F.Bahçe’nin yeni antrenörü Alman olmasın da kim olursa olsun. Çünkü onlar yeniliğe kapalı, değişiklik yapmayan isimler. Oynadıkları futbola bakarak Brezilyalı ya da Fransız hocayı tercih ederim.
- Fenerbahçe, Daum’la yollarını ayırdı. İlgilendiği hocalardan Scolari, Portekiz’le olan sözleşmesini 2008’e kadar uzattı. Sarı lacivertlilerin yeni hocası kim olmalı?
BİR Alman olmasın da kim olursa olsun. Christoph Daum gibi Alman antrenörlerin çoğu, yeniliğe kapalı, değişiklik yapmayan isimler. Kendi kalıplarının dışını çıkmıyorlar. Ayrıca oyunu da pek iyi okuyamıyorlar. Çoğu kafalarının dikine gidiyor, kurdukları sistemin çok önemli olduğunu zannediyorlar.
Ben, Fenerbahçe’ye bu tip bir antrenörün gelmesini tavsiye etmem. Kaybedilen şampiyonluğun tek sorumlusu olarak Christoph Daum’u gösteriyorum.
Çağdışı futbol
Elindeki oyuncuların kıymetini bilemedi, yanlış yerlerde oynattı. Açık puan farkıyla şampiyon olacak takım, ezeli rakibinin gerisinde kaldı.
Dikkat edin, Alman Milli Takımı da tıpkı F.Bahçe gibi statik oynuyor. Kendi oyun kalıbının dışına çıkmıyor. Bu tür futbol anlayışı çağın dışında kaldı.
Oynadıkları futbola bakarak F.Bahçe’nin yeni hocasının Brezilyalı ya da Fransız olmasını çok isterim. Onlar saha içerisinde değişik varyasyonlar deniyorlar. Futbolcularına özgürlük tanıyor, becerilerinin ortaya çıkmasına katkı sağlıyorlar. Bu durumdan da faydalanan tabii ki takım oluyor. Umarım F.Bahçe bu tip bir antrenörle anlaşmaya varır.
Kavgayı bırakmalı
Hastalığı Aziz Yıldırım’ın dönüşüne engel teşkil etmez. Yalnız, gereksiz polemiklerden uzak durması, o insanlarla tartışmaya girmemesi gerekir.
- Başkanlığa dönüp dönmeyeceği merak konusu olan Aziz Yıldırım’da bu kez sağlık problemi ortaya çıktı. Anjiyo olup, kalp damarına stent takılan Yıldırım’ın sağlık problemleri başkanlığa devam etmesine engel teşkil eder mi?
BENCE engel teşkil etmez. Yalnız Aziz Yıldırım’ın daha sakin olması, sinirlenmemesi şartıyla. Aziz Yıldırım işine iyi organize olmuş bir başkan. Bugüne kadar büyük işler yaptı Fenerbahçe’de. Ben, görevine yeniden dönmesinden yanayım ve döneceğine de inanıyorum.
Herkesle kavga etmeye, Türk futbolunu idare etme çabası içerisine girmeye devam ederse bu, kendisinin de Fenerbahçe’nin de aleyhine olur. Aziz Yıldırım bir sürü insanı muhatap almamalı ve sinirlenmemeli. Bunlara gerek yok. O, bugüne kadar büyük işler yaptı. Şimdiye kadar bırakın F.Bahçe’yi başka kulüplerde hangi başkan Yıldırım’ın yaptığını yapabildi? Aziz Yıldırım’ın gereksiz polemiklerden uzak durması, o insanlarla muhatap olmaması gerekir.
Ben, göreve döneceğine inanıyorum. Futbol öyle bir oyun ki, hem üzüntüsü, hem de keyfi var. Bu keyif her şeyin üstünde oluyor. Halk tarafından sevilmek her şeyden önemli. Bunu parayla pulla yapamazsın. Aziz Yıldırım da sarı lacivertli camiada sevilen bir isim. Böyle bir ortamı bırakıp gitmesi zor.
Yıldız oyuncu kalmadı
- Türkiye, Dünya Kupası’na katılmış olsaydı, gurbetçilerin de desteği ile başarılı sonuçlar alır mıydı?
BİZİM bu futbol anlayışımızla, düştüğümüz gruba bağlı olurdu. Seyirci büyük bir faktör. Bunu kimse inkar edemez. Bakıyorsun, İngiltere yüzde 90 seyirci ile oynuyor. Hollanda derseniz, Robben’i çıkar, önceki kadrolarında olduğu gibi bir Gullit, bir Van Basten yok ki.
Koskoca İngiltere takımı, Paraguay karşısında gol pozisyonu üretemedi. Bir de favori göstermişler.
Kalburüstü takımlardan Almanya bir rezalet. Kazandı kazanmasına ama defansları bir rezalet. Almanlar matematik gibi oynuyorlar. Hiçbir şey beceremiyorlar. İyi koşuyorlar, iyi mücadele ediyorlar o kadar.
Ben merak ediyorum, Fransa nasıl oynayacak, İtalya nasıl oynayacak? İtalyanlar’dan pek ümitli değilim ama onlar planlı gidiyorlar. Bizdeki gibi illa kazanacağız havasında değiller. Ne de olsa İtalyanlar turnuva takımı.
İngilizler fazla şişiriyor
- Dünya Kupası’nda favori gösterilen takımlar maçlarını zorlanarak kazanıyor. Özellikle Avrupa temsilcileri hayal kırıklığı yaşatıyor. Sizce bunun sebebi ne?
BİR kere maçın neticelerini değiştirecek star oyuncuların olmaması. Avrupa basını, özellikle de İngilizler kendi oyuncularını fazla şişiriyor. İngiliz basını, Beckham’ı parlatıyor. Ama bakıyorsun sahadaki performansına beklediğini bulamıyorsun. İngilizler’in kendi aralarında oynadıkları maçlarda kimse kimseyi marke etmiyor. Başka bir takımla oynamaya başladıklarında iş değişiyor.
Arkadan şişirerek bir yere varamazsınız. Bir de şu çıktı ortaya; topu çok geriye oynadığın vakit, orta saha oyuncusu geriye dönmek zorunda kalıyor. Tıpkı Fenerbahçe gibi, geriden toplar şişiriliyor. O zaman da gol olmuyor. Bir kere orta saha oyuncususnun çok becerikli olması gerek.
Bu maçlara aldanmamak lazım. Çünkü daha şampiyonanın ilk maçları oynanıyor. Hiçbir takım kötü bir netice ile turnuvaya başlamak istemiyor. En azından bir puan kazanmak istiyor. Bu yüzden ilk maçları pek ölçü almayalım.