ZİCO dün sahaya garip bir takım çıkardı. Özel maçlarda yaparsın o ayrı. Ancak, lig maçlarında böyle deneme olmaz. Yanlış olmasına rağmen, tavşan sopaya çarptı. Bir yönden iyi de yapmış.
İlk maçı 2-0 kaybetmişsin, ardından böyle bir takımı sahaya sürüyorsun. Dün ilk 11’e baktım, ilk maçta başlayanların hiçbiri yoktu. İki takım arasında ne fark var? Aslar geriye doğru oynuyor, yan pas yapıyor. Yeniler daha çabuk ve ileriye doğru oynuyor. Mükemmel bir Kemal, mükemmel bir Selçuk seyrettim. Hepsinin üstünde, Kezman’dan üç gömlek daha iyi oynayan bir Semih. Topu kazanıyor, kaçıyor, pas veriyor, gol atıyor, attırıyor... Kezman’ın bir senede yapamadığını adam bir maçta yaptı.
Seyircinin de hoşuna gitmiş olacak ki, destekliyor. Çünkü, takım ileri oynuyor. Seyirciyi uyutmuyorlar, kazanmak için mücadele ediyorlar. Böyle bir oyun, insanın hoşuna gidiyor.
Sadece Selçuk!
Ustalar, kasılmaktan, geriye oynamaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Artı bir de yeniler kendilerini göstermek, gerekli şansı veren hocalarını mahcup etmemek istiyorlardı. Mücadele ediyorlar, topu da iyi kullanıyorlar. Bir tek Selçuk vardı, geriye oynayan.
Santrforun arkasında oynayan Kemal, ne kadar kaliteli bir kumaş olduğunu gösterdi. Gollük şutlar attı, pas verdi, topu oyuna çabuk soktu. Kondisyon olarak diri olması, Kemal’in ne kadar hırslı ve istekli olduğunu gösteriyor. F.Baçe’nin orta sahasında oynayan oyuncuları da çok beğendim. Rakip geri çekilip pas hatası yapsın, biz de topu kapalım diye beklemediler. İkili mücadeleye girip rakibe pas yaptırmadılar. Bundan dolayı da kalelerinde pozisyon görmediler. Orta saha mücadeleye girdiği vakit topa hakim oluyorsun ve çok çabuk da ileri çıkıyorsun.