Beşiktaş değişecek

* Beşiktaş, şu anki kadrosuyla Şampiyonlar Ligi için nasıl bir görüntü veriyor? Kaleci Cordoba'nın durumu belli değil.

Geri üçlüsü veya dörtlüsü, fevkalade oturaklı. Eğer Cordoba ile de anlaşırlarsa mükemmel bir savunması var. Ancak Beşiktaş'ın orta sahası iyi değil. Oyunu yönlendiremiyor, ağırlığını koyamıyor. Rakip takım üstünde becerisini, zekasını ve özelliğini hissettiremiyor.

Bu mevkiidekiler iyi oynadığında kenar adamları da iyi oynar. Beşiktaş diyor ki, ‘‘Benim kenar adamlarım yok.’’ Belki kenar adamları yok, ama bütün iş oyunu yönlendiren, onları oynatan orta sahanın becerisidir.

Uzun santrfor şart

Hava topunda, Nouma gibi uzun boylu bir santrfora ihtiyaç var. Çünkü ne İlhan, ne Ahmet Dursun hava toplarına hakim oyuncular değiller.

Pancu konusu da var. Orta saha mı, ileri uç oyuncusu mudur belli değil? Aslında komple bir oyuncu da, bir türlü yerini bulamadı. Santrfor diye alındı, orta sahaya çekildi. Pancu'nun da yeri artık belirlensin, o da oynayacağı yeri bilsin. Böylece randımanı da artar. İleri uçta oynarken daha verimliydi. Orta sahada biraz yoruluyormuş gibi geliyor.

Sergen bu takımın süperstarı, ne var ki, biraz kilo verip, takımla daha haşır neşir olması lazım. Her futbolcu disipline uymaya mecburdur. Şampiyonluğa giderken bazı disiplinsizlikler kapatıldı. Bunlar normalmiş gibi gösterildi. Ama bu sorun çözülmezse önümüzdeki sene çok sıkıntı verir.

100. yılda şampiyon olmak büyük bir keyif ve onur. Ama şimdi Şampiyonlar Ligi var. Böylece büyük bir maddi güç elde edilecek, transferi iyi yapmak lazım.

Disiplin sorunu

Orta saha ve forvete 2-3 transfer yapılırsa, Lucescu
da Avrupa'da nasıl oynayacağını iyi biliyor, başarı elde edebilirler. Tabii bütün iş oyuncuları iyi seçebilmekte. Yoksa Beşiktaş'ın genç ve iyi iş yapan yönetimi var. Menajeri Sinan Engin de takımın herşeyini biliyor.

Şimdi önümüzdeki sezon sorumlulukları daha da artacak. Oturmuş bir kadro ile şampiyonluğu korumak isteyecektir. Şampiyonlar Ligi'nde alacağı galibiyetler, kulüp yanında Türk futbolunu da yukarı taşıyacak ve maddi gelir sağlayacak. Beşiktaş'ın mali açıdan çehresi değişecek. Önümüzdeki sezon daha iyi hazırlanmış ve farklı bir Beşiktaş izleyeceğimize inanıyorum.

Milliler için yanlış zaman

* Milli Takımımız’ın önünde Slovakya ve Makedonya var. Avrupa Şampiyonası için kilit maçlar öncesi Milli Takımımız’ı değerlendirir misiniz? Artı ve eksileri neler?

Milli
Takımımız yenilir veya yener, iyi veya kötü oynar, bunlar doğal. Ancak beni rahatsız eden, bu maçları zamansız oynuyoruz. Çünkü lig bitmiş, futbolcular rehavete kapılma döneminde. Yaz tatilini nerede, nasıl geçireceğini düşünüyor. Kimisi evlilik hazırlığında. Kimisi transferi düşünüyor. Yani kafaların karışık olduğu bir dönem.

Futbolcular bu ruh haline girmişken, kritik maçlar oynayacağız. Bu maçları 1 ay önce oynasak her şey daha farklı olurdu. Yani fikstür hazırlanırken, yanlış yapılmış. Çünkü bu işi baştan düşünmek gerekir. Türkiye'de ligin biteceği tarih biliniyor. Bu maçlar daha önceki tarihlere alınamaz mıydı. Şimdi bunun sancılarını yaşayacağız.

Ayrıca bizim bir özelliğimiz de var; 2 maç kazandık mı, kendimizi dünyanın en iyi takımı sanıyoruz. Dünya üçüncüsü olduk, Brezilya'yı bile kendimize rakip görmemeye başladık. Herşeyi çok abartıyoruz.

