Böyle konuşamazsın

* Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in, "Ligde Galatasaray şampiyon olsun" beyanatının ardından Galatasaray Başkan Yardımcısı Adnan Polat, "Kupayı Beşiktaş alsın" dedi. Ardından bu ikili, eşleriyle birlikte yemekte bir araya geldi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İKİ kulübün başkanlarının, yöneticilerinin bir araya gelmeleri ve yemek yemeleri normal. Burada anormal olan şey; gerek Yıldırım Demirören'in ve gerekse Adnan Polat'ın Fenerbahçe'ye karşı hissettiklerini apaçık söylemeleri. Biri diyor ki, "Ligi Galatasaray alsın", öbürü diyor ki, "Kupayı Beşiktaş alsın." Böyle şey olmaz. Fenerbahçe'yi sevmiyor olabilirsin, hatta düşman olabilirsin -ki ben öyle olduğunu zannetmiyorum- ama Beşiktaş veya Galatasaray'ın yöneticisiysen, "Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemiyorum" diye beyanat veremezsin. Her şey bilinir ama her şey söylenmez. Yıldırım Demirören ve Adnan Polat böyle yaparak düşmanlığı körüklüyorlar. Şimdi kalkıp ikisi de Fair Play'den falan bahsetmesin. Fenerbahçe'yi suçlamakla ne iyi Galatasaraylı olabilirsin, ne de iyi Beşiktaşlı. Rakip rakiptir. Çıkarsın sahaya, centilmenlik sınırlarını aşmadan elinden gelen mücadeleyi verirsin. Beşiktaş ve Galatasaray gibi iki büyük kulübün yöneticilerine böyle şeyler yakışmıyor. Yıldırım Demirören ve Adnan Polat'ın yaptıkları son derece çirkin.

Demirören ve Polat böyle yapmakla kendi futbolcularını da töhmet altında bırakıyorlar. Şimdi düşünün, Beşiktaş ve Galatasaray pazar günü ligde maç yapacak. O gün Beşiktaş'tan herhangi bir futbolcu kötü oynayabilir, hatta kendi kalesine gol de atabilir. O zaman Beşiktaşlı taraftarlar veya Fenerliler neler diyecek, tahmin edebiliyor musunuz? Beşiktaş taraftarı, Yıldırım Demirören ve Adnan Polat'ın bu beyanatlarından sonra takımlarından daha iyi futbol bekler. Böyle bir ortamda bir oyuncusu böyle kötü oynarsa da tüyleri diken diken olur. O hatayı yapan futbolcu bir daha Beşiktaş forması giyemez. Taraftar o futbolcuyu asla affetmez.

Kulüp yöneticiliği yapan insanlar birazcık da olsa aklı başında konuşacak. Sen rakip bir kulübe ne kadar düşman da olsan böyle konuşamazsın.

Bu kin niye?

TRABZONSPOR enteresan bir takım. Taraftarı daha da enteresan... Fenerbahçe'yi düşman gibi görüyorlar. Trabzon'da, olay çıkmayan bir Trabzonspor-Fenerbahçe maçı oynandığını hiç hatırlamıyorum. Her maçta Fenerbahçeli futbolcuları, taraftarları taşlamalar, küfürler, hakaretler... Bu düşmanlık, bu kin niye, anlamak mümkün değil.

Cumartesi günkü maçta seyirciyi galeyana getirecek herhangi bir olay da olmadı. İki takımın futbolcuları sahada son derece centilmence mücadele ettiler. Ama buna rağmen Fenerbahçeliler'e birçok kez saldırıda bulunuldu. Yazık, gerçekten çok yazık.

Halilhodziç korkuyor

BU noktada Halilhodziç'e şunu sormak istiyorum; "O bahsettiğin dört forvet oyuncusu kim? Fatih Tekke, Gökdeniz, Szymkowiak ve Yattara mı?"

Szymkowiak ideal bir orta saha oyuncusu. Yerine göre forvete destek veriyor. Gökdeniz de aynı şekilde, daha çok orta sahada dolaşan ve geriden süratle ileriye kaçan bir futbolcu. Geriye ne kaldı; Yattara ve Fatih Tekke.

