Bu acıyı çekeceksin

Fenerbahçe kötü oynuyor. Yıldızların isimleri var kendileri yok. Kulübeye bakıyorsun, sahaya sürebileceğin 1 adam var. Onlara şans vermemişsin. Sonra Daum çıkıyor, "Acı çekiyoruz" diyor. O zaman çekeceksin bu acıyı.

* Daum, ligde takipçi konumuna geçmenin takım üzerinde "Asıl işimiz şimdi başlıyor" düşüncesiyle farklı bir hava yaratacağına inanıyor. Buna katılıyor musunuz?

Liderin
takipçisiyiz diyerek daha mı moralliyiz demek istiyor. 3 senedir kötü oynuyor F.Bahçe ve bunun 2 senesinde şampiyon oldu. Ama nasıl, seyirciye zevk vermeden, rahatsız edecek şekilde kötü oynayarak. Bir futbol takımı seyirciye de keyif verebilmeli. Seyirci stada keyifsiz gelmemeli. "Benim takımım iyi oynuyor" diye gurur duymalı. Bunu beceremedi Daum. İyi veya kötü antrenör diye tartışmıyorum, beni ilgilendirmiyor da. Beni ilgilendiren F.Bahçe’nin oynadığı oyun.

Kayseri’de kötü futbol oynadı ve yenildi ki, her şeye rağmen maçı kazanabilirdi de. Şanssızdı F.Bahçe, doğrudur, ama 70 dakika vurdumduymaz oynanmaz. 70 dakika mücadeleye girmeyen, yavaş oynayan, forvete top veremeyen, devamlı geri dönen, rakibin top kaptırmasını bekleyen bir takım görünümündeydi F.Bahçe. Nobre’nin oyunun başında kaçırdığı bir gol var, bir santrfor böyle bir gol kaçırır mı?

Demek oynayabiliyor

Anelka
geriye top almaya gelmez. Nobre’nin çalışması bir işe yaramıyor. Süratli değil, top kontrolü yok, her darbede yıkılıyor. Boşa kendini yoruyor. Alex benim yerim 5 metre kare, onun dışına adım atmam diyor.

Gerçi dün Kayseri’de biraz daha hareketliydi. Luciano hiçbir ikili mücadeleye girmeyen, kendini saklayan biri. Önder hem rakibi, hem Luciano’yu kontrol ediyor, işi bu yüzden zor.

Bütün bunların yanında son 20 dakika F.Bahçe, Kayseri’de F.Bahçe gibi oynamaya başladı. Topa sahip olup yönlendirmeye, ikili mücadeleye girmeye başladılar. Çabuk oynamaya başladılar. Tuncay 2 tane kaleciyle karşı karşıya gol kaçırdı. Demek F.Bahçe böyle oynayabiliyor, peki bunu maçı başından itibaren neden oynamaz?

Sadece isimleri var

İlk yarı Rüştü’nün kurtardığı toplar var. Nobre’ninki dışında pozisyonlar hep rakibin. İkinci yarıda Volkan oyuna girer girmez Gökhan’ın bir şutunu kurtardı. F.Bahçe şampiyonluğa giden takım, yıldızları var diyorsun, yok o yıldızlar. İsimleri var, kendileri yok. Yıldız dediğin oyuncu maça ağırlığını koyar. Anelka’yı bir kenara bırakıyorum, çünkü o ileride kendine top atılmasını bekliyor. Atarlarsa koşuyor, o da nadir atılıyor.

Aurelio topu alıyor, yarım saatte veriyor. Ümit aynı, Serkan aynı... F.Bahçe rakibi karşısında topu ileri götüremeyince de geri dönüyor. Böyle oynamamalı. Kenara, kulübeye bakıyorsun. Oyuna sokacağın bir tane adam var, Semih. Diğerlerini oynatmamışsın, şans bile vermemişsin. Onlar için özel maçlar bile yapmamışsın.

Daum sonra da diyor ki, "Acı çekiyoruz." O zaman çekeceksin bu acıyı kardeşim. Daum’un dediği gibi takipçi olmak takıma nasıl yansır bunu sahada göreceğiz. Daha gayretli olacak diyor, belki... Ama moralsiz bir gayret olacak bence ki, bu da çok tehlikeli.

Alex hayal kırıklığı

* Fenerbahçe’de bu sezon hayal kırıklığı yaratan biri ya da birileri var mı?

F.Bahçe
’de hayal kırıklığı yaratan en başta Alex. Böyle olmaması lazım. İlk geldiği gibi değil. İlk geldiğinde çok fazla koşmasa da hareketliydi. Ümit ile Serkan’da bir düşüş var. Aurelio ligde birinci devrenin ortalarından itibaren devamlı geriye dönmeye başladı. Bazı maçlarda ileri gidip güzel goller atmıştı.

Türkiye garip bir ülke... Soldan 25 metreden frikik atılıyor, itiş kakış arasında birisi kafayı vuruyor, "Alex asist yaptı" deniyor. Asist dediğin şey İbrahim Üzülmez’in Gökhan Güleç’e verdiği gibi gol pası. Bunun bir tanesini Alex yaptı mı? Alex oralarda değil. Değerlendirmelerimizi de yanlış yapıyoruz. Bunu TV’deki adam da yapıyor. Kenar topları tabii tehlikeli, ama asist değil.

F.Bahçe’nin oyun mantalitesinde ve fiziğinde de düşüş var gibi. Oynamıyorlar, yürüyorlar, son dakikalarda mücadele etmeye başlıyorlar. F.Bahçe oyun başladığı andan itibaren mücadele eder, süratli ikili mücadeleye giren bir takımdır.

