Avrupa’da başka oynuyor

Gökhan’ın yokluğunda, Önder’e şans verecek olan ve Maldonado’yu yine ilk 11’de düşünen Zico, sakatlığı geçen Carlos’u Chelsea sönünde sahaya sürmeli mi?

KARARI verecek olan Zico’dur. Futbolcularıyla bire bir yaşayan, onların en son halini bilen kendisi. Takımını sahaya nasıl çıkaracak, taktiği ve tertibi nasıl olacak, kime karşı ne önlem düşünüyor. Bunların hepsi Zico’nun kafasında.

Roberto Carlos, uzun süredir yok. Vederson ile Uğur Boral ikilisi haftalardır uyum içinde oynuyorlar ve başarılı da oldular. Beşiktaş maçında ikisinde de düşüş gördüm. Uğur’un zaten hafif bir de sakatlığı var. Carlos, tam olarak hazır değilse zaten Zico bu ikiliyi sahaya sürer. Ama, sambacı oynayacak durumdaysa tartışmasız kalitesiyle o maç eksiği açığını kapatır. Fizik olarak güçlü ve çabuk bir oyuncu.

Gökhan’ın yokluğunda forma şansı bulacak olan Önder’in önemli maç eksiği var. Sezonun büyük bölümünde yedek kulübesinde oturdu. Bu, Fenerbahçe adına handikap olabilir. Başka bir anlamda da Gökhan’ın yerine Önder’in oynaması şöyle bir avantaj olacaktır. İngilizlere karşı hava toplarına hakimsen, ayakta kalırsın. Önder de boy avantajıyla, Gökhan’a göre daha yararlı olabilir. Ama genç oyuncunun şu anki psikolojisi de çarşamba akşamki durumunda etki sağlar.

Silahları, yan top

İngiliz takımlarına karşı oynarken sağlam kalacaksın. Kalecin, yan topları alacak, çizgide kalmayacak, oyunu hep izleyecek ve mükemmel olacak. Orta sahan çabuk ve kontrollü olursa ve hızlı hücuma kalkarsan, Chelsea’ye kafa tutarsın.

Kanatları çok iyi kullanıyorlar. Bu zaten İngilizlerin en büyük özelliği. Defans yan toplarda dikkatli olmak zorunda. Yoksa, bir anlık hatayı affetmezler. Chelsea, belki Sevilla’dan daha enerjik fakat onun kalitesinde ve becerisinde bir takım değil. Fenerbahçe, burada Anderlecht, İnter, PSV Eindhoven, CSKA Moskova ve Sevilla’yı yendi. Chelsea’yi neden yenmesin? Dize gelmeyecek bir takım değiller.

Kadıköy’de boyun eğmeyen bir takım Fenerbahçe. Seyirci desteğini de arkasına aldığında çok daha güçlü oluyor. Avrupa’da da bambaşka oynuyorlar bu sezon. Topu yere indiriyorlar, ayağa pas yapıyorlar ve hızlı hücuma çıkıyorlar. İleriye oynuyorlar, rakip kim olursa olsun.

Şükrü Saracoğlu’nda, muhteşem taraftar desteğiyle Fenerbahçe’yi, Chelsea’ye karşı avantajlı görüyorum.

Müthiş işlerine yenisini ekledi

Feldkamp’ın, Servet’i ön libero Mehmet Topal’ı kanatta oynatmasının mantığı sizce neydi?

KALLİ
’yi anlamak zor. Zaten ben sezon başından beri çözemiyorum onu. Kafasına esiyor, takım üzerinde bazı değişiklikler yaparak, "Ben böyle oynatırım, böyle yaparım" havasında Galatasaray’a ihanet ediyor. Ona o kadar biat edilmiş ki, "Kalli, müthiş işler yapıyor" diyorlar. Türkiye’de bu hep böyledir. Kazanınca, yenince zaten müthiş olursun.

Galibiyeti kaçıran taraf Gaziantepspor. Bir puan Galatasaray için çok iyi. Sevinmesi lazım bu maçtan puanla ayrıldığı için.

Servet Çetin her yerde oynar, bir tek ön liberoda oynayamaz. Barış’ı oynat. Niçin, futbolcuların yerlerini değiştirerek fantazilere kaçıyorsun? Sonra da maç bitiminde, "Bir daha bu 11’le sahaya çıkmam" diyerek hatanı kabul ediyorsun.

