinde baskısı yok’ diyor. Yani adam rakibini iyi etüd etmiş.
Bilgisi bu kadar
Lyon maçındaki anlayışa bir örnek vereyim. Deniz kötü oynuyor, evet bu doğru. Ama orada durduğu için bile Fransız takımı o bölgeden gelemiyor. Daum, kötü oynuyor diye Deniz’i çıkarıyor, iyi bir karar. Yerine Mehmet Yozgatlı’yı alıyor, o da iyi bir seçim. Ama tutup da bu adamı sağ açığa koyduğunda Aurelio tek başına kalıyor. Lyon 3-1 değil, 6-1 de kazanabilirdi. Adamlar orta sahayı ellerini kollarını sallayarak geçti ve F.Bahçe kalesine geldi. Böyle bir futbol anlayışı var mı?
Daum kafasını değiştirecek diyorum, ama neyi değiştirecek. Demek ki futbol bilgisi bu kadar. Ben nerede yanlış yaptım deyip, bunu bulamıyor. Doğru yaptığını sanıyor, hata da buradan kaynaklanıyor. Daum bunları yazdığımızda onun gitmesini istiyoruz zannediyor. Oysa, biz onun gidip kalmasıyla ilgilenmiyoruz. Kendisini sevmediğimizi düşünüyor, neden sevmeyelim. Ben onun da takımın da başarısını istiyorum, ama bu kafayla olması mümkün değil.
Sakarya maçının ilk devresi 3-0 olmuş. Sakarya’nın F.Bahçe’nin ne üstüne gelme şansı, ne de gücü var. Kemal diye bir orta saha oyuncusu var Daum’un elinde, ama kullanmıyor. Kemal’i ve oynatmadıklarını hiç olmazsa ikinci yarıda oyuna al da dışlanmışlıktan kurtar. Takıma, oynamaya ısınsınlar, kopmasınlar.
Psikolojiyi de anlamıyor
Daum’un futbol bilgisinden vazgeçtim, insanların psikolojisini de bilmiyor. Bütün problem Daum’da. Yoksa F.Bahçe’nin kadrosunda oynayamayacak oyuncuları yok.
Yunanistan’ı ele alalım. Fevkalade oyuncuları yoktu ama planlı, programlı oynayıp Avrupa şampiyonu oldu. Neden, hadlerini bilerek oynadılar. F.Bahçe de haddini bilsin. Hiçbir şey oynamadan haddini bilmeden kazanılmaz. Yoksa M.United’dan 6, kendi evinde Lyon’dan 3 tane yersen, tecrübe değil, yıkım olur.
Şimdi 1-2 tehlike var. F.Bahçe böyle oynadığı sürece, ligde de 1 beraberlik, 1 yenilgi aldığında ortalık birbirine girer. Çünkü bu takım Türkiye’nin en iyi, ama en kötü oynayan takımı. Bunun da sebebi herkese sorulur. F.Bahçe’nin kadrosu Avrupa’yı kaldırır. Yenilir de yener de, ama akıllı oynaması lazım.
Avrupa’da oynayamayan Türkiye’ye gelir
* Daum, ‘Adriano’ya ne verirseniz verin gelmez’ diyor, bunun sebebi nedir?
Yabancı futbolcular Türkiye’ye gelmek istemiyorlar bu doğru. Yoksa F.Bahçe’nin bütçesi kısıtlı da ondan gelmiyor değiller. Türkiye’ye gelmek istemiyorlar çünkü ligimiz popüler değil, onlar kendilerini daha fazla göstermek istiyor. İtalya ve İspanya dururken niye gelsinler ki. Avrupa’da hem daha fazla para veriyorlar. Tabii İspanya, İtalya, İngiltere basınları da dünyanın önde gelenlerinden ve futbolcular için cazip. Tamam gelmezler de sen de onun biraz aşağısında futbolcu alırsın. İlle mükemmeli almazsın. Türkiye’ye Avrupa’da oynayamayan yıldızlar geliyor. Ortega gibi. Orada oynasa gelir miydi? Alex de öyle. Alex öyle büyük bir yıldız da değil. Zaten bu kadar parayla onu Avrupa’da bir kulüp de antrenör de istemez.