Polemikler bitsin

Son dönemde gündeme getirilen Şenol Güneş polemiklerinin de bitmesi gerekiyor. Adam milli takımın antrenörü. İyiymiş kötüymüş, başka yerde iş bulurmuş bulamazmış, bunlar kötü ve çirkin söylemler. Bu polemikler yüzünden milli takım antrenörü sinir içinde olmamalı.

Futbolcularımız rehavet içinde olmamalı. Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, milli takımı kendi takımı olarak görmemeli, çünkü bu Türkiye'nin takımı. Belki Ulusoy da iyi niyetli, ama başkanlığın nasıl yapılacağının farkında değil.

Bütün bu olaylarla muhatap bile olmaz başkan. Ama bizim başkan teknik direktör gibi ve yanlış yapıyor. Başkan kendi misafirlerini, tiyatrocuları, şarkıcıları maça davet ediyor. Onlar da milli takımın otelinde kalıyorlar. Bu da milli takımın konsantrasyonunu bozuyor. İngiltere'de öyle oldu. Yani şöyle dört dörtlük bir yere gidemiyoruz. Bizim için çok önemli olan şu Slovakya maçına da ciddi hazırlanma fırsatı bulamadık.

Maçın tarih seçimini yanlış yaptık. Gariplikler içinde gidiyoruz. Deplasmandaki Slovakya maçı çok tehlikeli. O maçı kaybedersek, evimizdeki Makedonya maçı da tehlikeye girer.

Çok zor olacak

Bütün iş, iyi bir takım kurmakta ve iyi motive etmekte yatıyor, ama çok az zamanımız var. İnşallah korktuklarım başımıza gelmez de çok özveriyle oynarlar. Ama zor olacak, eğer biz ‘‘İngiltere'yi yeneriz’’ de olduğu gibi rakibi küçük görerek gidersek başımıza kötü şeyler gelir. İnşallah o maçtan ders almışlardır.

Ders alınmıştır

* F.Bahçe'yi değerlendirip, geleceğe yönelik beklentilerinizi sıralar mısınız? UEFA'ya katılmamak F.Bahçe için ne ifade ediyor?

F
.Bahçe'nin bu sezonki durumuna bakıp, kimse gelecek sezon da böyle olacağını, acemi futbolcular ve antrenörün başında olacağını düşünmesin. Yönetimin böyle yapacağını zannetmiyorum, böyle de olmaması lazım. F.Bahçe 1-2 kez bu duruma düşmüştür, buna da layık değildir. Maalesef bütün uyarılarımıza rağmen yaptıkları hatalardan dönmediler ve sonuç ortada. Şimdi yaşananlardan sonra hatalarından ders almışlardır diye düşünüyorum.

Fenerbahçe geç kalmadı

Ben antrenör konusunda bugüne kadar aceleci davranılmamasından rahatsızlık duymadım, çünkü iyi antrenörler konusunda gelişmeler olabilirdi. Antrenör kadar önemli konu iyi futbolcuların alınması. Artık camia da birleşmeli. Bu kadar eleştiri ve birbirini hırpalamanın kimseye faydası yok. Yıpratanlara da faydası olmuyor. Çünkü F.Bahçe kötü olunca, onlar da kötü oluyor. Bütün iş bugüne kadar yanlış yapılan tercihlerde doğrunun bulunması.

F.Bahçe'nin UEFA Kupası'na gidememesi dünyanın sonu değil. Zaten 1 ay sonra maçlar başlıyor, yeterince hazırlanma fırsatı bulamayacaktı. Önemli olan ligde şampiyon olup, Avrupa'ya sağlam gitmesi. Yeni oluşturulacak bir takımın UEFA'ya gittiğini farzetsek, kadrosu oturmadan zaten başarı elde edemezdi. Belki gitseydi iyi olur, camia heyecan kazanırdı, iyi transferlerle tur atlayıp moral de bulurdu, ama olmadı.

Hakemlerin hışmı

Aslında F.Bahçe geçtiğimiz sezon bazı maçlarda haksız yenilgiler aldı. Bursa'da gol attı, verilmedi. Son maçta penaltısı verilmedi. Hakemlerin hışmına da uğradı. Hakemler belki iyi niyetliydi, belki kötü bunun hakkında bir şey söyleyemem, ama en az 3 maçında hatalı kararlar verdiler.

F.Bahçe iyi takım kurup, iyi bir antrenörü başına getirdiğinde, o stat maçlardan 5 saat önce dolar, her yer birbirine girer. Taraftar iyi bir F.Bahçe gördü mü, coşar. O zaman hakemler de, federasyon da F.Bahçe ile istediği gibi oynayamaz.
Yazarın Tüm Yazıları