Atın gitsin!

Kemal Dinçer gibi yürekli bir adam çıktı, ‘‘Bu Lorant ile, bu takım gitmez’’ dedi. Ama yönetim inat uğruna onu görevde tutuyor. Yazık oluyor F.Bahçe'ye. Buna artık dur desinler.

FENERBAHÇE, her türlü karışıklığa rağmen yoluna devam ediyor. Ama nasıl? Şampiyonlar Ligi'nde yok, UEFA Kupası'nda yok. Peki niye?

Çünkü Fenerbahçe, bu kupalarda yok olurken, büyük kadro hatalarının cezalarını çekti. Yani bilgisizlik ve beceriksizliğin. Türkiye Kupası, bunların üstüne tam tuz biber ekti. Fenerbahçe, Konya'ya yenilebilir. Bunu bir noktaya kadar doğal karşılayabilirsiniz. Ama ya sahaya konan futbol?

Bırakın sahadaki kötü futbolu, futbolcuların birbirlerine sevgi ve saygıları kalmamış. Zaten soyunma odalarında yaşanan kavgalarla bunlar ortaya çıkıyor.

İşte sorumlular

Bunun sorumlusu kim?

Birinci sorumlu elbetteki Lorant.

İkinci sorumlu ise Lorant'ın arkasındaki yönetim.

Peki, yönetim ne bekliyor? Fenerbahçe'nin küme düşmesini mi? Başarısızlığın tarifi bu mu onlar için.

Fenerbahçe'de bunlar yaşanırken, bir yürekli adam adam çıkıyor ve takımdaki bütün çarpıklıkları açıklıyor, ‘‘Kardeşim, bu Lorant ile bu takım gitmez’’ diyor.

Kemal Dinçer
bu sözleriyle, Fenerbahçe yönetimi ile başkanını rahatsız ediyor ama Fenerbahçe'ye büyük fayda sağlıyor. Dinçer açıklamasında, ‘‘Oğuz ile beraber’’ diyor. Demek ki, birlikte konuşup karar vermişler. Kemal, yüreklice bunu açıklıyor ama Oğuz piyasada yok. Eğer Oğuz Çetin, Fenerbahçe'nin başına gelecek bir antrenör ise, (ki ben yapacağına inanıyorum) gerekli yerde çıkıp konuşmalı. Fenerbahçe yönetimi onu göreve davet eder veya etmez. Ama Oğuz gerekeni yapmalı.

Bu açıklamalarla ortalık karışıyor ama yönetimden yine ses yok. Bundan önce olduğu gibi yine etrafı yumuşatıp barıştırmaya calışıyorlar. Berbat neticelerden daha çok, ‘‘tatsızlık çıkmasın’’ hesabı peşindeler.

Bir türlü gitmiyor!

Lorant
ile yolların ayrılmasını, Fenerbahçe camiası istiyor, anladığım kadarıyla futbolcular istiyor, menajer istiyor, yardımcı antrenörü istiyor, herkes istiyor. Ama Fenerbahçe de bu antrenör gitmiyor.

Neden?

Anlamak mümkün değil. Düşünün gazetelerde boy boy haberler ve böyle bir ortamda Fenerbahçe, Lorant ile Diyarbakır'a gidiyor. Adam işinin başında. Fener onu gönderme yürekliliğini gösteremiyor. Karar verilmiş, devre arasında operasyon yapılacakmış. Tam bir, ‘‘Ne şiş yansın, ne kebap’’ mantığı.

Çiftlik değil!

Eğer Fener, Diyarbakır'ı yenerse, antrenör kalacak. Yenilirse gidecek. Kimse geleceği düşünmüyor. Antrenör sorunu böyle çözülmez. Kesip atarsın. Ondan sonra, kimi getirirsen, getirirsin.

Kısacası, Fenerbahçe'yi kötü duruma sokmak için, idari olarak ne yapılması gerekiyorsa o yapılıyor. Buna artık, ‘‘dur’’ desinler Yazık oluyor, Fenerbahçe sevgisini, saygısını kaybediyor. Niçin? İnat uğruna. Helal olsun size Fener yönetimi.

Ama unutmayın, Fenerbahçe kimsenin çiftliği değil. Kimse kendi egosuna ve kaprisine göre idare edemez bu kulübü. Herkes ayağını denk atsın.
Yazarın Tüm Yazıları