Derbide ne olacak?
İpler F.Bahçe’nin elinde
* Hafta sonu oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin kaderini ne çizecek?
Fenerbahçe daha iyi bir takım. Derbininin kaderini de Fenerbahçe’nin oyuncu seçimi, dizilişi ve oyun tarzı belirleyecek. Tabii böyle maçlar öncesi iki takım ne kadar güçlü olursa olsun, avantajlı görünürse görünsün sonuç çok farklı çıkabilir. Ancak şu bir gerçek ki, Fenerbahçe sahaya tek orta saha oyuncusuyla çıkarsa Beşiktaş karşısında ne yapabilir! İş ChristophDaum’un kafasında bitecek. O da futbol bilgisiyle şu ana kadar sınıfta kaldı.
Beşiktaş’ın derdi futbolcuları
* Beşiktaş gerçek kimliğini bulup, sorunlardan arındı, çıkışa geçti diyebilir miyiz?
Beşiktaş bundan daha iyi olup, daha iyi oyuncularla da oynayabilir. Üst üste 2 maçta 4’er gol atıyor ve bunlardan biri Ankaragücü karşısında Ankara’da alınan bir galibiyetse iyi gelişmeler var demektir. Beşiktaş çok büyük bir bunalımdan çıkıyor.
Kadroya kalecisi Cordoba gelecek, Ronaldo gelecek, Okan gelecek bunlar artılar olacak. Yalnız Tümer nerede, ona hayret ediyorum. Tümer’in bir tek döğmesini duydum, kendisi nerede bilemiyorum. Sergen için sakat diyorlar. Pancu sürekli sakat. Beşiktaş’ın problemleri oyunculardan kaynaklanıyor. Eğer Beşiktaş gerçek Beşiktaş gibi olmak istiyorsa bu kadrosununun takviyeye ihtiyacı var.
Benim hoşuma giden, Beşiktaş çok kötü durumdayken yönetimde sallantı olmadı. Yoksa bu durumlarda istifalar olur, çatlak sesler çıkardı, bunlar yaşanmadı. Bu da çok önemli bir unsur. Sorun hiçbir kulüpte bitmez, ama cezalılar, antrenörün takımı tanımaması, sahada teknik direktörün taktiğini beğenmeyenlerin olması Beşiktaş için eksi faktörler.
Galatasaray’ın sırrı
Taraftar ateşledi
* Galatasaray bu sezon iyi bir çizgi yakaladı. Hagi bunu nasıl başardı?
Hagi’nin bu başarısının ardında seyirci yatıyor. Takım içinde kaynamalar çatlak sesler varken, ip Hagi’nin boynundayken, taraftar ‘Ben Hagi’yi seviyorum’ diye haykırdı. Kimseye yapmadığı tezahüratı Hagi’ye yaptı. Başta futbolcular herkes bu sese kulak verdi. Yöneticiler de destek olmaya başladı. Kulübün para durumu düzeldi. Galibiyetler de gelmeye başlayınca, takımda kenetlenme çabuk oldu.
Hagi iyi bir savunma bloğu kurdu. Savunması rakibe kolay gol pozisyonu vermiyor, iyi mücadele ediyor. Orta saha da iyi oluşuyor. Sağ bekteki Cihan bundan önce emanet gibi oynuyordu, şimdi orta sahaya yönelik meziyetlerini de kullanmaya başladı. Gerisi gedik vermemeye başladı, Ergün, Hakan Ünsal düzeldiler. Baliç morallendi. Gol de atıyorlar. G.Saray kendine geldi ve daha da iyi olacak. G.Saray kötü oynasa da 5-6 puan geride de olsa yine yarıştadır.