Yattara da forvetten ziyade kanat oyuncusu. Onun işi sağ kanatta gidip gelmek. Dolayısıyla forvet sayılacak bir tek Fatih Tekke kalıyor geriye. Bence Halilhodziç Fenerbahçe'den korktuğu için Yattara'yı oynatmadı. Onun bütün amacı orta sahayı kalabalık tutup, hiç olmazsa beraberlik almaktı.

Yattara oynasaydı böyle olmazdı

Eğer Yattara en baştan oynasaydı, ne Ümit Özat, ne de Tuncay sol kanatta öyle rahat oynayabilirdi. Ümit maç boyunca en az 10-12 defa ileri çıkıp, orta yaptı. Yattara olsaydı böyle yapabilir miydi?

Halilhodziç ile ilgili bir konu daha var ki, o da çok önemli... Gelecek sezon takımda kalıp kalmayacağına hala karar verememiş. Bunca zamandır Trabzon'dasın. Kulüp ve camia hakkında yeterli miktarda bilgi sahibi olmuşsun. Hala niye karar veremiyorsun, anlamak mümkün değil. Ne yapacaksa yap, ama lütfen bir an önce yap.

Daum yanlış yapmamalı

FENERBAHÇE ile Beşiktaş'ın birbirleriyle oynadığı her maç zordur. Hele hele oynanan maç böyle final ise zorluk derecesi bir kat daha artar.

Bu maçta iki takımın kalecilerinin göstereceği performans çok önemli. Oyunun kaderini büyük ölçüde kaleciler belirleyecek. Ondan sonra golcüler ve orta saha oyuncuları geliyor. Eğer Fenerbahçe, orta sahayı düzgün kurarsa kazanma şansı daha yüksek olur. Daum'un orta sahanın göbeğindeki Aurelio-Appiah ikilisini bozmaması lazım. Ama Trabzonspor maçının büyük bölümünde olduğu gibi Appiah'ı sağ kanada çekmek gibi bir saçmalık yaparsa, o zaman Fener'in işi zorlaşır. Aurelio ve Appiah, çok çabuk ve mücadeleci futbolcular. Ayrıca topu da iyi kullanıyorlar. Bu ikisi yan yana oynadığı zaman defansta gedik verilmiyor. Bunların yanına bir de Tuncay'ı koyun. Her ne kadar son Trabzonspor maçında iyi değilse de, Tuncay çok koşan, mücadele eden ve sürpriz goller atan bir oyuncu.

Ve bir de Ümit Özat'ın performansı önemli tabii ki. Trabzonspor maçında harika oynayan bu futbolcu, kupa finalinde de aynı derecede etkili olursa, Fener kazanmaya daha yakın olur. Zaten Ümit Özat bana göre bu sezonun Appiah ve Aurelio ile birlikte en yararlı futbolcularından biri.

Söz kupadan açılmışken, şampiyonluk maçının lig bitmeden oynatılmasını tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Böyle önemli bir maçı neden araya sokuştururlar, anlamıyorum. Şu zamanda değil de, lig bittikten sonra oynatsanız iki takım da sahaya rahat çıkar.

Daha şampiyon olmadı

FENERBAHÇE'nin şimdiden şampiyon ilan edilmesi çok yanlış. Bu haftaki Erciyesspor maçı çok zor, çünkü seyircisiz oynanacak. Taraftar Fenerbahçe'nin gücünün yüzde 40'ı. Artı, bu maçın neticesi ne olursa olsun son hafta gidilecek bir Denizli deplasmanı var ki, o hepsinden zor. Eğer Denizlispor'un kümede kalma şansı o maçta alacağı sonuca bağlı olursa, Fenerbahçe'nin işi çok ama çok zor olur. Kolay değil, sen şampiyonluk kovalıyorsan, öbür taraf da kümede kalmaya çalışıyor. Bu bakımdan, lig bitmeden ahkam kesmenin manası yok.

Galatasaray tebrik edilmeli

* Galatasaray eğer şampiyon olamazsa, başarılı olmuş sayılabilir mi?

GALATASARAY, bana göre bu sezon müthiş muvaffak olmuş bir takım. Para yok, pul yok, boş laf çok... Buna rağmen buralara geliyorlarsa tebrik etmek lazım. Başka kulüp veya oyuncular bunu başarabilir mi, bilemiyorum.