Galatasaray, golü bulamadığı zaman kötü. Lincoln işi iyice bırakmış. Umursadığı yok. Misafir sanatçı gibi sahada öyle dolaşıyor. Galatasaray, ondan beklediğini bulamadı. Kalitesi de var ama olmadı.

Kalli’nin önümüzdeki sezon için hoca seçiminde söz sahibi olduğu söyleniyor. Şu bir gerçek ki, yöneticilerden daha iyi bir hoca seçer. Ama, kendisinin askeri olarak bir teknik adam gelecekse Galatasaray’a, sarı kırmızılılar bundan daha iyi olmaz. Vatandaş ısrarı da var Kalli’nin. Ama, ona karşı çıkacak ve "Bu yanlış, bu da doğru" diyecek bir Alman gelecekse takımın başına olur. Kuklaya gerek yok. Kalli’yi takıma fazla karıştırmayacak bir hoca getirmeliler.

Ekibin sezon başındaki hırsı yok. Büyük düşüş içindeler. Kafa ve fizik olarak çok kötüler. Yönetimin de işi kolay olmayacak.

Hak ettikleri yerdeler...

Sivasspor hangi şartlarda şampiyon olur. Bu haftaki Beşiktaş maçı kırmızı beyazlılar için bir dönüm noktası mı?

O
maç sadece Sivasspor için değil, Beşiktaş için de dönüm sınavı. Sivas kazanırsa daha da morallenirler. Beşiktaş yenerse ki henüz şampiyonluk şansları var, yarışa devam ederler. Sivasspor mücadeleci takım. Ekip olarak da iyi anlaşıyorlar.

Birbirlerine yardımlaşarak oynuyorlar. Şampiyonluk olmasa da Devler Ligi iddiaları var. Anadolu’dan böyle bir takımın Üç Büyükler’in arasına girerek yarışta adını duyurması ve son haftaya kadar var olacağını kanıtlaması mutluluk verici.

Sivasspor’da başkanından, teknik direktörüne kadar bir ahenk var. Mecnun Odyakmaz, kendi reklamını yapmayan ve Sivasspor’u çıkarına kullanan bir başkan modeli değil. Bülent Uygun da gereksiz beyanatlar vererek ortamı germiyor. Takımına güvenen bir hoca. Ona, buna sataşmıyor. Her şey onlar için dört dörtlük gidiyor. Hak ettikleri yerdeler. Sonu da iyi olsun. Allah bozmasın.

Kadro tam bir fiyasko!..

Beşiktaş’taki çöküşün sorumlusu yönetim mi, yoksa Ertuğrul Sağlam mı?

BEŞİKTAŞ
’ı yönetenlerin hepsi birlikte suçlu. İdarecilerin ve teknik heyetin aldığı oyuncular, onların zannettiği gibi klas değil. Cisse ve Tello standart oyuncular. Biraz becerili görünen Delgado var. Holosko da boş alan bulursa etkili olabiliyor. İstikrarı yok. Nobre ileride biraz savaşıyor ama onun da gücü ortada. Gordon diye bir adam almışlar, oynamıyor. Büyük paralar harcıyorlar. Kim seçiyor bu isimleri, kim takip ediyor, kim getiriyor, anlamak güç.

Ertuğrul Sağlam ile Sinan Engin arasında sezon başındaki kopukluğun olduğunu sanmıyorum. Şu anda olmasına da imkan yok zaten. Umduklarını bulamamış durumdalar. Önemli olan Beşiktaş’ın başarısı.

Yıldırım Demirören eleştiriliyor. Buna katılmamak mümkün değil. İyi niyetiyle hareket ediyor ama bu işi bilmiyor. Kötü yönetiliyor Beşiktaş. Seçimler kötü yapılıyor. İdari hatalar had safhada. Beşiktaş, bu oyuncularla şampiyonluğa ulaşamaz. Standart ve kapasitesi belli oyuncuları ’star’ diye lanse edemezsiniz. Taraftar da artık uyandı.

Görüyor önündeki malı. Yetersiz yabancılar alıyorlar. Bunlar, büyük bir takımı sırtlayamazlar. Büyük takım oyuncusu büyük olur. Beşiktaş’ta büyük oyuncu yok.

Menajerlerin tavsiyesiyle transfer yapıyorlar. Kazıklanıyorlar. Beşiktaş’ın parasına da, prestijine de, formasına da ismine de her şeyine yazık...
Yazarın Tüm Yazıları