Bunları yapamazsan takım olamazsın, ya da sıradan takım olursun. Fenerbahçe sıradan takım gibi oynuyor.

G.Saray moral ve sempati kazandı

* Galatasaray 2 puan öne geçti, bu şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj diyebilir miyiz?

Tabii
ki önemli avantaj. Bu avantajın yanında bir de moral kazandı. Hem de iki misli. Büyük yokluklar içinde öne geçti. Düşünsenize, böyle ortamda futbolcuların kendilerine daha bir güveni gelmez mi? Artı bir de futbol kamuoyunun sempatisini kazandılar. 2 puan fark da az değil. Averaj hesapları önemli.

Fenerbahçe birara 6 puan fark yapmıştı, sonra 4’e inip öyle seyretmişti. Sonra bir anda o fark eridi. Her türlü imkana sahip olmasına rağmen Fenerbahçe, 5 haftada 10 puan kaybetti. Fenerbahçe ligde ikinci yarıya nasıl hazırlandıysa, farkı bir anda tüketti. Bu şampiyonluğa giden, yıldızları olan bir takımda olmaması gereken bir şey.

Bir de şu faktör var, 1-2 maçta F.Bahçe lehine hakem hatası denk gelince, sarı lacivertliler aleyhine büyük kampanya başladı. Bundan yönetim de futbolcular da rahatsız oldu. Şimdi F.Bahçe büyük kulüpse, içinde bulunduğu bu durumu çabuk atlatır.

Şunun altını çizmeliyim... F.Bahçe kötü oyunundan dolayı eleştiriliyor ki bunu yapanlar, bu işi bilenler, anlayanlar. Bu F.Bahçe’ye bir ihtardır, öneridir. Şunlar yanlış yapılıyor, düzeltin deniyor. F.Bahçe’yi berbat oynarken övenler var. Bunlar da F.Bahçeli geçinen ve en kötülüğü yapanlar. Hatalar söylenecek ki, düzeltilsin.

F.Bahçe baskı altında

* Ligdeki son tablo yarınki Türkiye Kupası randevusuna nasıl yansır, olası bir yenilgide başkan Aziz Yıldırım, Daum’a desteğini sürdürür mü?

Aziz Yıldırım’ın ne yapacağını bilmiyorum, ama bu kadar kötü oyuna rağmen "Ben antrenörün arkasındayım" diyorsa, herhalde devam edecektir. Beyanatı var, diyor ki "Ben iyi oyunla ilgilenmiyorum, maçı kazansın yeter. Şampiyon olayım yeter." Ama mücadele iyi oyunu getirir. F.Bahçe hem mücadele etmiyor, hem de kötü oynuyor. Yıldırım bunu göremiyor. Benim anlamadığım bir nokta daha var; kimse "Daum gitsin" demiyor ki... Hatalı, oyunu okuyamıyor, yanlış oyuncular değiştiriyor, yedekleri hazırlayamıyor. Herkes bunu söylüyor, kimse "kov" demiyor. Hataları gösteriyor. Ama bu uyarılar, kovulma olarak algılanıyor.

Şimdi F.Bahçe, Kayseri’deki yenilginin ruh halini üzerinden atamazsa bu, G.Saray ile oynanacak kupa maçına da yansır. F.Bahçe bir de G.Saray’a yenilirsem düşüncesiyle sahaya çıkacak. Karşısında da G.Saray gibi zorluklarla mücadele ederek liderliğe yükselmiş bir takım var. Daha moralliler. Sorun burada.

Fenerbahçe’nin işi zor

* Anelka Fransa Milli Takımı’nda parlıyor, ama Fenerbahçe’de bekleneni veremiyor neden?

Fransa
Milli Takımı’nda topu hızlı atan, nereye atacağını bilen oyuncular var. Fenerbahçe’de ise topu atamayan, sürekli geriye oynayan oyuncular. Bu durumda Anelka nasıl oynayacak? İnsanüstü biri olması, geriye gelip topları alması lazım. F.Bahçeli futbolcular hala onun yeteneklerini anlamış değiller.

Geçen sene yazdık bunları, Nobre ile Luciano’yu gönderin dedik. Nobre’nin yetenekleri sınırlı, Luciano iyi futbol oynayamaz, defansında gedik verir dedik. Aman Alex rahatsız olmasın diye ilk imzayı onlarla attılar.

Bu kafayla böyle olur. Bütün bunları kenara bıraktık, hadi bu normalde idare eder dedik, ama işler kritik bir hal aldı. F.Bahçe can pazarındaki takımlarla oynuyor. Hadi Kayseri üçüncü. Ankaraspor’a yeniliyorsun adam çırpınıyor. G.Saray, Trabzon haricinde F.Bahçe’nin hemen hemen çoğu rakibi kümede kalma mücadelesinde.

En büyük başkan

* Aziz Yıldırım tek aday olarak girdiği kongrede bugüne kadarki en yüksek oyunu alarak 7. kez başkanlığa seçildi. Bu konudaki yorumunuz...

Aziz Yıldırım’
ın zaten rakibi yoktu. Keşke bir rakibi çıksa. Ama bir gerçek var, Yıldırım F.Bahçe’de Daum konusundaki inadına rağmen muhteşem şeyler yaptı. Bence gelmiş geçmiş en büyük başkan. Herkes bir şeyler yapmıştır, ama Yıldırım şu anda tartışmasız. Para işini anlamam ama tesisleşme ve kulüpte yerleştirdiği sistemle kim gelirse gelsin onun eline su dökemez, bu da bir gerçek.

Benim bir tek isteğim var başkandan, Fenerbahçe başkanı dediğin zaman bütün camianın başkanıdır. Sadece yönetimi değil, bütün camiayı kucaklamalı.
Yazarın Tüm Yazıları